Telafi 4.1

3.4K 231 17
                                    

Uzay boşluğu kadar büyük bir hiçlik.

Mercan'ın hissettiği şey, tam olarak buydu.

Nefes almak bile güç geliyordu. Okulunu dondurmuştu, tıpkı Murat ve diğerleri gibi. Hastane, onlardan çok şey çalıyordu.

Murat'ın midesinden parça alınacaktı, buna göre ilaçlar verilecekti. Herkes harap olmuş durumdaydı, hiçbir gelişme yoktu. Daha fazla zayıflaması imkansızdı, hastanede ona iyi bakıyorlardı. Mercan sayesinde birkaç lokma yemek yemeye de başlamıştı, hepsi bu kadardı.

Bu kadar az şeylerden umut bulmak, samanlıkta iğne aramaya benziyordu.

Endoskopi bittiğinde, Murat'ı bir tekerlekli sandalye ile odadan çıkardılar. Kendinde değil gibiydi, üstü ıslanmıştı. Mercan, onun bu halini gördüğünde yıkılıyordu. İçinden bir şeyler eksiliyor, yüzü daha bir hüzne boğuluyordu.

Burada herkes bir harabeydi.

En çok da, Murat'ın nefes alışına umut bağlayan kalpler kayboluyordu bu harabede. Kendilerini kaybediyorlardı. Yavaş yavaş, Murat'ın gözler önünde yok oluşuyla birlikte kendileri de gidiyorlardı.

Hüzün, en somut haliyle yayılmıştı hastane koridorlarına.

İşte bu yüzden hastaneler güzel değildi, bu yüzden her bir köşesinde bir acı gizliydi. 

Yıldız Mıknatısı -texting-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin