Uzaktan izliyordum. Mutsuzdu Arya'm. Uzun saçları, parlak yüzü, derin bakışları. Uzaktaydı ama şuan onu kirpiklerine kadar ayırt edebiliyorum. Sıcaklığının verdiği huzura doğru gitmek istedim. Arya'ya dokunmak istedim. Koştum ama her şey ağırlaşıyordu. 'Arya yardım et!' diye bağırdım. Bana kızgın gibiydi. Sanki endişeli. Sağ tarafında tıpkı Arya gibi bir kız daha göründü. O gülümsüyordu ama ben Arya'ya bakıyordum. 'kavuşacağız ali' dedi huzurlu sesiyle Arya.
Yüzüme değen perdeyle uykumdan uyandım. Ne vardı şimdi uyanacak? Diye söylenirken de dün gece eve yorgun argın girip salondaki koltuğa kendimi attığımı hatırladım. Arya'yı rüyamda gördüğüm gün kötü olamazdı ama Arya neden üzgündü..? Rüyamdaki kız da öykü olmalıydı. Peki o dediği neydi?' kavuşacağız' Ah Arya, yine kafamı karıştırıyorsun..
Yüzümü, saçlarımı ovuşturup böyle kendi kendime konuşurken kapı çaldı. Zar zor kalkıp açtım ve hayret ettim. Kocaman gülüşüyle Öykü.!
-Günaydınn Ali. Kalktın demek Ekmek almaya gitmiştim. Seni uyandırmak istemedim. Demek yeni uyandın?
Ağır ağır onu izlerken o herşeyi anlatıyordu. Mutfağa doğru geçerken duraksadım. Tabi ya! Dün gece burada kalmıştı. Yalnızlık bilincime o kadar işlemiş ki burada kaldığını tamamen unutmuşum.
-Kusura bakma inan sarhoş gibi uyandım. Keşke zahmet etmeseydin küçük hanım ben alırdım.
Bana doğru yaklaştı kalbim çıkacak gibiydi sakin bir ses tonuyla; 'kahvaltı hazır bayım' dedi. Bu kız ne yapıyordu. Onun Arya'ya benzemesi çok büyük bir zaafım olacaktı. Ne oluyordu hiç anlamıyordum ama artık anlam vermeyi bırakmam gerektiğine ve devam etmeye kadar verdim...
....
-Duru!
-Alicim.
Biz kahvaltı ederken kapı çalmış ve Öykü kapıyı açmaya gitmişti. Arkasından gittiğimde nereye saklansam diye düşündüğüm o gözleri gördüm. Duru'nun şüpheci bakışları ve sinsi gülüşü. Borayla gelmişti ve ikisi de şaşkınlıkla Öykü 'ye bakıyorlardı.
-Geçsenize içeri
İkisi de yavaşca olanı biteni anlamaya çalışarak içeri geçtiler.
-Hoşgeldiniz. Nasılsınız bakalım?
Derin bir sessizlik vardı. Bir şey bekliyorlardı. Konuşmaya başladı
- Evet.. Sizi Öykü' yle tanıştırayım. Biz de dün tanıştık. Eminim siz de çok anlaşacaksınız.
Duru'nun yüzünü buruk bir gülümseme kapladı. Onda Arya'yı gördüğünü biliyordum. Gözleri doldu. Tabi hamileliğinde verdiği etkiyle kendini tutamadı ve çocuk gibi ağlamaya başladı. İçimden parça koptu sanki..
Üçünü de alıp karşıma, her şeyi anlatmaya karar verdim..
......
Birlikte dışarıdaydık. Arya'yla yaptığımız gibi dört kişi sahilde yürüyorduk. Duru artık daha iyiydi. Gülümsüyordu. Öykü'ye yaklaşmak istediğini hissediyordum. Sürekli ona bakıyordu.
Öykü anlattıklarımdan dolayı biraz üzgün ve gözleri doluydu. Kollarım onu sarmak, kalbini hissetmek istiyor, zihnim beni engelliyor. Ruhumu şimdiden onu kaybetme korkusu sarıyordu.
Elimi tuttu ve beni durdurdu.
-Eğer sana Arya'yı hatırlatıp üzeceksem Ali, gitmem daha doğru olur.
Elimi bıraktı. Avucunda kalbimi alıp gidiyordu sanki. Olduğum yerde kalmıştım. Kendimle çelişiyordum. Buna izin veremezdim. Hayır. Duramazdım. Bu defa değil.
Koşup onu kolundan tuttum,Saçlarının kapattığı gözlerini açtım. Bana bakamıyordu.
-Yapma Ali. Üzemem senin gibi bir adamı. O kızın hatıraları. O güzel,o melek kızı.. Gitmem gerek.
-Hiçbir yere gitmiyorsun. Şu saatten sonra beni gidişin yıkar. Evet Arya'yı çok sevdim. Onun yerine kimseyi koyamam. Onun boşluğuna da seni koyamam Öykü. Seni sadece Arya olarak görmüyorum ben. Tanışalı kaç saat oldu bilmiyorum ama bu çok farklı. Ben sendeki sıcaklığı, bu gülüşü,temiz kalbi sevmeye başladım. Sen bana emanetsin Öykü. Senin yerin benim kollarım olsun..Artık gitmek deme.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BEN ACI BİR DETAYIM
ChickLitDeli gibi hata yapıyor, bazen bela beni buluyordu. İnsanlardan olmanın utancını delirerek atlatıyordum. Acılarda dünya gibiydi demek. Nereye gidersen git acıya denk geliyordun. Evrende küçücük bir toz tanesinin bu denli acı çekip çıldırışıysa ayrı...