Berkan'ın mesajı üzerine kütüphanenin önüne gittim. Oradaki bir banka oturarak beklemeye başladım. Neden hep ben onu bekliyordum ki? Yani, bir kez olsun o beni bekleyemez miydi? Şu ana kadar sadece iki kez buluşmuş olabilirdik ama... Ben tam da bunları düşünürken kütüphanenin öbür yanında bekleyen Berkan'ı gördüm. Hayalimde tüm düşüncelerimi geri alırken, arkasından yaklaşmaya başladım.
Yeterince yakına geldiğimde, boyunun uzun olduğunu fark ederek birkaç adım geriye gittim. Mesafenin iyi olduğunu düşünerek seslendim. "Berkan?"
O sırada, arkasını dönmeden konuştuğunu duydum. "İyice delirdin sen. Gaipten sesler duyuyorsun Berkan. Biraz kendine gel." Kendi kendine konuştuğunu fark ederek bir kez daha seslendim. "Berkan?"
"Bak, yine geldi ses. Ölüyor muyum yoksa?" Çevresine şaşkınlıkla bakarken sonunda arkasını döndü. Beni gördüğünde rezil olduğunu düşünmüş olacak ki, dilini ısırdı. Güldüm. "Ölmüyorsun. Sadece ben sesleniyordum."
"Gülme, yoksa şimdi öleceğim." Bir süre durduktan sonra yine konuştu. "Neden o kadar uzakta duruyorsun?"
"Boyun uzun da, ondan. Yakın olursak yukarı bakmak zorunda kalırım, boynumun kırılmasını istemeyiz." Bu kez gülme sırası ondaydı. Güzel gülüyordu, insanın içini ısıtan cinstendi.
Birlikte yürümeye başladığımızda, ağzıma gelen ilk şeyi söyledim. "Senden hoşlanmaya başlıyorum, sanırım."
Atacağı adım havada asılı kalırken, ben de kendi içimde doğruluğunu tartıyordum. Eksik bile söylemiştim. "Ne dedin? Ya-yani, bir şey mi dedin?" Güldüm. "Gaipten bir şeyler mi duydun yine?" Başını dalgınca olumlu anlamda salladı.
"Senden hoşlanıyorum." Bu kez, sesin havadan olmadığına emin bir şekilde bana döndü. "Benden hoşlanıyorsun?" Hafifçe gülümseyerek başımı aşağı yukarı salladım. "Benden?" Yeniden başımı salladım. "Hoşlanıyorsun?"
"Hoşlanmayayım mı? Bunu mu istiyorsun?" Sanki o 'evet' dese fikrim değişecekmiş gibi başını hızla iki yana salladı. "Hayır, hayır. İnanamadım sadece." Ardından, gülümsedi.
"Ş-şey... Yıldızlarımız birleşse mi?" Bununla neyi kastettiğini anlamıştım. Daha önce de bahsettiği gibi, sarılmak istiyordu. "Olur..."
Parmak uçlarını, yavaşça saçlarımın üzerinde gezindirdi. "Şu his var ya... Seni seviyorum, benden hoşlanıyorsun. Saçlarına dokunabiliyorum ve birazdan sana sarılabileceğim. Bunu bilmek, şu anı yaşamak öyle güzel ki... Teşekkür ederim." Tekrar teşekkür ederken, kollarını bana doladı.
Bedenim bedenine yaslanırken, kısa boyumdan ötürü kulağım kalbinin üzerine gelmişti. Hızlıydı.
Sanırım... Benimki de öyleydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yıldız Mıknatısı -texting-
Storie breviTamamlandı. -Yıldız Mıknatısı- 05...: Pardon... 05...: Bir bakabilir misiniz? Sezin: Buyurun? 05...: Yıldızlar neden etrafınızda dönüyor? Sezin: Pardon? 05...: Yıldız Mıknatısı mısınız? Başlangıç Tarihi: 27.07.2017 Bitiş Tarihi: 17.09.2017 5.0...