Saat 8.45..
Lanet bir alarm sesi. Beynimi tek tek söküyor sanki.
Gözlerimi açıp uykulu uykulu söylendim :
-cumartesi bugün ama !.
Gerile gerile konuşuyordum.
-Arya! Bütün gün böyle mi yatacaksın? Kalk bugün cumartesi!
Ah.. Duru! Eline alarmı almış, kulağımın dibine tutuyordu.
-Of.. Kalktım ya.
-ben biliyorum niye böyle yaptığını Duru hanım.
-Gelinlik bakacağım için mi? Yok canım, alakası yok. Sadece tatil günümde, uykuyu unutup, 6da kalktım.
***
Hazırlanana kadar saat 10 oldu.
Zorla beni kendime getirip,hazırlattı.
-Evet. Hadi gidiyoruz. Kemerini tak.
-aynen.
-O kadar gelinlik arasında ayılacaksın bak gör.
-Aynen..
Başımı cama dayayıp, gözlerimi kapattım. Gerçekten hâlâ uykum var. Yoksa bende mutluyum.
...
-Arya.. Uyan geldik. Aryaa?
-t.ta.. Tamam ya. Sarsma beni.
...
İçeri girdik.
Bembeyaz.. Çok güzel bir yer ama daha çok uykum geldi. Benim hayallerimi süsleyen bir gelinlik yok. Gerçi hayalim de yok. Ama Duru gibiler için güzel bir yerdi.
Ah şu insanlar. Hep bir şeylerin telaşındalar. Oysa ki hepsi aynı şeyler uğruna yoruluyor ve bu basit şeylere kavuşunca mutlu oluyorlardı. Acaba o mutlu anlarında bir an gözleri dalsa, derin düşünseler belki de aslında yaşamanın bakmak değil görmek olduğunu ama bu zamana kadar göremediklerini fark ettiklerinde yüzleri düşerdi. Fakat onlar acı bir gerçeği güzel bir geçiştirmeye tercih etmeyecekti...-Arya bakar mısın bu ne kadar güzel. Hemen deneyeceğim.
Beş dakika sonra, karşımda duru gelinlik içinde geldi. Gözlerim çok dolmuştu. Bu kız benim için çok özel..
Sevdiği adam için de öyle olmalı. Bunun için uğraşırım.Ellerimle göz yaşlarını sildim ve kocaman sarıldım. 'şans meleğim'
Arkadan bora yaklaştı. Az önce gelmiş ve bizi izlemiş. Duru'nun arkası dönük olduğu için onu görmüyordu. Yavaşca döndürdüm.
Bora da bir anda duygusallaştı ve Duru'yu belinden çekip sarıldı. Bana da fotoğraflarını çekmek kaldı. An çok güzeldi......
-Alo abi, yukardayız gel sende. Gel hadi. Bir şey olmaz.
Bora, Ali'yle konuşuyordu ve belliki o aşağıda bekliyor.
-Duru ben gideyim mi? İşim var.
-işin falan yok. Kalacaksın.
Oflayıp kenardaki sandalyeye oturdum.İki dakika sonra içeriye Ali girdi.
Hani bir daha görmemek için karar almıştım. Ne yani bu? Onu görünce, gücümün azaldığını hissediyorum. Bu hiç iyi değil.
-Arya, hadi sana da seçelim. Lütfen beni kırma. Bir kerecik görmek istiyorum.
-Duru.. Bana yakışmaz. Olmaz.
-Giyecek misin? Giymeyecek misin?
-Duru bu senin günün. Yapma. Hassasiyetimi biliyorsun.
Yüzünü asınca dayanamadım.
-Tamam giyeceğim.Kabinden çıktım. Herkes bana bakıyordu. Çok kötü olmuştum. Bu bana mutluluk vermiyor, aksine sarsıyor ruhumu.
-Tamam. Artık çıkarıyorum.
Deyip arkama döndüm ki, yine o ses, Ali sessizce duymamdan çekinirmişcesine ;
-Çıkarma. Dedi
Onu duymamış gibi yaparak gidecektim.
Duru'nun iç çekişini duydum. Ağlıyordu. Dönüp ona yaklaştım ve sarıldım. Bizim sarılmamız herşeyi iyileştiriyordu.
-Arya, çok güzel olmuşsun.
-Abartma Duru. Beğenmedim zaten. Çıkaracağım. Ağlama..
Eteğimi tutarak kabine yöneldim. Taşıması bile zahmetli. Ali beni baştan aşağı süzüyordu. 'çok güzel oldun. ' der gibi. Fakat konuşmuyordu.Ona yaklaşmamalıyım. Onun kokusu, bakışı, onun herşeyi çekiyor beni. Buna olanak veremem.
Arkamı dönüp, kabine girdim.
....
...
Bora ve duru ayrı olarak bir yere gitmeyi istediler. Gerçi bizi de çağırdılar ama kabul etmedik.İkisi arabaya binip gitti. Ali'yle yan yana kalmıştık. Durmamak için arabaya bindim. Ali kalmıştı.. Bora da arabayı götürdüğüne göre,ne yapacak şimdi?
Arabadan çıkıp seslendim,
-Ali, istersen seni gideceğin yere bırakabilirim.
Gülerek yaklaştı ve yan tarafta oturdu.
-Nereye?
-Biliyorsun. Benim eve.
Kafamı salladım. Yine, beni benden alan yere gidiyoruz.
Sessizliği merakım bozdu. Ama gayet resmi bir tavırla,
- Ali,ne iş yapıyorsun?
- Cafe işletiyorum. Merkezde. 'Cafe bi' yer.' beklerim.
-Ne güzel. Belki bir ara uğrarım.
Derin bir nefes aldı. Kapıya dayadığı eliyle yumruğunu sıkıyor, yüzündeki kasılmayı hissediyordum.
-Evde senin düzelttiğin hiçbir şeyi bozmadım Arya. Senin kokun olan battaniyeyle uyuyorum. Seninle gezdiğimiz yerde oturup, aynı anları yaşıyorum.
Biraz isyan eden bir sesi vardı.Bu nerden çıktı şimdi? Ne yapıyorsun Ali?
Gaza bastım. Ne kadar çabuk gidersem o kadar iyi.
-Arya ne yapıyorsun?
-Seni eve yetiştiriyorum..
Otobanda hızım 120' i geçmişti.. Kendimden ben dahi korkuyordum.
-Arya. Sakin olur musun? Arya?
Direk yola kitlenmiştim. Hiçbir şey duymuyordum.
Önüme bir anda taksi çıktı. Donup kaldım. Direksiyona hakim olamadım. Ali, elini atıp çabucak kırdı ve sağa kaydık. Şoku atlatıp rahat bir köşede durdum.
-Arya ne yaptığının farkında mısın sen?!
-Değilim! Aklımı karmakarışık hale getiriyorsunuz! Bıktım artık! Uzak durun benden!Çok bağırmış, krize girmiştim. Ali beni çekip sarıldı.
-Bırak beni. İyiyim. Seni istemiyorum bunu anla. Dünkü konuştuğum gibi anlıyor musun? Değişmeyecek kararım hiçbir zaman.
-İyi misin gerçekten. Bir şey yapmayacaksın değil mi?
-İnan bir şey yapamayacak kadar yorgunum. Eve gidip uyumak istiyorum o kadar.Elleri yavaşca kaydı üzerimden.
Ehliyet kemerini açtı. Kapıdan çıktı. Ne yaptığını anlamaya çalışıyordum.
Ve benim tarafıma geçip camdan konuştu.-Sen devam et. Geri dön Arya. Ben taksi çevireceğim.
-Hayır. Az kaldı.
Beni dinlemedi bile. Eliyle taksiye dur işareti yaptı. Ona şaşkın şaşkın bakıyordum. Taksi sorduğunda, bana sonkez bakıp bindi ve gitti...Direksiyona sert bir yumruk geçirdim.
Dünya, bütün kötülükleri içine almış bir yuvarlak.
Adaletsiz, bomboş,yuvarlak koca bir çöplük.
İçindeki çocuğu susturmayı bırak,öldürmek zorundasın.
Artık bunlara canım yanmıyor. Soğudum. Artık bende sıcak iklim bulunmaz...'Arya, bir şeyler yapmak için herşeyi berbat ediyorsun. Öyleyse artık buna değmeli. Artık icraata geç. '
Aklım yine durmuyor. Ama her zaman olduğu gibi, yine haklı.
Ama önce bu günü bitirmeliyim.
....
Sonunda yatağım.
Dünya bizi sevmiyor. Ruhumuz bizi sevmiyor. Bizi bizden uzaklaştıranlar,' kendine gel' diyor...
Artık bir yerden başlamazsam, bu olanlar beni içine çekecek.
Ama şimdi sadece uyuyup, yarına daha güçlü kalkmam lazım...
Sakinleştirici hapımı da alarak,derin bir uykuya dalacağım...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BEN ACI BİR DETAYIM
Chick-LitDeli gibi hata yapıyor, bazen bela beni buluyordu. İnsanlardan olmanın utancını delirerek atlatıyordum. Acılarda dünya gibiydi demek. Nereye gidersen git acıya denk geliyordun. Evrende küçücük bir toz tanesinin bu denli acı çekip çıldırışıysa ayrı...