Bölüm 31

4.8K 412 139
                                    

           

Bu konu hakkında birbirleriyle konuşmuyorlardı, ancak, Jimin'in ertesi gün daha keyifli, neşeli, daha güçlü bir ruh halinde olduğunu söyleyebilirdi. Kendisi konuşurken ve dans ederken, haftalardır yaptığından bilfiil daha çok bakıyordu, Jimin. Yaklaşan solo sahnesi provalarında hareketleri daha da serbestleşmişti ve Jungkook kendisini ona çok uzun süreler bakmaktan alıkoymak için gözlerini fiziksel olarak ayırmak zorunda kalmıştı. Jimin her zaman çok güzeldi, özellikle dans ederken. Zihni ve kalbi müzikle o kadar uyum içindeydi ki, onu ayak parmaklarının ucundan kalça salınımlarına kadar incelikle şekillendirirdi ve Jungkook tanıştıklarından beri ona hayranlık duyardı.

Coverı tamamlanmış ve bilgisayarında, Paper Hearts isim etiketli bir klasörde düzgünce paketlenmişti. Müzik dosyası, Yılbaşı günü için oturmuş bekliyor, hakkında düşündüğü her seferinde Jungkook'un parmakları karıncalandırıyordu. Sadece, yapıp bitirip kurtulmak istiyordu. Son birkaç hafta inanılmaz yorucu olmuştu ve aralarındaki her şey yolundaymış gibi davranmaktan bıkmıştı. Bütün yaptıkları, fanlar ve kameralar tarafından izlendikleri zamanlarda normal işleyişi devam ettirmek, bununla başa çıkmak ve her şey yoludaymış süsü vermekti.

Söylemiş olduğu ve söylenmemiş bıraktığı her şey adına özür dilemesi gerekiyordu. Bunun gerçekten bir son olup olmadığını öğrenmesi gerekiyordu.

Çünkü bir yöneticinin kovulması, onlardan şüphelenen başka kimsenin olmayacağı anlamına gelmezdi. Güvende oldukları ya da şu andan itibaren işlerin yolunda gideceği anlamına da gelmezdi. Eğer ilişkilerini şimdi bitirmezlerse muhtemelen daha da zorlaşacaktı. Biliyordu, Jimin'in bildiğini de biliyordu.

İşler hiçbir zaman kolay olmayacaktı ancak Jungkook, zeminde oturup Jimin'in dansını kalbi yerinden fırlayarak dalgın dalgın seyrederken, gerçekten, asla ve asla bu durumu siklemediğinin de farkındaydı. Jimin ona izin verdiği müddetçe, birlikte yarattıkları bu şeye tutunacaktı. Jimin isterse, her şeyi biraraya getirecek, her bir parçasını bu enkazdan, bu yangından kurtacarak ve gelecek, yaz fırtınası ya da cehennem ateşi her ne vaadediyorsa etsin parçaları ihtiyaç duydukları kadar çok kez tamir edecek, onaracaktı.

Hava kararmıştı, dört üye ekstra provaları için dans stüdyosunda kalmıştı. Yılsonuna planlanan özel performanslar ve o zaman gelmeden önce prova edilecek pek çok şey vardı. Hoseok, belki o gün yüzüncü kez Dope'un caz versiyonu koreografisinin üzerinden geçiyor, herkesin ritmi kaptığından ve hareketlerinde hissettiklerinden emin olmak istiyordu. Yüzüncü ve ilk kez mükemmele çok yaklamışlardı. Run'a geçtiler, Taehyung'a birkaç sorun ile ilgili yardımda bulundular ve hızlıca sıkıntının içinden sıyrılabildiler. Şarkıyı o kadar çok kere prova etmişlerdi ki, o noktada, Jungkook şarkıyı tersten bile söyleyebileceğine yemin edebilirdi.

Gece ilerliyor, bedenleri hareket etmeye devam ediyordu. Sadece, kalp atışları dengesizleştiğinde birkaç dakikalık mola vermek için durmuşlardı. Acılar içinde çalışmaya devam etmek, beceriyle yarattıkları ürünü görmek konularıyla ilgili tatmin edici bir şeyler vardı. Diğer ikisi Jimin'in etrafında ona yardım ediyor, işleri normal, ya da olabildiğince normal tutmaya çalışıyorlardı. Kendisi ile Jimin küçük, kısa iletişimlerini bu sayede kurabiliyorlar, gerçekten ihtiyaç duydukları şey hakkında konuşma zorunluluğu hissetmeden, yüklenmeden birbirlerine bakabiliyorlardı. Bu stüdyoda, sadece dansçılardı, yaralı ayaklar ve kasları gerilerek zorlanmış baldırlı dansçılar, hepsi buydu. Birlikte bu konforsuzluğa odaklanabilir, beraber üstesinden gelebilir, dansla aşarak ilerleyebilirlerdi. Acı, burada geçiciydi.

Hoseok nihayet aynadan tarafa kıçı üstüne devrildiğinde terini silmek için perçemlerini arkaya itti ve eşyalarını çantasına toplamaya başladı. Taehyung ve Jimin de aynısını yapmaya başladıklarında Hoseok elini kaldırıp onları durdurdu.

girdap Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin