9. Bölüm '' Ateşin ilk yanışı ''

2.4K 131 41
                                    

SAGU | gözyaşı |

9. Bölüm ''Ateşin ilk yanışı''

Vote ve yorumlarınızı bekliyorum. Sevgiyle kalın.

Multimedya: Ela ve Onur'un fon müziği.


Mavi değil miydi deniz rengi ? Dalgalarını kızgınca püskürttüğü beyazından sonra çıkardığı renk, mavi değil miydi ? Ben mi başka bir dünyada yaşıyordum yoksa karşımdaki bu gözler başka bir boyuta mı aitti ? Denizin üstünde durmaya hüküm giymiş güneş, ışığını sihirli bir değneğe değer gibi dokundurduğunda oluşan o bin bir renge ilham veren yeşil... bu hangi boyutta gerçekleşirdi ki. 

Deniz yeşilinin canlı örneği, şimdi tam derinliklerine inmeye korktuğum bu gözlerdi işte. Saniyelik gözlerini kırpışıyla kirpiklerinin süzülerek dansı gözlerinde yer edinmişti ve güzel bir gölge bırakmıştı ardında. Neydi bu yaman çelişki ? İkisinin güzelliği fazla değil miydi ? İlk defa bu kadar yakından bakıyordum bu gözlere. Evet ; bunun olmasını düşünmüş ve istemiştim ama gerçekleşmesi aslında ölüm kadar yakın ,hayat kadar uzaktı. Hızlı nefes alış verişimden kaynaklı saç tutamımın ritmli bir şekilde Onur beyin yüzüne değip tekrar geri gelişi ; onun gözlerine mi , ürperti hissi veren nefesine mi yoksa bulunduğum duruma mı bakmamı zorlaştırıyordu. Gözlerini bir buzul parçasının donukluğu mudur yoksa kızgınlığı mıdır anlayamadığım bir duygu yokluyordu. Kaşlarında çakan şimşeğin çıkardığı ses gibi insanlarda bıraktığı somut bir etki vardı. Eğer öyleyse şuan bir somutlukla hafif çatıktı kaşları.

       Kolunu tutan elimin içi terlemiş olacak ki dokunduğu yerde benden kaynaklı bir ıslaklıkla birlikte kayma kuvvetinin devreye girmesiyle elim aşağıya doğru çekildi. Bununla birlikte, sanki tüm gücümü temas halindeki koldan alırmışım gibi geriye doğru sendelendim belimde karşımdaki adamın kolu olmasına rağmen. Gözlerimiz bununla birlikte oluşan hareketliliğe yangın çıkmışçasına bakarken, belimdeki güçlü sarmaşığın beni daha sıkı sardığını hissettim. Göğsümde bir baskı hissedince bunun ilk kalp atışım olduğunu düşünsemde ,aslında bu baskı onun göğsüydü. Bu hareketle daha fazla sularına girdiğim adamın , bu seferde az önce yere çekilen elim onun kolunda değil boynundaydı. 

Ellerimin oraya refleksen gitmiş olduğunu düşünsemde bunun ne ara olduğunu anlayamamıştım. Aramızda mekik dokuyan saç tutamım az önce gerçekleşen heyelandan sonra azalsada hâlâ aramızda olup, karşımdaki adamın hiç kırpmadığı gözlerine çarpıp benim hızlı nefes alışımdan kuruyan dudaklarıma tekrar değiyordu. Belimdeki sarmaşık dallarını az öncekine nazaran daha sıkı köklendirmesiyle biraz yukarı çıkmıştım ve bu da saç tutamımın onun gözüne gelmesini sağlıyordu. Ayaklarımda yazlık bir ayakkabı olmasına rağmen cehennemdeki şeytanın dokunuşu gibi günah bir sıcaklık hissettim. Bu sıcaklık yolunu direk tamamlayarak kalbime nokta atışı yaparken, aslında hızlı atan kalbim ve hızlı aldığım nefesle onun göğsüne karşılık inip kalkıyormuş göğsüm. 

Onur bey ile hipotenize olmuş ve zaman bizi bir süreliğine başka bir boyuta götürmüş gibi tepkisiz birbirimize bakarken, kulak tırmalayan bir ses gelip geçti kulağımdan. Birden geriye doğru çekilmemle hâlâ bulunduğum konuma rağmen uzaklaşmıştım ondan. Az önceki ses Onur beyin öksürüğü ve şimdiki hareketlilik yine onun beni ateşe yaklaşıyormuş gibi geri çekişiydi. Kısa bir deprem gibi gelip geçen sarsıntıyla kendime gelirken, beni saran sarmaşığın geri çekildiğini hissettim. Zaman bizi götürdüğü boyuttan geri alırken, kendi kuvvetimle oturduğum dizden havada kalan elimi indirerek usulca kalktım ki o da bunu bekliyordu.

SAGU | Gözyaşı |Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin