*Bu gece, en üzücü dizeleri yazabilirim*
*Onu sevdim ve bazen o da beni sevdi*
- Pablo Neruda
Âşık olmak kolay değildir. Üzerinde ustalaşılması gereken herhangi bir dans koreografisinden, vurulması en zor notadan daha zordur. Göğsündeki o boşluğun içine doğru fışkırır, akar. Malum kişi gözlerindeki uzun yaz gecelerinin tüm ışıklarıyla gülümseyene kadar, uykuda hareketsiz, uyuşuk bırakır. Sanki, sürekli soluk soluğa kalmak gibi.
Bu çok zor. Her zaman zor. Ancak, Park Jimin'e âşık olmak, bir video oyununun final bölümü kadar zor, ve dürüst olmak gerekirse Jungkook bunların hiçbirine, hiç birine hazır değildi.
Büyük hayalleri ve umutları olan iki çocukken tanıştılar birbirleriyle.
Tanıştılar ve siz de hikâyenin herkesin bildiği bölümüne eriştiniz.
*
Başlangıcı çok iyi hatırlamıyordu.
On beş yaşında olduğunu; dünyanın öylesine büyük, muazzam hissettirdiğini, öylesine kapsayıcı olduğunu biliyordu ve bu hisler bazen onda kusma istediği uyandırıyordu.
Seul, binaların ve yolların canavarıdır, o kadar geniş ve uzundurlar ki denizin ayaklarınıza ulaştığı anları, anıları kesintiye uğratırlar. Ama, bunlara değerdi. Yıpranmış ayakkabılarına sanki birer ödüllermiş gibi gülümseyerek baktı, kendi kendine, hayallerinin dans koreografilerinin darbelerine değer olduğunu defalarca tekrarladı.
Bangtan nihayet ilk çıkışını yaptığında Jungkook, parmak ısırtan diğer altı üye ile birlikte bu yolda yürüyeceği için ne kadar şanslı olduğunu biliyordu. Onlar, kendilerinden daha büyük bir şey yaratmak için, dişli çarklar gibi birbirine geçen, gayretler içerisinde birlikte hareket eden yeteneklerin ve kişiliklerin bir araya toplanmasıydı. Jungkook kadere ya da yazgıya inanan türden bir insan değildi, ama yedisinin de tesadüfen bir araya gelebilmesi mümkün görünmüyordu.
Ve, o, bunu hakedip haketmediğini gerçekten bilmiyordu.
Jungkook, Jimin'in bütün vücuduyla gülen ve bütün vücuduyla seven yuvarlak yüzlü bir çocuk olduğunu çabucak öğrendi. Düşünceleri ve duyguları fark edilmeden kendisinden dökülüyormuş gibi görünür, her mutluluk ya da kızgınlık patlaması yüzünde açıkça sergilenirdi. Kalbi, herkes görsün ya da sevdalansın diye kolundan sarkardı. Gürültülüydü ve sırnaşıktı ve sürekli kendisiyle ilgilenilmesini bekleyen biriydi. Jungkook neden çoğunlukla bu üç şeyin Jimin'in direkt kendisi olduğunu, kendisiyle beraber olduğunu ve onun hayatını çözmekte zorlanırdı. Zaten, bu ilk başlarda çok fazla sorguladığı bir şey değildi. Bu, işin dışındaydı. Farkındaydı. Üyelerin kameranın önünde rol yapmaları gerekiyordu, her zaman böyle olmuştur, konu kendilerini satılabilir yapmaktan ibarettir. Ancak, Jungkook üyeler arasındaki bütün duraksamalı, oyalanmalı bakışlar ve dokunuşların neden satılabilir olduğunu hiç anlayamadı. Herkesten edinebileceği tek çeşit açıklama yüzüne gülüp geçen bir menajerden geldi: Çünkü üyelerin ilişkileri tehditkâr değil, çünkü onlar ciddi değil. Ve, Jungkook, elbetteki, iki erkek arasındaki ilişkilerin asla ciddi olamayacağını hatırladı.
Taehyung'un dokunsal tabiatına, Seokjin'in anne şefkatine ve Hoseok'un beklenmedik sarılmalarına zamanla alıştı. Aylar ilerledikçe, kendisi daha çok sevecenleşti, kollarını üyelerden birinin etrafına sarmaktan ya da başkasının kucağına uzanmaktan çekinmez oldu.
Çünkü, onlar kardeşleriydi. Bu normaldi.
Fakat, grup N.O. için promosyonlara başladığında Jungkook, Jimin ile ilgili değişik hissettiren bir şeyler olduğunu fark etmeye başladı. Gülümsemeler farklıydı, dokunuşlar farklıydı, saçlarını karıştırıp kızdırma tarzları bile farklıydı. Jimin, Jungkook'a ne kadar yakışıklı olduğunu ya da ne kadar yetenekli olduğunu söyleme fırsatını asla kaçırmaz ve sesine de öyle bir samimiyet yerleştirirdi ki, gidip üzerine kıvrılma isteği uyandırırdı. Jimin açık ve bir habersizken, Jungkook kapalı ve son derece farkındaydı. Onunla -Jimin'le- birlikte olmak, sanki sürekli bir utanç halindeymiş gibi hissettirirdi.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
girdap
FanfictionJeon Jungkook'un değişimi, büyümeyi ve bir arkadaşa âşık olmanın güçlüklerini öğrendiği hikâyesi.