0.8

10.5K 651 113
                                    

"Sezin, kızım öyle mi gideceksin?" Annemin yadırgayan bakışlarına aldırmadan kafamı olumlu anlamda salladım. Ne vardı yani üzerimi değiştirmeye üşeniyorsam? "Ciddi ciddi öyle mi gideceksin?" Annemin farklı bir şekilde yinelediği soruya bu kez seslice cevap verdim. "Evet anne. Ne var ki üstümde?" 

"Pijama?" Dudağımı büküp omuz silktim. "Çıplak değilim işte." Annem de beni taklit ederek omuz silkti. "Öyle diyorsan öyle olsun bakalım. Önce ayakkabılarını giy, sonra tabağı veririm. Bu arada, korkutma insanları." Ardından hafifçe gözlerini kısarak ekledi. "Bir tiplerine bak, nasıl insanlarmış diye. Konuşma şekillerine dikkat etmeyi unutma."
Başımı aşağı yukarı salladım. "Sen hiç merak etme anneciğim. Ajanlık genlerimi senden aldım neticede."

  Sonunda evden çıkabildiğimde, Ozan'ı bana doğru koşarken gördüm. Parktan geliyordu yumurcak. "Sezin! Bize mi gidiyorsun?" Başımı geriye attım hafifçe. "Yok. Sizin üst kata çıkıyorum, yeni taşınanlara. Ajanlık yapacağım! Yarın parkta anlatırım ayrıntıları sana."
Başını hevesle olumlu anlamda salladığında birlikte apartmana girdik. Asansöre binip önce onların katına çıktık. Evine bıraktıktan sonra, bir kat için asansör çağırmayıp merdivenlerden çıktım. Zile basarken bir yandan da telefonumu çıkarıyordum.

 Sezin: Zilin çalıyor, açsana! Terbiyesiz.

 Mesaj anında görüldü olurken kapı açıldı. Telefonumu cebime atarken gülümsedim. "Merhaba, ben karşı komşunuzum. Annem size kek gönderdi de." Şimdi, karşımdaki sarışın çocuğa neden bana mesaj attığını sorabilirdim. "Aslında..."

  O sırada, çocuk içeriye seslendi. "Kek seven var mı?" Saniyesinde, görünen bir oda kapısından bir çocuk fırladı. Muhtemelen kapıyı açan da fırlayan da benim yaşlarımdaydı, benden biraz büyük de olabilirlerdi. "Ben, ben, ben!" Çocuk tökezlese de koşarak yanımıza geldi. Tabağı hızla elimden alarak burnuna yaklaştırdı. "Elinize sağlık. Gözüm gibi bakacak midem onlara."

  Odalardan iki kişi daha çıkarken biri tabağı elinde tutan çocuğun ensesine yapıştırdı. "Terbiyesiz! Biraz görgü!" Ardından bana dönerek kapıya geldi ve elini uzattı. "Ben Berkan." Elini tutmak yerine şaşkınca gülümsedim. E, bunlar dört kişiydi!

  Berkan elini çekerken kapıyı açan sarışın da adını söyledi. "Ben de Ömer." Buna tepki olarak, başımı hafifçe eğdim. Adını bilmediğim ikisinden biri keklere yumulurken, diğeri de yanımıza geldi. Saçları, ten rengi... Fazlasıyla beyazdı. Sanırım albinoydu. "Baha." Yine gülümsedim. Baha devam etti. "Şurada kıtlıktan çıkmış gibi kek yiyen de Murat."

  O sırada sarışın olan merakla sordu. "Sen?" Adımı söylemediğimi yeni fark ediyordum. "Ben de şey..." Durakladım. "Sezin."

  Başlarını salladı hepsi, tabii kek yiyen hariç.

  E, benim dört seçeneğim vardı!     

Yıldız Mıknatısı -texting-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin