Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
''Söylesene Onur seninle ne alakası var?'' Ela ciddiyetle benden cevap beklerken söyleyip söylememek arasında kalmıştım.
Arabanın üzerine koyduğum kahvelerin olduğu paketi alarak ''Hadi arabaya bin konuşalım, hava serinledi.'' deyip arabanın kapısını açarak binmesini bekledim. Bana anlamayan gözlerle baygınca baktıktan sonra arabaya bindi. Arabanın önünden dolanarak arabaya bindiğimde, üzerimdeki ince kabanı çıkararak arkaya koydum. Ela'nın kahvesini paketten çıkarıp uzattığımda merakla benden cevap bekliyordu.
Kontrol altına aldığım öfkemle Ela'ya baktığımda ''Sen işten çıkarılmadan çok kısa bir süre önce sözleşmeyi feshetmiştim.'' dedim kahvemden bir yudum alarak. Bu kahveyi çok sevdiğimden değil, konudan sıyrılmak adına kullandığım bir savunma mekanizması gibi bir şeydi.
Kafasını sallayarak devam etmemi beklerken, elinde kahvesini tutmuş sabırsızlıkla izliyordu. Bunu anlayabiliyordum. ''Bunun sebebi Tarık beyin sana olan davranışıydı.'' diye Ela'ya baktığımda, o anın aklıma gelmesiyle sinirle dizimdeki yumruğumu sıktım.
Ela kesinlikle o tavrı hak etmemişti!
''Yani ben ağladığım için mi sözleşmeyi feshettin?'' diyerek boştan olan eliyle kendini gösterdiğinde, gözlerini merak ve şaşkınlıkla açmıştı. Adını taşıyan hareleri içinde bulundukları beyaz kafesten ışıltıyla parlıyordu.
Duyduğum soru ile kaşlarım istemsizce çatılırken, bu olayı hiç bu yönden düşünmemiştim. Hızlı bir nefesle kafamı tamamiyle ona çevirip '' Hak etmemiştin Ela. Ayrıca çalışanlarına böyle sert davranan yöneticilere tahammülüm hiç yok!'' diyerek dirseğimi cama yaslarken, sahile doğru çevirdim bakışlarımı. Kontrol altına tuttuğum öfkem adeta tepeme çıkmıştı.
''Bunu da açıkça belli etmiştim ve sanırım o yüzden işten çıkarıldın.'' Hala yönüm denize dönükken, bakışlarımı Ela'ya çevirerek ''Yani benim yüzümden.'' diyerek hissettiğim suçluluk duygusunda boğuldum. Benim yüzümden işten çıkarılmış olmasını şuan hiç bir şey değiştiremezdi.
Ela'nın şaşkın bakışları gitmiş yerine anlayamadığım bir memnuniyet dolu sırıtış almıştı. Bunu yoklarcasına kafamı sallayıp ona baktığımda, kucağındaki kek kalıbını açarak peçete yardımı ile bana bir dilim uzattı.
Kek dilimi ile onun bakışları arasında olan şaşkın ifademle kıkırdarken "Hadi ye kahveler soğuyacak." diye tekrar elini uzattı.
Tepki vermeyişim ile havada kalan eliyle gözlerini açıp kapatarak bana baygınca bir bakış attı. Sonrasında benim için uzattığı kek diliminden bir parça ısırarak hiç dokunmadığı kahvesinden içti.
