SAGU | Gözyaşı |

11.6K 274 289
                                    


      Sagu: Ölen bir kişinin ardından söylenen bir tür ağıt şiiridir. Ölen kişinin yiğitliğini, yaptığı işleri, değerini anlatan, ölümünden doğan acıyı dile getiren bu şiirler bir tür ağıttır.

      Kitap Türü: Dram, Romantizm,Gizem.

     ' Başlama tarihinizi isterseniz buraya yazabilirsiniz.'  

   Kolundaki kahverengi kordonlu saatine sıkıntıyla ve yeşil gözleriyle baktı adam. Oturduğu çokta rahat olmayan koltukta kafasını geriye attı. Geleli bir iki dakika olmuştu ve ortalıkta kimse yoktu. Derken kapı çaldı. Kafasını kaldırarak gelen kişiye baktı. Elinde kahve ve her zamanki gibi siyah saçlarının üstünde bıraktığı siyah cam gözlükleriyle içeriye stajyer asistan girdi. Kafasını gülümseyerek hafifçe salladı ve adamın yanına ilerleyerek,

''Tarık bey birazdan gelecek size kahve getirmemi söyledi.'' dedi ve tam kahveyi adamın önüne koyacakken saçındaki gözlükleri birden gözlerinin üstüne indi. Sendeleyerek önünü bir anlığına göremezken o bir anlık zaman diliminde elindeki kahve adamın üzerine dökülmüştü bile. Adam birden acıyla inleyerek ayağa kalkarken, kız gözüne düşen gözlükleri çıkarıp aceleyle masaya bıraktı. Telaşlı bir şekilde,

''Çok özür dilerim. Birden oldu nasıl olduğunu anlamadım göz-'' lafını tamamlayamadan ,

''Lavaboyu göster yoksa daha fazla yanacağım.'' diyerek hafif sesini yükseltti ve ceketini , kravatını çıkararak kenara attı adam. Bugün başına daha fazla ne gelecekti diye de düşünmeden edemedi. Eliyle gömleğini karnından uzak tutmaya çalışırken hala acıyı hissediyordu. Kız telaşla ve korkuyla odanın içindeki beyaz kapıyı eliyle göstererek,

''Burada lavabo var. Tarık beyin lavabosu'' diye açıklama yaptı. Adam hemen oraya ilerlerken kız da peşinden gitti. Adam lavaboya girdi ve klozetin üstüne oturdu. Kız hala üzgün gözlerle adama bakarken , adam gömleğinin düğmelerini açmaya yeltendi fakat sağ eline de kahve dökülmüştü ve bu onu biraz zorladı. Birazdan burayı sıkıntıdan dağıtacaktı, üzerine sakar bir kızın kahve dökmesinden değil.

''Ben yapayım.'' dedi kız bu durumu fark edince. Adamın cevabını beklemeden dizlerinin üstünde çöküp adamın önünde eğildi ve gömleğinin düğmelerini açmaya başladı. Adamsa cevap vermemiş önündeki telaşı izliyordu. Sonra gömleğini çıkardı adamın. Kaslı karnını görünce biraz utansa da şuan bunun sırası değildi. Boynunda siyah bir zincirle asılı olan alyans dikkatini çekse de hemen yan taraftaki küçük ecza dolabından yanık kremini aldı.

''Canınız yanabilir.'' dedi üzgünce adama bakarken. Yavaşça ,eline sıktığı kremi adamın , önce eline sonra karnındaki kızarık olan bölgeye sürdü ve masaj uygulayarak yaymaya başladı. Kremin yanmasını hisseden adam önce bacağının tekinin öne doğru uzattı sonra da kafasını geriye attı ve dişlerini sıktı. Bunu fark eden kız,

''Çok üzgünüm gerçekten çok özür dilerim.'' dedi titreyen sesiyle. Adam bunun üzerine kafasını öne indirdi ve önce kıza sonra karnına gezinen ince, narin parmaklarına baktı. Kasıldığını hisseden adam kızın karnındaki kolunu bileğinden tutup,

''Ben hallederim sen bizim restoranı ara bana bir takım göndersinler.'' dedi. Kadın bileğindeki ellere bakarak kafasını salladı ve tam kalkacakken ikinci sakarlığını da yaptı. Uyuşan bacaklarıyla birden ayağa kalkınca keskin bir acı hissetti diz kapağının arkasında ve sendeleyerek yana doğru düşecekken adamın onu tutmasıyla, az önce öne doğru uzattığı bacağını saniyeler içinde refleks olarak eski haline getirerek oturmasını sağladı kızın . Adamla çok yakın bir mesafede ve hiç olmaması gereken bir pozisyon dalardı. Adam sıkıca kızın belini tutarken kız da adamın koluna tutunuyordu ve hala bir bacağının üstündeydi. Aralarında birbirlerinin kalp atışlarını duyacak kadar yakın bir mesafe vardı.Önüne düşen siyah saç tutamı kızın hızlı nefes alış verişinden adamın yüzüne çarpıp duruyordu.

...

Onunla göz göze gelmemizin ardından aynı acıyla gözlerimin içine bakarken, benim yanıma doğru çömelmiş ve boştan olan elini sıvazladığım yere doğru uzatmıştı. Ben ne yapacağını adeta ağzım açık bakarken elini uzatıp okşamıştı acıyan yeri. O anın verdiği heyecandan mıdır bilinmez ama kalbimde bir şeylerin az da olsa hafiflediği ve acımın uçup gittiğini hissettim.

Endişeli bir şekilde bakan gözlerini kafamdan çekip gözlerimin içine çevirmişti. Onun acıyan yerime dokunmasıyla elim havada kalırken ''Çok acıdı mı?'' diye bir soru yöneltmişti yüzüme doğru. Gerçek bir endişeye bulanmış ses tonu beni öyle yersiz bir mutluluğa sürüklemişti ki. Utanmasam çarpıştığımıza sevinecektim.

Tam o an da onunda kafasının acıdığı gerçeği kafama dank etmişti. Büyük bir endişeyle çarptığım yere bakmıştım. Sesim endişenin kıskacından kurtulmuş gibi bas bas bağırıyordu duygularımı.

''Asıl siz iyi misiniz?'' Her ne kadar kafasını sallasa da inanmamıştım. Benim kafama taş düşmüş gibi bir acı yer edinmişken, onun canının yanmadığına inanamıyordum bir türlü.

Kafamdaki elini çektiği gibi zarif bir şekilde ellerimden tutup beni ayağa kaldırmıştı. Ardından eğilip bu durumun yaşanmasına sebep olan eşyalarımı almış ve birde silkelemişti. Hemde bunu tüm ciddiyetiyle yapmıştı.

''Ben iyiyim, siz iyiyseniz.'' Dudaklarından dökülenler kalbime veyahut ruhuma bir kanserin ilacı gibi değdiği yeri yeşertirken, elindekileri bana doğru uzatmıştı. Bilseydi bu cümleyi kurduğunda çantam ve ceketim bende olsaydı, onları tekrar düşürebilme ihtimali mi yinede uzatır mıydı?

Sakince almıştım elindekileri. Ne kadar zaman geçti pek bilmiyordum ama onun evinden çıkarken ki öfkem ve kalbimde dolup taşan kıskançlık hissi, şuan damarlarımda kol gezmeyi bırakmıştı. Hala aklımda vardı bir kaç cevabı olmayan soru fakat bunları dile getirerek bu anın bana göre olan büyüsünü bozmaya niyetim yoktu. Açıkçası cesaretim..


Not:

* Kitabın ilk bölümünden sonra hemen okumayı bırakmanızı tavsiye etmiyorum. Çünkü hikayenin gidişatını ayarlamak için ilk başlarda bir şeyler anlamayabilirsiniz. Sonrasında her şey yerine oturacaktır. Tanıtımdan yanlış anlamlar çıkarmanızı istemem. Kesinlikle birbirine kötü davranan kadın erkek, en önemlisi erkek ilişkisi yoktur. Küçümseme ve  hor görme gibi şeyler baş karakterler arasında söz konusu değildir. Okuduğunuz için teşekkürler. Sevgiyle kalın. *

 * Bu isimde ilk hikaye *

* Yazma tarihi :19.06.2017 .Yayım tarihi : 9.07.2017 *

Instagram : saguoffical

 Instagram : saguoffical

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
SAGU | Gözyaşı |Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin