11. Bölüm '' Yağmur hediyesi ''

1.9K 117 39
                                    

Kaybetmenin ne demek olduğunu bilenlere ithafen...

* Müziği 'Onur Koçyiğit' yazan yerden itibaren açıp dinleyiniz. *

SAGU | gözyaşı |

11.Bölüm ''Yağmur hediyesi''

Dışarıdan yağan yağmur gökyüzüne küsüp damlalarını azaltsa da hala yağıyordu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Dışarıdan yağan yağmur gökyüzüne küsüp damlalarını azaltsa da hala yağıyordu. Normalde çıkmam gereken saat geçmiş , akrep altıya çoktan uğramıştı. Çiftlikte işler bir türlü bitmiyor, üstüne neredeyse yarım saattir elimde dosyalarla Tarık beyin kapısının önünde bekliyordum. İçeriye aciliyetten dolayı bir adam girmiş ve bir türlü çıkmamıştı. Ha çıktı ha çıkacak derken de yarım saati devirmiştim.

 Masamın yanındaki camdan esen sert rüzgar ve buna karışık çan sesleri ortalığı sarmışken, üşüme hissi uyandırıyordu insanda bu durum. Elimdeki dosyaları masama bırakarak cama yaklaştım ve bu yaklaşımla saçlarım rüzgarın pençesi altında kaldı. Yüzümü yalayan sert rüzgara karşı gözlerimi sımsıkı yumdum ve camı kapattım. 

Tam bu sırada Tarık beyin kapısı açıldı ve o adam çıktı. Bende daha fazla zaman kaybetmeyerek masadaki dosyaları geri elime aldım ve kapıya doğru ilerledim. İki kez tıkladığım kapıya rağmen ses gelmezken tekrar tıkladım. Geçen beş altı saniye sonraki zaman diliminde ses gelmiş ve bende içeriye girmiştim. Hafif bir baş selamından sonra dosyaları Tarık beye uzattım ve incelemesini beklemeden direk konuştum.

'' Bütün dosyaları düzenledim Tarık bey. Hepsi orada. '' Sesim nedensizce çatallaşmış çıkarken Tarık bey dosyalara bakmamıştı bile. Yüzünde ilk defa karşılaştığım bir hüzün dalgası dolaşıyordu. Sanki kötü bir haber almış gibiydi. Tabi bu beni ilgilendirmezdi ama sonuç olarak para kazandığım yer burası o da benim patronumdu. Bu farklılığı dile getirecek cesareti kendimde bulamayınca ,beklemeye başladım ağzından dökülecek kelimeleri. Tarık bey önündeki dosyadan gözlerini çekerek bana döndü ve derin bir nefes alarak otoriterliğin tam ortasına oturulmuş bir sesle döktü cümlelerini.

'' Tamam Ela. Bu saate kadar kaldın sende. Artık çıkabilirsin. Yarın işe gelme, dinlenirsin. '' Son kurduğu cümleyle ,ondan öncekiler aklımdan çıkarken derin bir nefes bıraktım dışarıya. Bu mutluluk nefesiydi. Zaten oldukça yoğun bir staj dönemim geçiyordu ve bu izin çok iyi gelecekti. Mutluluğumu gizleyemezdim değil mi ? Sonuçta insan ; mutluysa mutlu, mutsuzsa mutsuzdur.

'' Çok teşekkür ederim Tarık bey. '' Sesimdeki mutluluk ve altında yatan yorgunluğun uzuvları bariz ortadayken, Tarık beyin onayıyla çıktım odadan. 

Masamın üzerini toplayıp, çantamı ve masanın üzerindeki telefonumu aldım. Çıkışa doğru ilerlerken yağmurun sesi yaklaştı kulağıma. Üzerimdeki uzun etek ve askılı badiyle üşüyecek olsam da yağmurun soğukluğunu seviyordum. Çiftlik ofisinden çıkıp düz yolda ilerlerken , çantamdan kulaklığımı çıkarıp telefonuma taktım ve rastgele bir şarkı açtım. Şarkı ritmini yavaşçana kulağımda gezdirirken bununla birlikte bir kaç tane yağmur damlası tekleye tekleye damlıyordu saçlarıma. Otobüs durağına geldiğimde fazla kalabalık olmadığını görmem beni sevindirmişti. Sabahları taksiyle , çıkışları da otobüs kullanarak gidip geliyordum çiftliğe. Böylelikle sabah otobüs bekleme derdim kalmıyordu. Durağın kapalı alanına geçerek otobüsümü müzik eşliğinde beklerken bir nakarat takıldı zihnime.

SAGU | Gözyaşı |Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin