Bir eliyle ensemi sıkıca kavrayıp bedenimi kendisine yaslarken, dudaklarını hemen dudaklarımın kenarına bastırdı.
"Ellerimi açtığın an başına gelecekleri biliyorsun değil mi?" diye sordum, sıcak nefesi tenime vuruyor, gözlerinin içine kadar güldüğün...
Gecikmişliğimin özrü adına size iki bölüm uzunluğunda, 9 bin kelimelik bir bölümle geldim... Umarım sizde benim için o küçük yıldıza basarak oy vermeyi ve satır aralarına yorum yapmayı es geçmezsiniz.
Şu sıralar sıkça doyduğum bir şey de, 'Karanlık Okyanus'u arkadaşım tavsiye etti' mesajları. Öncelikle kitabı arkadaşına tavsiye eden herkese kalpten sevgilerimi sunuyorum. İyi ki siz... ♡
Bölüm ithafı, @manyakmuhendisadayi İyi ki varsın.
⛓ Billie Eilish - You Shoud See Me In a Crown
⛓ Sezen Aksu - Son Bakış
10. BÖLÜM: "RUHU ÖLÜ KIZIL GÖKYÜZÜ."
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Bir kapı arardı insan kendisine, sıkılıp bunaldığında kaçıp saklanabileceği.
Bazen bir insan,
bazen bir hissiyat,
bazense imkânsızlara koşardı.
Yasakları tatmak, olmayanları oldurmaya çabalardı. Zevk aykırılıklarda saklı sanırdı. Ben tüm bunlardan hep kaçmış, sürekli sıradan bir hayatın hayaliyle yanıp tutuşmuştum; meğerse benim ateşim bu yasakların içinde saklıymış. Bunu Kamer Güney Soykıran'ı bulduğumda anlamıştım.
Kamer'e onunla evlenmek istediğimi söylediğim zamanın üzerinden sadece birkaç gün geçmişti. Kurduğum cümle onu dakikalarca afallatmış, aynı saniye kimliğimi alıp gerekenleri yapacağını dile getirerek birkaç saat boyunca işlemlerle uğraşmıştı. Eğer her şey yolunda giderse bu nikâh fazla uzak sayılmayan bir tarihte olacaktı.
Yağmur damlaları şiddetini biraz daha arttırdığında arabanın kapısını aralayıp aşağı indim. Sırtımı kapıya yaslayarak dirseğimi arabanın tavanına bastırdım, Kamer hemen ilerideki büfede bir şeyler almak için önündeki sıranın gelmesini bekliyordu. Bir an sanki ona baktığımı anlamış gibi omzunun üzerinden olduğum yere çevirdi bakışlarını. Kaşlarını çatıp ters ama düşünceli bir bakış attı, bunu yağmurun altında öylece kendimi ıslattığım için yaptığını biliyordum, buna karşılık onu kızdırmak ister gibi usulca gülümsedim. Hemen sonra sıra Kamer'e geldi ve bakışlarımız ayrıldı. Sadece bir an sonra hemen arkamda yabancı bir nefesin varlığını duydum.
"Durukan'ın selamını getirdim sana." Silahın namlusunu enseme bastırıp, nefesini saçlarımın arasına bıraktı. "Seni kendi elleriyle öldüreceğini, kardeş katili olmaktan bir an bile çekinmeyeceğini iletmemi istedi."
Andığı isim tüm uzuvlarımın öfkeyle titremesine sebep olduğunda hareketlenecek gibi oldum fakat alanımı biraz daha kısıtlayarak buna izin vermedi. "Dedi ki, artık benim Hazel diye bir kardeşim yok, o yüzden canını alırken ortada kaygılanacağım bir durum da yok. Bundan sonra önünde, arkasında, sağında ve solunda her yanında daima ben olacağım."
