-Sezin ve Berkan-
"Yıldız Mıknatısı'm, neden böyle yapıyorsun?" Sezin kaşlarını çatıp Berkan'ın sessiz fısıldayışının getirdiği suçluluk duygusunu bastırmaya çalıştı.
Karşısındaki iki kişiye bakarak sahte olduğu belli olan bir yüz ifadesiyle gülümsedi. Ardından, Berkan'a dönüp yüksek sesle konuştu. "Canım, bana bir açıklama yapmadan önce yalnız kalmamızı sağlamaya ne dersin?" Berkan hafifçe kaşlarını çatarak mahçup bir gülümsemeyle karşısındakilere baktı. "Üzgünüm..." Sezin, Berkan'ın yüzünü tutarak kendine çevirdi. "Açıklama yap demedim, yalnız kalmamızı sağla dedim." Ardından gülümseyerek Berkan'ın koluna sarıldı. "Beni dinlemiyor musun yoksa?"
Karşılarındaki iki kız, Berkan'ın fakülteden arkadaşıydı. Sezin'in kıskançlık damarı tutmuş, yanlarına gelen kızlarla Berkan'ın tek kelime konuşmasına izin vermemişti. Berkan, Sezin'in yanlış anlamasını istemiyordu fakat arkadaşlarına da bir saygısızlık yapamazdı. Sıkıntıyla dudağını dişlerken Sezin, içindeki çocukça hissin gitmesini diliyordu.
"Berkan, biz gidelim istersen. Daha sonra görüşürüz." Buse, Berkan'a anlayışla gülümserken Sezin bu gülümsemeyi de yanlış değerlendirmişti. "Hayır, daha sonra da görüşemezsiniz. Hatta hiç görüşemezsiniz!"
Buse'nin koluna girmiş olan diğer kız, Gülçin, hafifçe kaşlarını çattı. "Pardon ama, sevgilisi olsan bile arkadaşımızla görüşmemize engel olamazsın."
"Bal gibi de olurum!" Sezin, şirin bir gülümseme takınarak Berkan'a döndü. "Olurum, değil mi sevgilim?"
Gülçin ve Sezin, Berkan'a bakarken Berkan dudaklarını birbirine bastırdı. Berkan tedirgince Buse'ye baktığında, Buse hafifçe Gülçin'i kendine çekerek gülümsedi. Bu gülümsemeden sonra Berkan biraz olsun rahatlayarak Sezin'e döndü. "Olursun tabii ki."
Gülçin sinirle kasıldığında, Buse hafifçe uzanıp yanağını öptü. "Sakin ol canım, sadece biraz kıskanç. Tıpkı senin gibi, değil mi?" Gülçin yumuşayarak Buse'ye döndü ve gülümsedi. "Sanırım haklısın, çok da büyütmemeliyim sevgilim."
Sezin, Gülçin'in Buse'ye söylediği son kelimeyle birlikte büyük bir pişmanlık yaşarken bir şaşkınlık nidasının dudaklarından dökülmesine engel olamadı. "Ne?"
Berkan iyice rahatlamış, Sezin'in bu şaşkın haliyle eğleniyordu. Omuz silkti. "Onlar arkadaşlarım ve evet, sevgililer."
Buse Sezin'in ifadesine hafifçe gülerken, Gülçin elini Sezin'in omzuna yerleştirdi. "Güzel bir kızsın, Berkan'ı bu kadar kıskanmana gerek yok. Zaten senden başkasını gözü görecek gibi değil. Birazcık konuşmamıza izin verseydin, anlardın zaten ona bakmayacağımızı."
Buse de başını olumlu anlamda sallarken Sezin'e gülümsedi. "Bence de bu kadar kıskanmana gerek yok Sezin. Berkan'la tanıştığımızdan beri senden bahsediyor, sadece seninle tanışmak istemiştik."
Sezin utançla gülümsediğinde, Berkan onun bu haline bakarak koca bir kahkaha attı. Ardından arkadaşlarına dönerek Gülçin'in Sezin'in omzunda olan elini çekti. "Bu kadar samimi olursanız birazdan ben kıskanmaya başlayacağım."
Gülçin ve Buse kısa bir sohbetin ardından yanlarından ayrıldığında, Sezin başını iki yana salladı hafifçe. "Kız olan arkadaşlarının listesini istiyorum, Berkan. En kısa zamanda liste elimde olacak. Hatta sen o listeye erkek olanları da ekle. Onlara da pek güvenemiyorum." Ardından Berkan'a kısa bir bakış attıktan sonra kendi kendine söylenmeye başladı. "Neden yakışıklı bir sevgilim var ki sanki?"
Berkan onun bu halini gülümseyerek izlerken Sezin kendi kendine söylenmesinin ardından ona döndü. "Sen de benim erkek olan arkadaşlarımın listesini ister misin?" Berkan hafifçe kaşlarını çattığında bunu daha önce hiç düşünmediğini fark etti.
"Senin erkek arkadaşların mı var?" Sorusunun saçmalığını fark ederek düzeltti. "Yani, erkek olan arkadaşların mı var?" Sezin omuz silkti. "Tabii ki var, ne sanıyordun ki?"
"Kim var mesela?" Berkan'ın sorusu üzerine Sezin düşünmeden yanıtladı. "En basitinden Ozan var Berkan." Berkan bir an Ozan'ın kim olduğunu hatırlamasa da, sonrasında aklına ufaklık geldi. "O senden neredeyse 10 yaş küçük, farkında mısın Sezin?"
"Sonuçta arkadaşım."
Berkan, Sezin'in yanıtıyla gülümseyerek kolunu omzuna attı ve gözlüklerini düzeltti. Sezin'i kendine çekip sarılırken, kulağına fısıldadı. "Seni seviyorum Yıldız Mıknatısım. Çevrende dönüp duran yıldızlar kadar çok seviyorum hem de."
Sezin gülümseyerek gözlerini kapattı ve başını Berkan'ın omzuna yasladı. "Ben de seni seviyorum, kalbinde kocaman bir yıldız taşıyan güzel insan. O kadar seviyorum ki, her saniye sevdiğimi söylesem yine büyüklüğünü anlatmaya yetmezmiş gibi. Kalbime sığmıyor bu sevgi."
Berkan hafifçe güldü. "Neden sığmadığını biliyorum sanırım." Sezin, hafifçe başını kaldırarak sordu. "Neden?"
"Çünkü sen bir Yıldız Mıknatısısın ve bende de kocaman bir yıldız var." Sezin, gülümseyerek başını yeniden Berkan'ın omzuna yasladı. "Sonsuza dek bu şekilde kalmak istiyorum."
"Çünkü bendeki yıldız, ancak sarıldığımızda mıknatısına kavuşuyor." Sezin iç çekerek onu onayladığında, Berkan daha da gülümsedi. "Benim için hava hoş, sonsuza dek bu şekilde kalabilirim."
İkisi de sarılır pozisyonda orada kalırken, Murat'ın sesini duydular. "Galiba birisi yapıştırıcının kapağını açık unutmuş."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yıldız Mıknatısı -texting-
NouvellesTamamlandı. -Yıldız Mıknatısı- 05...: Pardon... 05...: Bir bakabilir misiniz? Sezin: Buyurun? 05...: Yıldızlar neden etrafınızda dönüyor? Sezin: Pardon? 05...: Yıldız Mıknatısı mısınız? Başlangıç Tarihi: 27.07.2017 Bitiş Tarihi: 17.09.2017 5.0...