Herkese merhaba.❤ Lütfen oy ve yorumlarınızı belirtiniz. Oylamadığınız bölümler varsa ve eğer beğendiyseniz oylamanızı rica ediyorum. Bu sıralama da oldukça önemli çünkü.
SAGU | gözyaşı |
29. Bölüm ''Narın içindeki duygu''
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Saçlarımı iki taraftan tutturduktan sonra mutfağa ilerleyerek yaptığım keki kabına koymaya başladım. Kalbimdeki anılara bir yenisini daha eklemek için çıktığım bu yolda, geçmem gereken çok ciddi bir engel vardı. Onur'un annesi...
Bir kaç gün önce annesinin benimle tanışmak istediğini söyleyerek kalbime düşürdüğü bomba benimle birlikte bu zamana kadar tetikte bekliyordu. Annem bunu öğrendiğinde yakında bizde eve çağıralım diyerek tepkisini ortaya koymuştu. Sevmişti Onur'u. Sevmeseydi asla izin vermezdi ne annesiyle tanışmama ne de Onur'la görüşmeme.
Keki koyduğum kalıbı bez çantama dikkatlice yerleştirdiğimde, mutfağın canımdan ileride görülen caddeni başına çevirdim gözlerimi. Arabası yaklaşık yirmi dakikadır oradaydı ve ben bir türlü tamamlanıp evden çıkamamıştım. Babamla ağabeyimin evde olmaması da büyük şanstı benim için şuan.
Giydiğim uzun gri triko elbisemin üzerine siyah kabanımı geçirdim. Siyah küçük çantamı çapraz bir şekilde taktığımda, bordo atkımı da boynuma salıverdim. Kapıya elimdeki bez çanta ile ilerlediğimde annemde benimle birlikte bekliyordu. Siyah botlarımı da giydikten sonra ''Dikkat et, sakın geç gelme kızım.'' diyen anneme kafamı sallayarak sarıldım.
Dakikasında indiğim sokakta hızlıca arabanın olduğu yere doğru ilerlerken, Onur beni henüz görmemişti. Bundan faydalanarak direk arabaya bindiğimde kafasını bana çevirerek gülümsedi.
''Çok beklettim değil mi?'' diye mahcubiyetle sorarken kucağıma bıraktığım kekin olduğu çantaya kısa bir bakış atarak kafasını olumsuz anlamda salladı. ''Yok, yeni geldim bende.'' Hayretle Onur'a baktığımda gayet ciddi bir yüz ifadesiyle bana bakıyordu. Baygınlıkla gözlerimi açıp kapatarak ''Yalan söyleme, geldiğini gördüm pencereden.'' diyerek onun söylediği cümleyi anında çürüttüm. Omzunu aşağı yukarı kaldırıp indirdiğinde aynı anda kemerlerimizi takmıştık.
Arabayı çalıştırması ile saniyeler sonra sakin caddede ilerlerken, yüzünde hafif bir tebessüm oluştu. Yola bakışından faydalanarak onu incelemeye başladığımda yine üzerinde siyah bir kazak olduğunu görmüştüm. Siyah renginin esmer tenine yakışması gözlerimi dolduruyordu. Aklıma gelen ile bileğine doğru çevirdiğimde bakışlarımı, bilekliğin orada olduğunu görmem yüzümdeki tebessümü daha da büyütmüştü. Onu her gördüğümde bilekliğin bileğinde olması kalbime ince bir sızı salıyordu. Onur ise o sızıdan içeriye dola dola giriyordu kalbime ve orada ki bütünlüğüne her geçen gün yeni duygular bırakarak kayboluyordu.
