19. Bölüm ''O an anlamıştım...'' /1

1.4K 69 46
                                    

        Herkese iyi akşamlar. Ela'nın kısmından sonra şarkıyı açarak okumanızı tavsiye ederim. Bölüm sonu yorumlarınızı ve votelerinizi unutmayın. Sevgiyle kalın.♥ 

  Yazar'ın Anlatımından;

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

  Yazar'ın Anlatımından;

    Güneş, tam tepede olmasa da kendini belli ederek ışınlarını yolluyordu yeryüzüne. Rüzgar yapmasını en çok sevdiği şeyi yapıp esiyordu doğaya. Bazen isteyerek bazense kızgınlıkla...

Yağmur en samimi tarafıyla toprağı okşuyor, aynı bir ceylan kalbi gibi de sevincini salıyordu etrafa. Biz insanlar ise o sevinçle, eşsiz bir nefes çekiyorduk ciğerlerimize.

 Herkesin bir görevi vardı bu kainatta.

İnsanların görevi ise düzensiz olsa da iyi ve kötünün yanında olmaktı. Kendi iradeleriyle, bu ne kısa ne uzun sayılacak savaşı olabildiğince hasarsız bitirmekti. Çünkü ölüm her yerdeydi. Her saniye bizlerle...

Bu saçları ağarmaya yüz tutmuş yaşlı adam da bu savaşta iyiyi sadece bir kere seçmişti. O da kendiliğinden ve kısa sürerek. Sevince...

İnsan sevince dengesi şaşar iyiyse kötü bazende kötüyse iyi olurdu. Sevgi güzel bir ilaçtı iyileşmek için. Anlayana...

Ama ya anlayamayana? Onlarında iradesi yok muydu, kalbi yok muydu? Anlamaz mıydı tüm duyguların tüm hislerin ötesinde bir yerde olduğunu bunun. Anlarlardı tabi ki. Ama bazen yetmezdi simsiyah bir kalbe küçücük bir beyaz renk. 

Tüm bu iradelerin ve kainatın ötesinde, o sadece bir mal gibi istemişti sevdiği kadını. Yanımda dursun, ihtiyaçlarımı gidersin, kimseye bakmasın, sadece ve sadece beni sevsin. Ama bilmiyordu o kadının kalbinde önceden yeşermiş bir sevginin olduğunu. Burası da o adamı tek masum yapan yerdi zaten. İlk ve tek!

Ta nikahına almadan önce bunu öğrenmiş ve göz ardı ederek 'sadece benim olacaksın'demişti. Ne absürt bir cümledir 'sadece benim.' Bunu ona gencecik yaşında söyleten neydi? Sevgi hiç değildi şüphesiz. O adamın sevgisi, kadın ben başkasını seviyorum beni bırak dediği an büyük bir ateş topuyla birlikte kibre dönüşmüş ve bir mal gibi satın almıştı kadını babasından. Şimdi neresi sevgiydi bunun.

Şimdi ondan çaldıklarına bakıyordu yüzünde sevinçten uzak daha sinsi bir tebessüm ile. Hiç pişman değildi. Neden pişman olacaktı ki? Çalmak hoşnutsuz bir kelime olsa da bu adam için, sonuçta o ona da ait bir şeydi. Aynı zamanda onunda bir parçasıydı. 

            Onur'dan;

''Onur ağabeyi gördüm anne, bak!''

Adımın yüksek ve tiz bir şekilde söylendiği yere doğru dikkatimi verdiğimde karşımda gördüğüm Yağız tebessüm etmeme  sebep olmuştu. Beni sağ elinin küçücük işaret parmağıyla annesine göstermeye çalışıyordu. Başarmıştı da.

SAGU | Gözyaşı |Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin