"Murat! Baha! Beklesenize!" Üçü de Ömer'in sesini duyuyordu ama beklemek işlerine gelmemişti. "Mercan, sen de mi be! Bir durun!" Mercan, dayanamayıp Murat'ı ve Baha'yı da durdurduğunda Ömer'in yanında kısa bir kız görmesi de bir olmuştu.
Birkaç kez görmüştü Beyza'yı, iyi bir kızdı. Onlara gülümseyerek el salladı. Beyza da aynı şeyi yaparken Ömer, sarı saçlarını düzeltmekle meşguldü. Kısa sürede Beyza ve Ömer yanlarına vardıklarında Ömer sinirle soludu. "Niye beklemiyorsunuz lan?"
Beyza kaşlarını çatarak Ömer'e baktı. "Lan mı?" Ömer, elini ensesine atarak mahcupça gülümsedi. "Özür dilerim." Beyza kaşlarını daha çok çattı. "Bunları konuşmuştuk Ömer, beni hiç mi dinlemiyorsun?"
Baha'nın kahkahası yankılanırken Ömer'in yanakları kızarmıştı. Beyza da hafifçe gülümserken Murat Mercan'ın kulağına eğildi. "Neden hep Baha son gülen oluyor?" Mercan da gülümseyerek onun kulağına yaklaştı. "Sen de gülebilirsin şu an." Yeniden ikisi de aynı anda gülerken Ömer ofladı. Beyza ise gülümseyerek Ömer'e bakıyordu.
"Allah neşenizi arttırsın." Mercan, arkalarından gelen sese dönerek gülümsedi. Hızlıca yanına gidip kollarını arkadaşına sararken anında karşılık bulmuştu. "Hoş geldin." Sezin de gülümsedikten sonra geri çekildi. "İyi ki geldin."
"Yenge n'aber ya?" Sezin Ömer'in sorusuyla gülümsedi. Baha da sitemle çıkışmışı. "Aşk olsun, bizimkiyle barışmışsınız da bize haber vermiyorsunuz. Mercan olmasa öğreneceğimiz yok.Berkan'a söyleyin, çekeceği var benden."
Sezin gülerek başını salladıktan sonra, başıyla bir yeri işaret etti. "Kendin söyle Baha." Herkes işaret ettiği yere dönerken Murat yutkundu. Ne yapacağını bilememişti, bu yüzden Berkan'ın olduğu yere bakmak yerine bakışlarını yere dikti.
Berkan kalabalığa doğru gelirken sadece Sezin'e bakıyordu. Hafifçe gülümseyip yanına gelerek yanağına bir öpücük kondurdu. Ardından, diğerlerine çevirdi bakışlarını. Bu sırada grup sessizce onları izliyordu. Baha'nın bakışlarıysa Berkan ve Murat arasında gidip geliyordu.
Saçma bir karışıklık vardı, ruhu boğan.
Murat cesaretini toplayıp bakışlarını yerden kaldırdığında Berkan'ın ve Sezin'in doğrudan kendine baktığını gördü. Mercan'ın hafif itişiyle birlikte onlara doğru ilerledi. En büyük çekingesi Berkan'dı.
Murat tam Berkan'ın karşısına dikildiğinde, Sezin ikisine doğru döndü. "Berkan, bana o mesajı atan kişi karşında duruyor."
Berkan dudaklarını birbirine bastırıp yutkunduğunda, istemsizce Murat'ın gözleri dolmuştu. "Özür dilerim. Gerçekten, çok pişmanım. Sadece..." Murat devam edemeden, Berkan sıkıca sarılmıştı. Murat, şaşkınca kalakaldığında, Mercan yanlarına gelerek kolunu kaldırıp Berkan'ın sırtına yerleştirdi. Murat neler olduğunu yeni yeni anlamaya başladığı sırada, Berkan geri çekildi. "Ne pislik bir şeysin sen be." Hafifçe gülümsedi. "İki yıldır aklına gelmiyoruz beyefendinin." Ardından, şöyle bir süzdü Murat'ı. "Gerçi bana olan hasretinden bayadır yemek yemiyor gibi."
Mercan'ın yüz düşerken Berkan da bunu fark etmişti. Diğerleri de yanlarına gelirken Baha konuştu. "Söylemeyeyim dedim ama konusu açılmışken söyleyeyim bari. Ağır beslenme bozukluğu var sanırım, bu da kemik erimesine hatta ölüme kadar gidebiliyor." Elini Murat'ın omzuna koydu. "En kısa zamanda doktora gitmelisin."
Mercan konuştu. "Gidiyor zaten. Yine de, hepimize ihtiyacı var. Bu yüzden buradayız." Murat gülümsediğinde, herkes gülümsedi. Baha'nın yüksek sesi duyuldu. "O zaman dans!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yıldız Mıknatısı -texting-
NouvellesTamamlandı. -Yıldız Mıknatısı- 05...: Pardon... 05...: Bir bakabilir misiniz? Sezin: Buyurun? 05...: Yıldızlar neden etrafınızda dönüyor? Sezin: Pardon? 05...: Yıldız Mıknatısı mısınız? Başlangıç Tarihi: 27.07.2017 Bitiş Tarihi: 17.09.2017 5.0...