[17] Herşey Ayarında

59 1 0
                                    

-A.. Ali.. Ne işin var burda. Hani gelmiyordun?
Bana sinirli gözlerle bakıyor, çenesi kasılıyordu.
-Ali?
Kolumu tutup arabaya götürdü ve kapıyı kapatıp yanıma geldi.
-plan ne?
.....

-kapıdayım Arya. Hadi gel.
-Pekala geliyorum.
Utanıyorum biraz. Çok mu açık giyindim acaba? Bir bara gidiyoruz Arya bence normal.
Dizin baya üstünde bir elbise. İlk defa böyle giyiniyorum. Umarım Ali sorun çıkarmaz. Çıkaramaz gerçi.! Hadi gidelim.

...
Arabaya ilerledim. Ali de dışarıdaydı.
-Hazırım. Hadi gidelim.
-Geç bakalım.
İki saniye sonra tekrar baktı ve,
-Böyle mi geleceksin Arya?
-Evet tatlım. Olmamış mı? Deyip dalga geçtim.
-Çok güzel olmuş ama tam da bu yüzden, bunu barda giyemezsin.
-Ali zaten bara gittiğimiz için böyle giyindim.
-Peki.
Yol boyunca ters konuştu. Çok kıskançmış.
...
Dar bir sokağa girdik. Ama o kadar ışıklı ki, gözümü alıyordu.
-Arya emin misin? İstersen ben girip hallederim.
-Ali arkamda olacaksan gel. Ama böyle yapacaksan asıl ben hallederim.

Arabadan indim ve barın kapısına gittim.
Kolumdan tutup kendinden emin bir şekilde devam etti.

-Ali bana güven. Şimdi uzaklaşmamız lazım. Yalnız olduğumu göstermem gerekiyor. Sen şu masaya geçip beni izle.
-Tek kötü bir şeyde gelirim oraya. Dikkatli ol.
Yanağına öpücük kondurdum ve gittim.

Bir bar taburesine oturdum ve garsonu çağırdım.
Bu Mert Kara.. Beni gördüğünde donup kaldı. Bende şaşırmış gibi yaptım. Ama yumuşak tavrımı bırakmadım.

-Bir bira garson.
Karşıdan eğilip,
-Bir bira senin gibi hırçın bir kızı keser mi? Bence farklı şeyler denemelisin.
Gülümsedim.
-Önerilere açığım..
Önüme bir vodka koydu ve 'bununla başlayabilirsin.' dedi.
Bir yudum almaya çalıştım ama o kadar iğrenç bir kokusu vardı ki midem bulandı. Çaktırmadan bir yudum zorla aldım. Doğrusu almış gibi yaptım.
Mert'in gözü bendeydi.
Cenk'i göremiyordum.
-Hey Mert. Cenk nerede?
Şüpheci bir bakış attı.
-Sen onun burda çalıştığını nereden biliyorsun?
-Bilmiyorum ki. Ben nerede olduğunu sordum. Burada mı çalışıyor?
Ah. Durumu çok iyi toparladım.

Biraz zaman sonra arka kapıda gelen Cenk'i gördüm.
Beni fark etmemişti. Mert'le konuşuyordu.
-Oğlum o kız bizim başımızı yakar. Boşver onu.
Mert koluyla Cenk'i dürtüp beni gösterdi.
Şaşıp kaldı o da. Durun sizi daha çok şaşırtacağım.
Elimi uzattım ve 'Selam Cenk' dedim.
-. Bizim kız gelmiş. Helal olsun.
Birbirlerine bakıp kahkaha attılar.
-Ben pek takmıyorum. Rahatım anlayacağın.
-Çok iyi. Çok iyi...
-Çocuklar, Burak 'la da barıştık.. Hatta eskisinden iyiyiz diyebilirim. Anlarsınız ya.
Ufak bir göz kırptım.
Balık oltaya yaklaşmıştı.
-Arya, şu vodkayı bitirsene artık. Daha önerilerim var.
-Haklısın.
Onlar arkasına döndüğü zaman vodkayı döktüm ve bardağı tek kaldırışta içmiş gibi yaptım.
Şimdi daha zor olan sarhoş taklidi yapma vakti..

Kalkıp yanlarına gittim ve biraz dengesiz hareketler yaptım.
-Güzelim senin biraz dinlenmeye ihtiyacın var.
-güldüm. Evim yok ki benim nerde dinleneyim.
-Biz bir yer buluruz Cenk'le. Değil mi Cenk?
-Tabii.
-Ama ben, bugün Burak'la buluşacağım. Aa. Siz de gelsenize.
-Olur. Geliriz.
Onlara resmen yapışmıştım. Çok kötü hissediyordum. Tenim stresten yanıyordu. Dengesizce yürüyordum. Mert belimden tuttu. Gözüm Ali'ye kaydı. Yumruklarını sıkmış, kasılmıştı.
Kaşlarımı kaldırıp, ona hayır der gibi baktım. Kafasını salladı.
Nihayet. Bu noktadan sonra kötü bir şey olmasın.
-Ama bizi beklemen gerekecek.
-Buradayım.
Tekrar tabureye oturup verdiklerini içmiş gibi yaptım. Çok zekilerdi. Beni kullanacaklarını düşünüyorlardı yine.
Çantadan telefonu alıp Ali'ye mesaj attım.
-Her şey tamam. Çıkışlarını bekliyorum.
-Pekala.
Çok sinirliydi. Yerinde duramıyordu.
Sabret Ali. Sabret...

Saat 04.00
-Tamamdır Arya. Çıkabiliriz.
Ayağa sevinçle kalktım.
-Ama neyle gideceğiz yavrum.
-Benim arabayla gidelim.
...
Arabaya bindim. Mert'i sağ tarafa çağırdım. Cenk de arabayı kullanacaktı.
İlerledik. Sol tarafta eğilmiş Ali bizi bekliyordu.
Sessizce elindeki bezi Mert'in ağzına yapıştırdı.
Mert bağırıp onunla başa çıkmaya çalışıyordu ama yapamadı. Bayıldı. Cenk arabayı durdurup kaçmaya çalışırken, Ali boynunu tutup onu da bayılttı.
Şoför koltuğundan itip kendisi geçti.
-Orada ip var. Ayaklarını ve ellerini bağla.
Dediğini Mert'e yaptım. O da Cenk'i bağladı.
İşte bu kadar. Zafer benimmiş gibi hissediyordum.
...
Ali'ye tarif ettiğim yere geldik. Kapıyı açtım.
Teker, teker ikisinide de içeri aldı.

Işıkları açtığımda, kafası öne düşmüş uyuyan Burak, bi anda korkuyla uyandı.
-Bak sana kimleri getirdim.

Yeni, yeni kendine gelmeye başlıyorlardı.
Ne olduğunu anlamaya çalışan üç ahmak..
Bir anda bağırıp çağırmaya başladılar. Azgın boğa gibi saldırıyorlar, ipleri açmaya çalışıyorlardı.
-Mahvedeceğim lan seni. Görsün sen.!
İkisi de aynı şeyleri söylüyorlardı.
-şşşş. Benim göreceğim bir şey yok. Ama sizi bilemem. Kanıtı da burda.
Elimle burağı gösterdim. Kanlar içinde, solmuş, erimiş...

Ali arkadan bizi izliyordu. Sanırım bunu o da beklemiyordu.
Ona baktım ve yapılması gerekeni yaptı.
Ayaklarına bağladığım iplerle üçünü yukarı çekti. Baş aşağı duruyorlardı. Tam anlamıyla kan beyinlerine sıçramıştı.
-Arya izinle ben başlıyorum.
-Tabiki.
Ali gelişi güzel her yerlerine vuruyordu. Midelerine, sırtlarına başlarına. Kemikleri kırılacaktı.
Burun ve ağızları kanıyordu. Mideleri bile kanıyor olabilir, bilmiyorum. Telefonlarını alıp kapattım. Giderken farklı yerlerde atacaktım.

Sıkı durun beyler. Bu sizin en iyi geceniz.
O kadar gürültü vardı ki..
-İstediğiniz kadar bağırın. Burda sizi kimse duyamaz. Burak burada bir haftadan fazladır var. Bence kabullenin ve acının tadını çıkarın...
....
Ali'yle çıktık. Kolumu sıkıca kavradı.
-Onların yanında sesimi çıkarmadım ama bu hiç hoşuma gitmedi. Bundan sonra ben her zaman seninle geleceğim.
-İşimi mi bozuyorsun Ali? Hoşuna gitmediyse yanımda olma.
-Sus Arya. Arabaya bin.
Bindim ve kavgayı devam ettirdim.
-Bu mu Ali? Yanımda olacaktın. Ama şuan tereddütteyim. Ya planlarımı bozarsan?
-Kes Arya! Yok öyle bir şey. Nasıl güvenmezsin bana?
Onun da gözlerinde ateş vardı. O da bunu istemişti ama bana dayanamıyordu ve beklemiyordu.
-Bilemiyorum. Konuştukların hiç de güven vermedi az önce.
-Bana güven. Hiçbir şey olmayacak. Her şey istediğin gibi olacak.
Sinir olmuştum. Hızlı hızlı nefes alıp veriyordum.
-Bu günkü stresim yetmezmiş gibi,
Derken kolumu tutup kendine çekti ve dudaklarıma yapıştı.
Bunu beklememiştim. Nötr olmuştum. Bi anda herşeyi unutmuş, ona odaklanmıştım.
....
Saat sabah 07.00
-Arya, sen ne yapıyorsun anlayamıyorum.
-Hiçbir şey Duru.
-İşten geç çıkıyorsun. Bara gidiyorsun. Sabah geliyorsun.
-İşten dün sabah kovuldum. Çok kötüydüm ve Ali'yle kafa dağıtmak istedim.
Oturup ona Ali'yle o gün yaşadıklarımı anlattım. Nasıl biz olduğumuzu.
-Bu çok iyi haber. Neden söylemedin daha önce, kızmazdım.
-Olsun.
Arkasından bi kart çıkarttı.
-Ta daaa..
Elinden alıp baktım. Bu davetiyeydi.
-tarih belli mi artık? Gerçekten mi?
Kafasını salladı. Kocaman sarıldım. Çok sevinmiştim. Muhteşem bir haberdi.
-Ama bu bir ay sonra.. Nasıl yetişeceğiz?
- Merak etme. Herşey hallolacak.
-Bir tanem benim...

Yatağa kendimi öylece attım. Herşey yolunda gidiyor. Herkes hak ettiğini alacak. Daha ne?
Tam gözlerimi kapatırken telefonuma bir mesaj geldi.
Ali : Sen çok güzel bir mavisin. Sonsuzum. İyi geceler...
Ben : iyi geceler. Bu mavi seni seviyor...

BEN ACI BİR DETAYIM Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin