21.12.2021Kadın, duyguları zehirli bir maddeymiş gibi içinden söküp aldı, demir bir kutuya bıraktı ve anahtarını sonsuzluğa uğurladı. Artık kutu yoktu, artık duygular ve hisler yoktu. Hapsettiklerinden geriye yalnızca gün aymamış bir karanlık, ateşe verdiklerinden yalnızca savrulup içine çöken kül birikintileri kalmıştı.
Kadın oturduğu yere iyice yayıldı. Bordoya boyadığı dolgun dudaklarını birbirine bastırıp, elleri arasında duran içeceğiyle oyalanırken tam karşısında dikkatli gözlerle kendisini izleyen son derece yakışıklı adama aynı şekilde karşılık vermeye başladı.
"Sanırım buraya içmeye değil, beni seyretmeye geldin." diye fısıldadı adam, gözlerini kısıp karşısındaki kadına daha yoğun gözlerle bakmaya başladığında. "Saatlerdir buradasın ama içeceğinden daha bir yudum bile almadın."
Kadının bu cesur cümleler karşısında dudakları kışkırtıcı bir tavırla iki yana doğru kıvrıldı, kaşlarını usulca havaya kaldırıp adamın söylediklerini onaylamak ister gibi başını aşağı yukarı salladı.
"Aslında tam olarak bunun için geldim." diye mırıldandı, gözlerini adamın gözlerinden bir an bile ayırmadan. "Eğlenmek için geldim yani." Elini kaldırıp hâlâ dolu olan içeceğini gösterdi, sonraysa uzanıp aralarında duran küçük sehpaya doğru bıraktı. "İçki tamamen bahane, ben pek kullanmam zaten."
Bedenine ikinci bir deri gibi yapışan, diz kapağının hemen üzerinde biten siyah deri elbisenin kendisini boğmaya başladığını hissetti, elini yakasına götürüp yavaşça aşağı yukarı çekiştirdi. Söylediklerinin aksine farkında olmadan yaptığı bu hareketle adamı fazlaca kışkırtmış görünüyordu çünkü adam elinde duran kadehi dudaklarına yaslayıp tek seferde tüm içkiyi bitirdi. Boş bardağı dolu bardağın yanına doğru serçe bırakıp oturduğu yerde öne doğru kayarak kadının üzerine doğru eğildi.
"Demek eğlenmek istiyorsun." diye fısıldadı. İçkiden dolayı gözleri tamamen kararmış, bakışları alev alan bir alkol gibi yanıp tutuşmaya başlamıştı. Kadına karşı hissettiği çekim o kadar fazlaydı ki, bir evet dese hemen elinden tutup onu bulundukları mekândan çıkarabilir, dakikalar içinde yalnız kalabilecekleri bir yere götürebilirdi. "Eğer sende istersen bu gece istediğin o eğlenceyi ayaklarına serebilirim. Emin ol seni eğlendirmek yalnızca beni değil seni de yoğun bir memnuniyet ve tatmin duygusuna sürükler."
Kadın duydukları karşısında gülümsedi, gözleri kısıldı dudakları hafifçe aralandı. Adam bu görüntü karşısında daha fazla delirdi, bu kadını istiyordu. En son isteyeceği şey şu an reddedilmekti ve bunun için ne gerekiyorsa yapacağından emindi.
"Seni tanımıyorum." diye mırıldandı kadın, hareketlerindeki kışkırtıcılığa zıt bir şeklide sözleriyle geri çekildiğinde.
"Tanışalım öyleyse." Çenesini dikleştirip etkileyici bir şekilde gülümsedi. "Ben Sancar Demirhan." deyip elini karşısında kısık bakışlarla izleyen kadın uzattı. "Ve sizde?"
"Evren," dedi kadın uzanıp adamın yanında ufacık kalan ellerle adamın eline dokunduğunda. "Evren Haznedar..."
Kadının buz gibi olan parmakları, adamın sıcacık ellerinin arasından kaydığı an mekândaki kısık sesli müzik de, insanlarda bir an yok olmuş ve yalnızca ikisi kalmış gibiydi. Adam sertçe yutkundu. Başparmağıyla usulca narin, yumuşak tenin üzerine dokundu. Bir süre boyunca ikisi de elini çekmedi.
"Seni daha yakından tanımak isterim Evren." dedi adam kendinden emin bir sesle. "Hislerim senin bir eğlenceden çok daha fazlası olduğunu fısıldıyor kulağıma."

ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARANLIK OKYANUS II
Genç KurguBir eliyle ensemi sıkıca kavrayıp bedenimi kendisine yaslarken, dudaklarını hemen dudaklarımın kenarına bastırdı. "Ellerimi açtığın an başına gelecekleri biliyorsun değil mi?" diye sordum, sıcak nefesi tenime vuruyor, gözlerinin içine kadar güldüğün...