[11] Bugün Benimle Yaşa...

74 3 2
                                    

Defalarca yüksekten düşüp duruyordum. Çığlık atsam da kimse duymuyordu. Etrafımda bana bakıp gülen, üstüme gelmeye çalışan garip varlıklar vardı. Bir hışımla bağırarak gözlerimi açtım.

-Arya!
Karşımda Duru ve Ali duruyordu. Endişeyle bana bakıyorlardı. Başım kopacak gibi ağrıyordu.
-Ne oldu bana?
-Tam araba gelecekken ali seni çekip kurtardı ama sen o şokla kendinden geçtin.
Gözlerimi devirdim. Yine beni kurtarmıştı.. Rahat bırak beni Ali.
Duru'yu gördüğüm zaman anlık bir rahatlama hissettim. Bir anda herşey beynime yüklendi. Sinirim bozulmaya başlamıştı.
-Sizi görmek ne güzel.. Demeyeceğim maalesef. Çıkın burdan iyiyim ben.
Yanıma oturup elimi tuttu.
-Arya, lütfen beni dinle. Affet beni. Sadece mesleğimi sakladım. Arkadaşlığımız gerçek. Bizi yok etme. Seni anlamaya ve yardım etmeye çalıştım.
Gözlerine öfkeyle baktım.
-Doktor dinle.. Beni değil onları dinlersen anlayacaksın. İşte bu yüzden hiçbir zaman anlamayacaksın.
-Arya seni çok seviyorum. Lütfen kendine gel artık. Herşeyi düzelteceğiz beraber.
Yüzüne bakmıyordum artık.

Neyi düzeltebilirim? Elimde ne vardı? Ne kaldı?

İçimdeki ses tekrar konuştu; 'Gücünü toplamazsan, hiçbir şey olmayacak Arya'
Haklı. Ama içimde durmak bilmeyen bir maraton vardı. Bir yandan güçlü olmayı, bir yandan herşeyin hemen bitmesini istiyordum. Dur Arya. Herşeyi zamanla halledecektin sen. Bir yerden başla artık. Kendinden değil!
Derin nefes alıp, mecbur bir şekilde karşımda bana yalvarırcasına bakan kıza döndüm tekrar.
-Tamam duru. Affettim seni. Güveniyor muyum? Kimseye. Ama seni seviyorum.
Bir anne bile kızını sokaklara umarsızca atarken, bir yabancının hiçbir zorunluluğu olmamasına rağmen böyle karşılıksız sevmesi nasıl mümkün oluyordu hâlâ bilmiyorum...

Üzerime eğilip kocaman sarıldı. Dün çok ihtiyacım vardı bu sarılmaya. Ali kenarda, koltuğa oturmuş elini yüzüne yaslayıp bizi izliyordu. Sevmiyorum onu. Resmen alt etmeye çalışan düşman gibi, zaafım olmaya çalıyor sanki..
Beynim sanki yeni yeni yüklenmeye başlıyor. Aniden fırladım. 'İŞ! İşe gitmedim ben! Saat 8'e geliyor. İlk haftadan kovulacağım.'
...
-Arya dur. Sakin ol. Ne işinden bahsediyorsun!?
- Ali bey,ben sayenizde malesef iyiyim gayet ve bir işe başladım. Gitmek zorundayım çünkü ilk günüm! Ve gideceğim.
-Sen kendinde değilsin hiçbir yere gitmiyorsun!
Duru Ali'ye döndü
-Onu durduramayız. Gidebilir. Tek bir şartla bu ilaçları yanından ayırmayacaksın.
Benden söz almıştı.
Duracak vaktim yoktu. Ne olursa olsun gitmem gerekiyor.
Kapıdan çıkarken arkamdan bağırdı. Sanırım ona da yeni yükleniyordu.

-Hey! Ali bey mi?
...
Bizi ali götürmek istedi. Arabada sessiz sessiz ilerliyorduk. Duru hemen sağda ineceğini söyledi.
- Burası çok yakın. Biraz yürüyeceğim.
-Duru.. Hayır inme az kaldı.
Ali de hemen durdu. Duru yanağımdan makas alıp indi arabadan. Etrafımda ne kadar çok gıcık var...
-Akşam üstü kaçta çıkıyorsun.
Gözlerimi devirdim.
-17.30 ne vardı?
-E seni alacağım ya?
-17.30 değil. Gelme.
-Ya kaç?
-Belli olmaz. Gelme sen.
Dikiz aynasından yan bir gülüş attı. Bu neydi ya? Ah. Şu yol bitse. İşten kovulmasam.. Etrafımdakilerden de sıyrılıp, aklımdaki herşeyi icraata döksem...
....
Masama geçtim. Müdür yanıma gelip, biraz masanın etrafında dolandı ve iki elini masaya koyarak eğildi.
-Bak güzelim, kaza geçirdiğini duydum. Geçmiş olsun fakat, eğer her zaman böyle dalgınsan, burda bizi batırırsın.
-Ha.. Hayır efendim. Dalgın bir insan değilim. İşimi gayet iyi yapacağım.
-Bakacağız Arya. Bakacağız..
Konuşma üslubunu hiç beğenmedim. Güzelim diyor bir de. Çıldırırım ben burada. Sabır.
...
Sonunda bütün dosyaları hallettim. Saat 17.25 of bu mükemmel. Kalk bakalım Arya.
Hazırlanana kadar saat 17.30 olmuştu. Yavaş yavaş herkes çıkmaya başlıyor. Her yerim ağrıyordu. Ama günü kurtardığım için iyi hissediyordum. Ölmemiştim, bari olanları da kaybetmeyeyim.

BEN ACI BİR DETAYIM Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin