40. Bölüm ''Yıllar sonra İlk''

1.2K 66 51
                                    

SAGU | gözyaşı |

40. Bölüm ''Yıllar sonra ilk''

Not: Yukarıdaki şarkı, melodisi ve sözleri tam bu bölüm için. Sonlara doğru açıp dinleyin lütfen.

"Haklılar, hiç bir delil yokken dosya nasıl açık kalacak ki!" Elimdeki dosyayı sadece Deniz ile benim olduğum toplantı odasının ortasındaki dikdörtgen uzun masaya doğru fırlattıktan sonra üzerimdeki gömleği çıkardım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Haklılar, hiç bir delil yokken dosya nasıl açık kalacak ki!" Elimdeki dosyayı sadece Deniz ile benim olduğum toplantı odasının ortasındaki dikdörtgen uzun masaya doğru fırlattıktan sonra üzerimdeki gömleği çıkardım.

Az önce dolu olan oda bir saat süren toplantı sonrasında boşalmıştı. Ensemi sıvazladığım da elime çalınan nem benim için bu toplantının zor geçtiğini gösteriyordu. Nitekim de öyleydi.

"Koray'ın ölmeden önce söyledikleri delil yetersizliğine girmeseydi işimiz daha kolaydı." diyerek kenarda duran su şişelerinden bir tanesini açarak tepesine dikerek içti Deniz.

Haklıydı, net olarak kesin bir delilimiz yoktu.

"Ya da öldürülmeseydi..." diyerek daha net bir yolu öne sürdüğümde sıkıntıyla kafasını salladı Deniz.

O gün o adamın orada olması tesadüf değildi. Bir şey söylemek için gelmişti, mutlaka bunun için gelmişti. Öncesinde neredeydi kiminle ne konuştu bilmiyordum fakat sonrasında bize gelecek kadar ciddi bir münakaşadan çıktığını düşünüyordum.

"Koray'ın evi dağılmadan tekrar gidip bakacağım. İllaki gözümüzden bir şey kaçmıştır." Toplantıda konuştuğumuz konuyu dile getirdiğimde, kendini sandalyenin üzerine derin bir nefes alarak bırakan Deniz kafasını salladı.

"Beraber gidelim." Toplantıda elimizde olan adres ve mekanlara bir kez daha bakmamız gerektiğini konuşmuştuk. Zaten başka da yapacak bir şey yoktu.

Bu dosyayı kapattırmayacaktım. Ne olursa olsun yeterli bir delil bulmam gerekiyordu. Geriye dönüp baktığımda elimde küçücük bir iz bile yokken geçirdiğim o zamana nasıl tutunduysam şimdi sahip olduğum bu küçük delile tutunacaktım.

Bir saat sonrasını hatta bir dakika sonrasını asla bilemezdik. Belkide elime geçecek olan delil ben bu şekilde kara kara düşünürken çok yakınımdaydı. Belkide gözümün önündeydi fakat biraz geniş bakmam gerekiyordu. Tüm bu varsayımları ince eleyip sık dokumam gerekliydi. Hemde en kısa sürede.

Seyrek bir şekilde başıma girmekte olan ağrıyı yatıştırmak için şakaklarımı tek elimle ovalarken sessiz odayı telefon sesi esir aldı. Deniz masanın üzerine koyduğu telefonu garip bir hızla eline alırken anında yüzünü bana çevirdi. Bu hareketinin tuhaflığını anlayamamıştım.

Ne oldu dercesine kafamı salladığımda "Annem arıyor ben bir konuşup geleyim." diyerek telefonun önünü saklamak ister gibi tutarak odadan çıktı.

SAGU | Gözyaşı |Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin