21. Bölüm''İlk içten bakış'' / 2

1.3K 83 100
                                    

Romantizm kategorisinde 5. sıraya yükselmemi sağlayan herkese binlerce teşekkür. ❤️

SAGU | gözyaşı |

21. Bölüm ''İlk içten bakış'' / 2

Gözlerimdeki şaşkınlığın ardında kalan bu karşımdaki adam, sanki eline elektrik çarpmışcasına bir adım benden uzaklaşmıştı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Gözlerimdeki şaşkınlığın ardında kalan bu karşımdaki adam, sanki eline elektrik çarpmışcasına bir adım benden uzaklaşmıştı. Tam o anda açık olan ağzımı kapatıp yaptığım yanlış hareketin farkına varmıştım. Beni yanlış anlamayı bırak, bir de benden uzaklaşmıştı. Dakikalar önce benden uzaklaşıp bilmediğim bir evrene doğru ışık hızında giden ağlama isteğim şimdi aynı hızla göz pınarlarıma bir savaş açıyordu. Fakat bu kadarını kontrol altında tutabilecek gücü kendimde bulabiliyordum.

''İsterseniz, bir yerde oturup öyle konuşalım.'' Onur'un tam can damarıma baskı yapan cümlesi şuan bana yeni çektiğim bir nefes gibi gelmişti. Hayata döndüren bir nefes.

Gözlerime benden cevap beklemenin vermiş olduğu merak ile bakarken kafamı büyük bir istekle salladım. Tabi bunu fazla belli etmeyerek.

Üzerinde ki gri ince paltosunun içinden çıkardığı elini caddeye doğru uzatarak bana önden geçmem için bir öncelik tanımıştı. Bir an önce gitmek istediğimi her ne kadar belli etmemeye çalışsam da yine de hiç beklemeden adımımı atmış ve onunda benimle birlikte yürümesini izlemiştim. Artık kararan havanın en büyük dostu rüzgarda yerini aldığında ise hemen elimdeki ceketimi üzerime giymiştim ve ardından da çantamı çapraz bir şekilde takmıştım.

Ekim ayı son güzelliklerini yer yüzünde belli ederken, havalarda artık eskisi gibi değildi. Gündüzleri hafif hafif eserken, gecenin sırlarını soğuk soğuk çıkarıyordu ortaya. Tıpkı şuan ki gibi..

Sessiz bir perşembe gününün akşam vaktine girdiği tam da şuan, sol göğsümün altındaki organıma can olan insanla, bir sokakta yan yana yürüyordum. Bu sokağın ismini hemen öğrenmem gerektiğini düşünerek etrafa kısa bir göz gezdirdiğimde sarı bir binanın yanındaki dikdörtgen levhada büyük ve beyaz harflerle 'Vuslat' yazıyordu.

Vuslat... Bunun bir işaret olduğuna tüm kalbimle inanarak gülümsedim.

Onur'a doğru kafamı çevirdiğimde, gayet rahat bir şekilde yürüyordu. Elini kaldırarak bir yeri gösterdiğinde hemen kafamı oraya çevirdim. Yoksa az daha yakalanacaktım.

Gösterdiği yer arabasını park ettiği yerdi. Bir kaç adım sonrasında arabasının önüne geldiğimizde binmek için kolumu kapıya uzattığım anda benden önce davranıp kapımı açmıştı. Havada kalan elim tüm boşlukları doldururken, Onur'a doğru kafamı çevirdim ve teşekkür ettim. Şaşkın şaşkın bakma kotamı doldurmuş olmalıydım artık. Her ne kadar saatler önce sinirlerimin tavan yaptığı bir volkandan çıkmış olsam da, şuan aynı volkanda sakinliği en sessizinden hissediyordum. Üstelik tek başıma da değildim.

SAGU | Gözyaşı |Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin