1.7

9.3K 615 87
                                    


 Kapının ziline birisi abanıyordu. Evet, abanıyordu. Yataktan fırlayarak kapıya koştum. İlk açtığımda kimseyi göremesem de, sonradan Ozan'ı fark etmiştim. "Sezin! Parka gidiyoruz!" Ardından, şöyle bir üzerime baktı. "Hazırsın da zaten." 

Elimle bir dakika işareti yapıp banyoya koştum. Biri parka gitmeyi teklif ederse, asla reddetmezdim. Saçlarıma şöyle bir şekil verip elimi yüzümü yıkadıktan sonra ayağıma çoraplarımı giydim. Anneme de haber verip hala kapının önünde bekleyen Ozan'ın yanına gelerek ayakkabılarımı giydim.

  Parka vardığımızda doğrudan salıncaklara gittik. "Ben seni sallayacağım!" Başımı iki yana salladım. "Hayır, sen beni sallayamıyorsun."

  "Bana ne! Sallayacağım!" Boynumu bükerek salıncağa oturdum ve ayaklarım yere değmesin diye kendime çektim. Telefonumu çıkarıp bir oyun açarken Ozan'ın beni güçlükle sallamaya çalışmasına gülmemek için kendimi zor tutuyordum. Birkaç dakika sonra, Ozan biraz daha hızlandırdığında gülümsedim. "Ozan kankam, sen güçlenmişsin ha."

  "Tabii güçlendim, ne sandın! Boyum bile uzadı!" Yeniden oyuna dönerken gülümsüyordum. Oyuna dalmaya başladığım sırada salıncak birden öyle bir hızlandı ki, telefonum elimden fırladı.

Karşıda, telefonumu yakalayan Baha'yı gördüğümde gülümsedim ve başımla ufak bir selam verdim. Bu sırada, salıncak çok hızlanmıştı. Kenarlara sıkı sıkı tutunurken bir yandan da Ozan'a sesleniyordum. "Ozan kankam sen çok güçlenmişsin de, ben korkuyorum böyle. Haberin olsun yani."

  "Ozan kankan yaklaşık beş dakika önce yorulup evine gitti. Sen de öylece oturuyordun salıncakta, sallayayım dedim." Salıncağı durdururken Ömer karşıma geçmişti. Bu, sarışın olandı.

  Baha da yanımıza gelip telefonumu uzatırken beyaz kirpiklerinin gölgelediği lila diyebileceğim gözlerine baktım. "Gözlerin güzelmiş."

  "Teşekkür ederim." Telefonumu alıp ekranı kilitledim. Ardından hafifçe havaya kaldırıp gülümsedim. "Telefon için de ben teşekkür ederim." Başını hafifçe yana yatırdı.

  "Kusura bakma öyle birden salladı bu salak." Baha eliyle Ömer'i işaret ederken Ömer mahcupça gülümsedi. "Önemli değil, severim ben öyle ani şeyleri." Onlara iyi günler diledikten sonra arkamı dönüp eve gidecekken durdum. Ani bir kararla yeniden onlara döndüm.

  "Şey, şu anonimlik meselesiyle ilgili bir şeyler biliyorsunuzdur, değil mi?" ?

Yıldız Mıknatısı -texting-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin