28. Bölüm "Saçlarımdaki nefes"

1.2K 86 73
                                    

Oy ve yorum yükselmediği sürece yeni bölüm ona göre daha geç gelecektir. Anlayışınız için teşekkürler.❤

SAGU | gözyaşı |

28. Bölüm ''Saçlarımdaki nefes''

 Bölüm ''Saçlarımdaki nefes''

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

''İyi akşamlar canım.'' Ceylan hanıma başımla selam verdiğimde kapısını kapatmasını bekledim. Sabah ki o olaydan sonra Ceylan hanım aramış ve acil bir şekilde işinin çıktığını söyleyerek beni çağırmıştı. Tereddütsüz kabul ettiğimde kendimi oyalayabilecek bir şeye vermek düşüncesi ile girdiğim bu kapıdan tam tersi çıkıyordum.

Üzerimdeki kabanıma daha da sıkı sarıldım adımlarımı ilerletirken. Olduğum duygusal boşluk tüm kalbimi kaplarken bir de yetmezmiş gibi zihnime sıçratmıştı zehrini. Zihinsel olarak sabahtan bu yana öyle çok yorulmuştum ki düşünmekten, beyin nöronlarım eminim ki artık benden yana çalışmıyordu. Tıpkı kalbimdeki Onur'a olan sevdam gibi.

Sevdası bir insana acımasız davranabilir miydi?

Bu kuramı anlamıyor ve asla anlamayacaktım. Boynumdan asla ayırmadığım atkım elimin ucunda alelade bir şekilde durarak rüzgara karşı kendince direniyordu. Boynumdan kurtarması gereken esintiler şuan tokat gibi çarpıyordu bu somut eşyaya. Boynuma taksam sanki ona olan kırgınlığıma ihanet edecekmişim gibi geliyordu.

Kırgındım. Kırgın ve aşık...

Kendimi onun su yeşili gözlerinden atıp, çakıldığım iriste ölmeyi bekliyor gibi hissediyordum. Ve bu ölüm hiç bu kadar güzel hissettirmemişti. Oysaki ölüm acı bir his gibi bahşedilmez miydi?

Sanki ben o acının içindeki küçük gerçekliğe tutunmuş ve asıl hayatımın başlamasını bekliyordum. Aşkıma sahip çıkılacak asıl hayatımın...

İçimdeki kumkuma beni kendine daha da çekip nefes almamı sağlarken gözlerime hemen sokağın girişinde bir araba takıldı. Adımlarım bununla eş zamanlı yavaşlarken, içinden çıkan Onur'u görmem bir olmuştu.

Arabanın kapısını sert bir şekilde kapattığını duyduğumda tamamen duran adımlarımın aksine o seri adımlarla hızla yanıma gelmeye başlamıştı. Git gide yanıma yaklaşırken kolumdan hafifçe tutarak hemen yan taraftaki duvar köşesine doğru nazikçe ilerletmiş ve oraya vardığımızda sırtımı duvara gelecek şekilde durdurmuştu beni. Adımlarım sahipleri ben değilmişim gibi ona doğru yönelirken yine onun talimatıyla durarak beni çoktan yok saymışlardı.

Onur aramızdaki bir iki adımlık mesafeden bana yukarıdan bakmaya devam ediyor ve hala konuşmuyordu. Üzerinde sabah ki kıyafetler vardı. Beni takip etmiş olamazdı değil mi?

Gözlerindeki öfkeyi çok net okuyabiliyordum ve bunu cesurca bana yansıtıyordu bakışlarıyla. Sinirliydi. Bu açıkça belliydi.

Gözlerinin yeşili koyulaşmış, yüzü gerilmiş fakat aksi gibi de kaşları dümdüzdü. Saçlarımın başlangıç noktasından göz kapaklarıma yayılan hırçın nefesi içimdeki kırgınlığı alıp götürmüyordu. Veya bana olan şuan ki yakınlığı...

SAGU | Gözyaşı |Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin