[2] Yolum Yok

134 6 0
                                    

Bir anda beşik gibi sağlandığımı hissettim. Ne oluyordu? Gözlerimi korkuyla açmaya çalıştım.
Kapalı bir yerdeyim. Ne? Bu bir arabanın içi!
.
Hayır lütfen düşündüğüm olmasın.

-SİZ KİMSİNİZ LAN NEREYE GÖTÜRÜYORSUNUZ BENİ!?

-Yolda ne işin vardı güzelim. Sıcak bir yere gidiyorsun.
Pis bir gülüş attı. Tokadı geçirdim.
-İndirin beni ulan! Kapıya yöneldim kilitliydi. Lanet olsun! Rüya mı? Uyanacağım öyle değil mi?
-Hayır dedi birisi. 'Biraz dinlen çünkü senin için yorucu olacak.'

Ağlıyordum.. Deli gibi bağırıyordum. O soğukta üşüyen ben şimdi terden sırılsıklam olmuştum. Ben nasıl uyanamadım? Nasıl anlamadım? Deli olacağım! Bayıltmışlardı belli ki. Yoksa imkansızdı! Kurtulurdum.

Üç kişilerdi. İçerisi karanlık olduğu için göremiyordum. Hepsine vurmaya başladım. Nerelerine denk gelirse. Kapıya yöneldim. Açıp atacaktım kendimi. Kilitliydi, hiç bir şey yapamıyorum . Ne kadar acizim.!

...
Başıma yediğim yumrukla kendimden geçtim yine. Yine ben yine bir güçsüzlük. İçimde ateşler yanarken, susup kaldım gözlerimi kapatıp. Ölür müyüm acaba bugün? Son günüm olsa..

Ölenlerin gördüğü o beyaz ışığın, ruhun kazdığı karanlık tünelden kaçışı olduğuna eminim. O beyaz ışığa ruh koşar elbet. Bir madencinin gün sonunda koştuğu gibi, rahat nefes alır elbet...
Öldürürler miydi beni? Ne iyi yaparlardı.. Ama ölümüm bu kadar kolay olur muydu? Sanmam. Çekeceğim acı vardı..

...
Burası çok iğrenç kokuyor. Karanlık. Kusacağım.
-işte geldik. Bugünkü eğlenceye hazır ol.
-Ne diyorsun sen? Ne istiyorsunuz şerefsizler!?
Ellerimi, bacaklarımı bağladılar bir hışımla. Küfürler savuruyordum.
'Allah belanızı versin lan sizin!! '
Susmuşlardı. Işık açıldı aniden. Gözlerim bir süre net göremedi. Görmek istiyordum, neler oluyordu.?

Darmadağın bir yer. Pas ve kir kokuları dolmuş. Yerler ıslak. Loş ve huzursuz bir ortamdı. deli gibi titriyordum. Üç köpek kendi aralarında gülüşüyordu.

Biri arkasına dönüp bana baktı. Bu..
-Sen.. Nasıl? Nasıl yaparsın bunu adi köpek! Kardeşim dedim lan sana! Kardeşim dedim ulan! Kalleşmişsin! Bırakın beni! Bunu mu görecektim lan! Şerefsizler!!!
Biraz duraksayıp ;
-Beni tanıdığına sevindim arya. Yabancılık çekmeyeceksin.
Nereye kadar yettiyse gücüm oraya kadar bağırdım. Sesimin en bittiği yere kadar.

Ağlarken ona bakıyordum.. Yalvarsam da o kötülükten taş olmuş vicdanına ulaşamadım.
Kardeş bilmiştim onu.. En kötü gününde arkasında durmuştum. 500.000 liraya ihtiyacı vardı. Borç batağına girdiğinde, kimse yoktu ben ona para buldum. Çaldım..Evet hayatta kimsenin malına bakamayan ben yaptım bunu. İnandım çünkü ona. Parayı hemen yerine koyacaktı. Ailem bana düşman oldu. Reddedildim. Parasını çaldığım adam beni şikayet etmedi ama yaşadığım her günü tek tek burnumdan getirdi. Yıllarca istismar edildim. Her pis işlerine beni bulaştırıyordu. Her şeye yetiştirip, beni köle gibi kullandılar. Başlarına bela geleceği vakit beni zırh gibi kullandılar. Başımı bir kurşun sıyırmıştı. Bu yüzden fiziksel anlamda hiç güçlü değilim. Bende iz bıraktı.
Ailem de dahil herkes vazgeçti benden. Yalvararak girmiştim o eve. Burak yurt dışına gitmişti. Gözü de hiç arkada kalmamıştı. Bu geceye kadar kovulduğum evde de bir köleydim. Hiçbir şey kadar değersizim. Alışmıştım buna ama ya bu? Ya şimdi yaşadıklarım. Hangi insan böyle bir darbeye karşı güçlü durabilir? Kardeşten öte görmüştüm Burağı. Şu iki şerefsizden daha çok yaktı canımı onu görmek.

Uzun boylu kalıplı saçı sakalı birbirine karışmış olan adi köpek,
-'Bu çok bağırıyor başımıza iş açacak.'
Yanındakinin ondan kalır yanı yoktu.
-Biraz eterle hallederiz sıkıntı yok.
Beze ilaç döktüğünü gördüğüm an tekrar bağırmaya başladım. Yüzümü kaçırdım olmadı. O kadar güçlüydü ki, beni alt etti. Gözlerim yavaş yavaş kayıp gitti...

Beni öldürün artık öyle devam edin işkenceye. Ruhum buraya hapisken kahroluyorum. Ne olur biraz öldürün.
...

BEN ACI BİR DETAYIM Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin