Anonim, yeniden buluşmak istemişti. Ama bu kez, noktalama işaretlerine dikkat eden ve gerçekten Anonim olduğuna inandığım kişiyle buluşacaktım. Zaten aklımda bir tahmin vardı, en başından beri. Gitmemi istediği yere geldiğimde, öğlen saatleriydi. Bu sırada sürekli mesaj atıp nerede olduğumu ve nasıl olduğumu sorup durmuştu.
Olduğum yer yine bir çocuk parkıydı. Parklarda olmak kaderimde vardı sanırım.
Yakınımdaki bir banka oturur oturmaz çocuğun biri yan tarafıma bir kağıt bırakıp kaçtı. Bunun anonimin işi olduğunu anlayınca, kağıdı aldım. Tabii ki beklemeden okudum da.
"İşin aslı, bu kadar erken çıkmayı beklemiyordum karşına. İkimizin de bildiği olaylar olmasa, en az bir ay daha anonimin olacaktım.
Gönül isterdi ki, bir gece çağırayım seni. Yıldızların altında açıklayım seni bu denli sevenin kim olduğunu. Gökyüzündeki tüm yıldızların yansımasını göreyim Yıldız Mıknatısı'mın gözlerinde. Ama biliyorum uykuyu ne kadar sevdiğini. Kıyamadım.
Bir de gece gece buluşmaya gelirken bir sorun çıkar falan, kaldıramam.
Hem unutmayalım, senin yıldızların da yeter bize.
Şimdi diyorsun ki, neden karşıma çıkıp bunları söylemek yerine yazmış? Seni sevdiğimi bildiğinin bilincinde karşına çıkarsam, pek konuşabileceğimi sanmıyorum. Ek olarak, her zaman okumak, yazmak ve çizmek konusunda daha başarılıyımdır."
Son cümlesiyle artık kim olduğunu iyice anladığım için gülümsedim. Tahminim doğruydu. Arkamda birinin boğazını temizlediğini işittiğimde, hızla arkamı döndüm.
Bana gülümseyerek bakan Berkan'ı gördüğümde yüzümdeki gülümseme büyüdü. Elimi yumruk yaparak havaya kaldırdım. "Biliyordum! Sen olduğunu biliyordum!" Ardından, tepkimi normalleştirip bankta kenara kaydım. "Otursana."
Yanıma gelip oturduğunda bir şey söylemesini bekledim. Ama sadece baktı. Bir ara gözleri açık uyuyakaldığından şüphe etsem de, sonradan not aklıma gelmişti. Elimle omzunu dürttüm. "Hey! Bir şey söyle."
"Kim olduğumu bilmiyordun, değil mi?" Daha çok doğrulamak için sorduğu soruya kaşlarımı çattım. "Hayır, biliyordum."
"Notun son cümlesiyle anlamış olmalısın. Daha önce hiçbir ipucu vermedim." Gözlerimi devirdim. "Notun son cümlesiyle emin oldum. Daha önce de senin olabileceğini düşünüyordum Berkan."
"Bir daha söylesene." Adını bir daha söylememi istediğini anlayarak başımı iki yana salladım. "Önce, kabul et seni daha önceden de bulabileceğimi."
"Bulabileceğin için mi Murat sandın?" Güldüm. "Murat benim için seçenekler arasında bile değildi. Onu Mercan'a alacaktım ben. Sonra birden buluşalım diyip karşıma çıkınca işte..." Gözlüklerini düzeltip elini havaya kaldırdı. "Tamam, tamam. Özür dilerim. Zaten senin orada bir suçun yoktu, Murat pislik çıktı." Elimle saçlarımı havalandırdım cevap vermeden önce. "Nasıl överek anlattıysan artık."
"Çok anlattım. Övmedim ama, olduğun halinle anlattım. Çünkü sen öyle de güzeldin. En çok da, hislerimi anlattım. Kalbimin nasıl hızlı çarptığını, sonra sen bana bakınca her şey ağır çekimdeymiş gibi geldiği için aniden yavaşladığını... Biliyor musun, saçlarının her bir telini bile düşündüm."
Durakladım. Ardından yanıtladım. "Aslında bakarsan tahmin edebiliyorum." Güldü. Gülüşü... Güzeldi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yıldız Mıknatısı -texting-
KurzgeschichtenTamamlandı. -Yıldız Mıknatısı- 05...: Pardon... 05...: Bir bakabilir misiniz? Sezin: Buyurun? 05...: Yıldızlar neden etrafınızda dönüyor? Sezin: Pardon? 05...: Yıldız Mıknatısı mısınız? Başlangıç Tarihi: 27.07.2017 Bitiş Tarihi: 17.09.2017 5.0...