5.0 -final-

7.8K 428 61
                                    

    

Sezin, evdeki eşyaların çıkarılışını izledikten sonra, karşısındaki apartmandan çıkan üç kişiye çevirdi gözlerini. Bu sırada, yanında neredeyse ağlamak üzere olan arkadaşı, onu kendine çekip sarılmıştı. Mercan'ın gözlerinin dolu olduğunu gören Sezin, sıkıntıyla üfledi. "Aman, alt tarafı kırk beş dakikalık mesafende olacağım. Ne var yani? Gören de başka bir şehre taşınıyorum sanır. Hem, hala aynı okuldayız?"

"Sezin, yapma. Söyle annene, toplamasınlar eşyalarınızı. Gitmeyin, n'olur." Mercan'ın neredeyse içi dışına çıkmıştı. Mercan, Sezin'in elinden tutup parka doğru sürüklerken belki ikna olur da gitmez diye konuşmaya devam ediyordu. "Okula gidip gelmen zor olmayacak mı oradan? Sabahları bir saat erken kalkacaksın. Bak, burada derse on dakika kala uyansak yetişebiliyoruz. Yapmayın, gitmeyin."

"Bence de gitmeyin." Ömer'in sesiyle Mercan ile birlikte onlara doğru döndüler. "Kesinlikle katılıyorum. Uzakta daha çok acı çekeceksin Sezin." Baha'nın da Ömer'i desteklemesiyle Sezin iç çekerek yere çevirdi bakışlarını. Berkan'ın yüzüne bakamıyordu.

Berkan, Sezin'in ellerini tutarak fısıldadı. "Ben anlıyorum seni. Kaçmak, her şeyden uzaklaşmak istiyorsun. Geride bıraktıkların arkanda kalır sanıyorsun, unutursun sanıyorsun. Yanıldığını anlamaya ihtiyacın var belki, belki de yanıldığını bile bile gidiyorsun, bilmiyorum. Ne olursa olsun, kalbimdeki yıldız, mıknatısına doğru gelecek. Peşini bırakmayacağım Yıldız Mıknatısı'm."

Sezin'in gözünden bir damla yaş süzüldü. Berkan, o yaşı silmek istedi ama, ellerinin arasındaki ellerden sıyrılamıyordu parmakları. Belki de son kez tuttuğu elleri bırakmak gelmiyordu içinden. Sezin de tıpkı onun gibi fısıldadı. "Seni seviyorum."

Çevresindekiler olanları izlemesine rağmen çıt çıkarmıyordu. Bu sessizlikte duyulan tek şey fısıltıları ve rüzgardı. Rüzgar da şahitlik ediyordu ayrılıklarına. Berkan da yanıtladı sevdiğini. "Ben de seni seviyorum, çok seviyorum Yıldız Mıknatısım."

Sezin herkesle vedalaştı. Berkan'a sarılırken içi gitti, Berkan'da olduğu gibi. Kalpleri sıkışıyordu ikisinin de, gözyaşları sel olmuştu, kalpleri ağlıyordu sanki. Sezin, arabaya bindiğinde peşinden koşmak istedi Berkan. Kalbindeki yıldız, peşinden gitmesi gerektiğini fısıldadı. Gözyaşları onayladı onu.

Bu son, masallardaki gibi mutlu değildi. Ama büyük bir ayrılıkla da bitmemişti. Ne de olsa hayat, hiçbir şeyin mutlu bitmesine izin vermezdi. Sonunda ya ölüm gelirdi, ya ayrılık. Sonlar, her zaman hüzünle biterdi. Ardında ya biri gittiği için akan gözyaşları, ya da biri öldüğü için akan gözyaşları bırakırdı.

Gerçek hayatta sonlar, asla mutlu olmazdı. 

Yıldız Mıknatısı -texting-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin