Multimedya;🎼 Ahmet Aslan \ Demet Akalın -
Çeşm-i Siyahım1. BÖLÜM: NEFES NEFESE
Ölür müydü insan düşünmekle?
Parçalanır mıydı zihni susturamadığı kelimelerin açtığı yaralar harbinde?
Küçük de olsa var mıydı gerçekten, geçmişin aklını kafesleyip onu senden çalma ihtimali?
Kafamın içindeki sesler konuşmaya devam ettikçe dünyadaki tüm oksijenler yetersiz geliyordu bana. O sesler beni yerin dibine soktukça, görmesem de zihnimin parçalara ayrılarak beni terk ettiğini hissedebiliyordum. Hemen bileklerimde duran kelepçeler bir birine çarparak tok bir sesi kulaklara pelesenk ederken dudaklarım yukarıya doğru kıvrılıyor, aklımı kaybetmemek için var gücümle savaşıyordum.
İçinde olduğum büyük, geniş Transporter araç öyle gürültülü ilerliyordu ki kendimi savaş sonunda kazanılan ganimet gibi hissetmeme neden oluyordu. Çıkardığı sesler öyle çok bağırıyordu ki ahmaklığımı, aylardır gözümü kapattığım her saniyeyi bir tokat gibi yüzüme çarpıyordu.
Geçmişimi yakıp yok etmeye çalışarak attığım her adım bir ip olup ayaklarıma dolanırken, o ipi burnumun dibine kadar sokup buna izin veren kendime lanetler ettim. Geride kalan her şey yeterince berbatken; birde yarından sonram için alınan canlar kocaman bir vebal olup boğazıma dolanırken, o vebali göz göre boynuma dolamasına izin verdiğim için kendimden binlerce kez nefret ettim.
Önünden geçip gittiğimiz tüm caddeler siyah, görünmez bir camın arkasından önüme sunulurken ben ilk defa nerede olduğumu sorgulamadan; yanımda ya da karşımda duran adamların ne düşüneceğini umursamadan dolan gözlerimden yaşların bir bir süzülmesine müsaade ettim.
Canımdan alınan canlara ağladım;
Kerem'e, gerisinde bırakmak zorunda kaldığı iki evladına ama en çok da kendisi gibi tek başına büyüyen karısının bir kez daha kaldığı o kimsesizliğe ağladım.
Hira'ma, biricik kardeşime, küçük kızımın kollarımda verdiği canına ağladım.
Ben bunu kendime nasıl yapmıştım?
Ben tüm yaşadıklarımdan sonra, hiç tanımadığım bir adama körü körüne nasıl güvenip de peşine takılmıştım?
Ben canımdan can alan Fırat Adalı'dan sonra o listeye yeni bir katili kendi ellerimle nasıl kazımıştım?
Dişlerimi bir birine bastırırken hıçkırıklarımı dizginlemeye çalıştım bir süre. Uzun süredir peşimde olan vicdanımdan beni kaçıran adamın, şimdi o vicdanı kanlar içinde getirip avucuma bırakışını gözyaşları içerisinde seyretmiştim. Daha fazla yanabilir miydi canım? Bundan sonra kim, daha ne kadar yakabilirdi ki canımı? Yaşamadığım tek bir acı, tatmadığım tek bir kazık dahi kalmamıştı...
"Ne yapıyorsun sen?" Hemen önümdeki adam büyük bir tedirginlikle üzerime doğru eğilene kadar yaptığım şeyin farkında bile değildim oysaki. Öyle çok hissizlikle dolmuştu ki içim, bir birinden ayırmak istercesine çektiğim kelepçenin metal kısımları bileklerime oturmuş, kesmiş, parçalamış, yaralanan yerlerden akan kan bileklerimden tüm kıyafetime hatta arabanın içine kadar yayılmıştı; fakat buna rağmen zerre kadar bir şey hissetmiyor oluşum içimdeki acının daha fazla ağır bastığındandı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARANLIK OKYANUS II
Ficção AdolescenteBir eliyle ensemi sıkıca kavrayıp bedenimi kendisine yaslarken, dudaklarını hemen dudaklarımın kenarına bastırdı. "Ellerimi açtığın an başına gelecekleri biliyorsun değil mi?" diye sordum, sıcak nefesi tenime vuruyor, gözlerinin içine kadar güldüğün...