4. Bölüm '' A ''

4.3K 205 71
                                    

SAGU | gözyaşı |

4. Bölüm ''A''

Multimedya: Ela ve Onur'un şarkısı.

İyi okumalar..

      Onur'dan ;

   Karşı tarafı dinledikten sonra ''Tamam ben sana döneceğim zaten birazdan çıkacaktım.'' diyerek telefonu kapatıp cebime koydum. Ela'nın neden hala bana baktığını pek anlayamasam da elimle odayı işaret ederek,

''Buyurun lütfen.'' dedim. Hafif gülümseyerek önden yürümeye başladı. Odaya girdiğimizde suyu masaya bıraktım. Benim bırakmamla suyu alıp içerken aklımda hala Deniz'in söyledikleri dolanıyordu. Demek beklenen gün gelmişti. Ela boş bardağı masaya koyduktan sonra çantasından çıkardığı şeffaf dosyayı bana uzattı. Alıp göz ucuyla kontrol ettikten sonra,

''Tamamdır. Tekrar hayırlı olsun.'' dedim. Ela ayağa kalktığında hafif yukarı çıkan eteğini bana çaktırmadan aşağı çekerken, görmemiş gibi yaptım.

''Size kapıya kadar eşlik edeyim. '' dedim.

''Hiç gerek yok boşuna zahmet etmeyin.'' dedi

''Zaten ben de şimdi sizinle beraber çıkacaktım yani zahmet olmayacak.'' Kafasıyla onayladığında o önden ben arkadan yürüdük ve sonra merdivenlerden inip restoran çıkışına geldik. Valeyle göz göze gelince arabamı getirmesi gerektiğini anlayarak kafasını salladı. Elaya baktığımda ise telefonundan bir şey arıyor gibiydi.

''Bir sorun mu var ?'' diye sorduğumda kafasını sallayarak,

''Yok hayır. Taksi durağının numarasını arıyordum da.'' dedi. Valenin arabamı getirmesiyle birlikte,

''Buyurun sizi evinize kadar bırakayım hava da kararmak üzere sayılır taksiyle uğraşmayın.'' Sonuçta bir kadındı ve benim işletmemden çıktıktan sonra başına bir şey gelse kendimi sorumlu tutardım. Buraya sözleşmeyi bırakmaya gelmişti çünkü, bir nevi benim için. Biraz düşündükten sonra mahcup bir şekilde ,

''Aslında çok iyi olur ama size zahmet olacak.'' demesiyle normalde sadece annemin yanında yaptığım bir şeyi yaparak güven verircesine gülümsedim.

''Ne zahmeti buyurun lütfen.'' dedim. Tanımadığı birisiydim ve en azından evine götürene kadar bana güvenmesi gerekirdi. Kapısını açıp arabaya binmesinde yardımcı olurken gülümsedi mahcupça. Sürücü koltuğuna geçtikten sonra benimle birlikte kemerini taktı. Saniyelik suratına baktığımda yanakları kızarmıştı. İçimden bu duruma gülerken arabayı çalıştırdım ve adresini istedim. Yol boyunca hiç konuşmamıştık. Zaten gerekte yoktu. Bana verdiği adresteki caddeye tam girecekken,

''Burada inebilirim. İleride fırın var da ekmek alacağım.'' dedi. Kafamı sallayıp arabayı müsait bir yere çektim. Ela kemerini çıkartırken teşekkür etti. Bende önemli olmadığını söyleyerek iyi akşamlar dedim. Arabadan inip önümdeki yolun kenarındaki fırına girdi. Tam arabayı çalıştıracakken telefonum çaldı. Telefonu açıp,

''Biliyorum annem geciktim yarım saate geliyorum gelince konuşuruz.'' dedim konuşmasına izin vermeyerek ve onu meraklandırdığım için kendime kızdım.

''Tamam oğlum dikkat et.'' dedi ve telefonu kapattı. Telefonu cebime koyup arabayı çalıştıracakken fırının biraz ilerisinde benim yaşlarımda bir gencin bir kızın kolunu tutmuş bir şeyler söylüyor olduğunu gördüm. Muhtemelen bağırıyordu. Elini kızın saçına götürünce, kız adamın yüzüne tükürdü. Dikkatli bakınca bu kızın az önce arabamdan inen Ela olduğunu fark ettim. Arabadan inmeye yeltenmişken kıza tokat atmasıyla hareketlerimi daha da hızlandırdım. Tam Ela'nın üzerine eğilecekken omuzundan ittirdim ve,

SAGU | Gözyaşı |Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin