25. Bölüm ''Bordo atkının sırrı'' /1

1.2K 79 109
                                    

11K için herkese binlerce teşekkür.❤

Herkese merhaba. Bölüm sonuna yeni yaptığım kapağı ekledim. Yorumlarınızı belirtin lütfen ona göre kapağı değiştireceğim. Beğenilmez ise eski kapağı yeniden koyacağım.

Oy sınırının dolmasını bekleyecektim fakat bölüm hazırken, beklemek haksızlık olur diye düşündüm. Ama yine de lütfen oy ve yorum yapmayı ihmal etmeyin. İyi kötü hepsine açığım. Oy yükselince yeni bölüm gelecektir.

Sevgiyle kalın, sizleri seviyorum.❤

SAGU | gözyaşı |

25. Bölüm ''Bordo atkının sırrı'' /1

Elimdeki kar küresiyle adını taşıdığım gözlerim birleşerek, bu anın içindeki ahenkli bir serüvende beraber kayboluyordu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Elimdeki kar küresiyle adını taşıdığım gözlerim birleşerek, bu anın içindeki ahenkli bir serüvende beraber kayboluyordu. İşaret parmağımı aynı Onur'un yaklaşık bir saat önce yaptığı gibi yuvarlak camın üzerinde alelade bir yere dokundurdum. Acaba buraya mı dokunmuştu? Sonra parmağımın mevkisini değiştirdim ve daha sola bir yere koymuştum. Ya burası, burası mıydı? Yaptığım şeye sesli bir şekilde güldüğümde kendi kendime utanmıştım. 

Saatler önce  Onur'un avucunda kısa bir seyir halinde olan elimi kaldırıp yüzümün hizasına getirdim ve sağa sola çevirerek incelemeye başladım. O güzelim ellerinde nasılda kaybolmuştu benim küçük elim. Bir de baş parmağıyla okşamış olması aklıma gelince, az öncekine nazaran daha sesli bir şekilde gülümseyip kar küresini yerine bıraktım ve çantamda duran telefonu elime aldım. İlk başta kararsız kalmıştım fakat parmaklarım benden istemsiz kalbimle birlikte çoktan yola çıkmıştı.

''Hediyeler için tekrar çok teşekkür ederim. Kendimi bana çok özel hissettirdin Onur.'' yazdım ve kısa bir an tereddütte kalarak mesajı yolladım.

Heyecandan enseme ter basmıştı. Saçlarımı arkadan havaya kaldırıp elimle yelpaze yaparak ayağa kalktım ve etrafta dolanmaya başladım.

Yaklaşık yarım saat olmuştu ama hala cevap vermemişti. O cevap vermedikçe modum düşünüyor ve farklı şeyler düşünmeye başlıyordum. 

Acaba eve gitmemiş miydi? Eve gitmese bile nereye gitmiş olabilirdi? Sevgilisi yoktu, biliyordum ve bu düşünce aklımdan geçince burukça gülümsedim. Gülümsememin yüzümde donmasına sebep olan şey oda da yankılanan mesaj sesiydi. Hızlıca masadaki telefonu elime aldım ve hiç beklemeden mesajı açtım.

"Rica ederim. Zaten öylesin Ela."

Saniyeler içinde defalarca okuduğum mesaj ile telefonumu göğsüme doğru çektim ve gözlerimi kapatıp kafamı yukarı kaldırdım. Bu heyecanım tarif edilemezdi. Kalbimin ritmi yine onun yüzünden değişiyordu ve bu durum çok başkaydı. İlk defa böyle şeyler hissediyordum bir erkeğe karşı. Ve ağabeyimden sonra ilk defa bir erkek tarafından özel olarak konumlandırıldığım bir yerdeydim. 

SAGU | Gözyaşı |Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin