Saçları, gözleri.. Burada zaman durmuştu. Göz göze kalmıştık ki sessizlik bozuldu. Avuçlarımın arasındaki yüzü düştü ağlıyordu. Sanki yıkılacak gibiydi. Eline dokundum. Rahatlatmaya çalışıyordum. Ne yaptığımı bilmiyordum ama yapmam gerektiğini hissediyordum.
-Lütfen ağlama. Geçti..
-Korkuyorum, çok korkuyorum.!
Onu sakinleştirmeye çalışıyordum. Korkudan titriyordu. Ne yapacağımı bilemiyordum.
Utanmış gibiydi. Gözlerini kaçırışı, panik oluşu.. Arya gibiydi her şeyiyle..
- Ç..çok teşekkür ederim. Başınıza bela oldum akşam akşam ama gitti işte. Ben de gitsem iyi olacak.
-Bunu yapmak zorundaydım. Bela da ne kelime? O kim oluyor,tanıyor musunuz?
-Hayır daha önce hiç görmedim.
Polisi aramayı teklif ettiğimde reddetti. Ben de başka ne yapabilirim diye düşündüm.
-Sizi ben bırakmak istiyorum. Lütfen buna izin verin.
-Hayır. Olmaz. Merak etmeyin kendim giderim.
Çok keskin ve net konuşmaya başlamıştı. Konuyu bir an önce kapatmak istercesine acele ediyordu. Adı neydi bu kızın?sorarsam uygun olur muydu acaba?
Gidiyor işte arkasını dönmüş kumsaldan yukarı doğru yürüyor.
-Bekle!
Yanına hızlı adımlarla gittim.
-Adını sormak istiyorum. Yani yanlış anlamazsan, adın ne?
-Öykü.
Bakakalmıştım öyle yüzüne. Adım Arya dese şaşırmazdım. Çok farklı şeyler yaşıyorum. Sanki o karşımda.
İkimiz biraz göz göze kaldıktan sonra konuştu;
-Senin adın ne?
-A.. Ali.
Elini uzattı
-Memnun oldum Ali.
Elini tuttum. Sıcacık ve samimiydi.
İkimiz de arkamıza döndük artık gideceğini anlamıştım. Zaten diyecek bir şeyim kalmamıştı. Sahile inerken omzumda bir el hissettim. Kendine çevirdi. Öykü.. Rüzgarda saçları uçuşuyor, yüzüne geliyor elleriyle onları tutmaya çalışırken gülümsüyordu. Tıpkı Arya. Bilse benim için kime benzediğini ne yapardı acaba?
- Neye daldın bu kadar Ali?
-Hiç.. Şaşırdım sadece. Gitmiyor muydun?
Güldü tekrar. İki elini sıkıp, denize döndü.
-Nereye gideceğimi bilsem..
Ve kahkaha attı bir anda. Ona anlam verememiştim. O da biraz tuhaftı.
Önümden geçip denizin kenarında oturdu. Bana gel der gibi baktı. İçimden bir şeyler gitmem gerektiğini, başka bir şey bu kızdan uzak durmam gerektiğini söylüyordu.
Yanına gittim ama ona karşı bir şey hissetmemek için kendimi zorluyordum. Gel gör ki karşımda Arya dururken bu çok zordu..-buraya bu gün gelmek nasipmiş. Daha önce keşfetmediğim için pişmanım.
- evet ben de seni ilk kez görüyorum burada.
Güldü
-sanki daha önce bir yerde görmüş gibi.
Güldüm.. Aslında bir nevi öyleydi.
-Neden nereye gideceğini bilmediğini söyledin?
-çünkü öyle.
-Neden?
Derin bir nefes çekti denize doğru.
-Annem babamı kaybedeli epey oldu. Yetimhane de büyüdüm ben.
Başımı önüme eğdim. Yüreğim acıdı. İçimde öyle büyük karmaşa vardı ki.
-ya sonra?
-bir şekilde yaşadım, kirada oturuyordum. Bugün evden atılana kadar.
Nasıl yapar ki bunu insan?bu nasıl bir dünya? Ellerimi sıkıyordum bu stresle.
-Akrabaların.. yok mu?
Buruk gülümsüyordu artık.
- Var ama yok. Kim ister ki? Herkesin kendi hayatı var. Çalıştım,çalıştım, çalıştım kimseye yaranamadım ki zaten. Engel olamıyorsun olacaklara. İşten atıldım. Yine sağolsun bir hafta idare etti ev sahibi. Ne yapsın..
Yerdeki kumla oynuyordu anlatırken, sesi titreyen kadın. Bilmiyor muyum içinde kopanları. Yüreğinin yangınlarını, çocuk gibi kırıldığını... Benim Aryam da böyleydi. Böyle güçlüydü.
Boğazım düğümlenirken sesimi düzeltmeye çalıştım. Gözlerini kaçıran kadına sarıldım aniden. Uzaklaşmak değil doğrusu. Doğrusu buydu.
Ağlıyordu omuzlarımda. Hiçbir şey söylemeden. En çok buna ihtiyacı vardı. Ellerim saçlarına gitti.. Tereddüt ederek dokundum. Ne yaşadığımı bilmiyorum bugün ama çok güzel bir şey yaşıyordum.Ne kadar dik durursam durayım,
yüreğimin titreyişi beni her zaman yıkacak...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BEN ACI BİR DETAYIM
ChickLitDeli gibi hata yapıyor, bazen bela beni buluyordu. İnsanlardan olmanın utancını delirerek atlatıyordum. Acılarda dünya gibiydi demek. Nereye gidersen git acıya denk geliyordun. Evrende küçücük bir toz tanesinin bu denli acı çekip çıldırışıysa ayrı...