[22] Mektup.

28 1 0
                                    

Dünya beni bozguna uğrattı. Benliğimi tahrip etti ve ruhumu yağmaladı. Eskidim, ezildim, eksildim. İnsanlar ne kaba..
Bu işkence kafesinden çıkıyorum. Doğduğum günden bu güne gördüğüm işkenceden kurtulmak için kendi kendime ellerimle kazarak çıkmaya çalıştım. Her seferinde bir sonraki adımım ölüme gitti. Kurtuluş bugün. Benim zaferim ölüm. Mutluyum inanın, kılımı kıpırdatmadan, çırpınmadan, dinlenerek öleceğim.
İnanın ben huzurla öleceğim. İnsanlar bu dünyaya gelir, büyürler önlerine küçük taşlar çıkar onlar için uğraşır atarlar. Hayalleri olur, hayatları.. Benim için ise bu dünya bataklaştı. Hayat diyemiyorum. Verilen bir hayat var mı? Onu da bilmiyorum. Bu ilk ölüşüm değil. Ne diyordum? Benim için bataklaşan bu dünyada ben de sizler gibi yapmam gerekenlerle ilerledim. Sizden biraz farklı. Bazıları sonunda mütevazi bir yerde ev alıp emekli olur. Ben de yapmam gereken her şeyi halledip rahat bir mezara kavuşacağım.
Ah hayalim..
Sizi unutmayacağım. Siz üçünüz. Benim bu hayatı yaşayamama sakın üzülmeyin. İstediğim gibi bir son elde ettiğim için sevinin. Başardım. Size vasiyetim. Mutluluk. Mutlu olacak hayatınıza devam edeceksiniz.
TAMAM MI DURU? Tamam dedin eminim. Sen o kadar güzel bir dostsunki. Sonsuza kadar öyle kalacaksın. Bazen yanıma gel. Ben seni bekleyeceğim. Sakın Bora'yla aranızı bozma ve sakın evliliğini unutma. Her zaman neşeli olacaksın. Söz verdin sayıyorum.
Sen Bora, sakın Duru'mu üzme. Anla onu, her zaman yanındaki en büyük destek ol.
Ali.. Ali. Özür dilerim Alim. Affet beni. Emin ol küs gitmedim senden. İçim hiç soğumadı Ali. Bu yangınla gidiyorum. Seni küstürdüysem affet beni n'olursun... Sakın bırakma kendini. Ben her zaman seni dimdik görmek istiyorum. Yanıma geleceksin ya ziyarete. Anlarım ben. Ne kadar kötü de olsam içim gidiyor sana. Ne yapayım be Alim. Ben olması gereken şeylerin bile hayalini kuran bir kızken,seni nasıl bu karanlığa sürüklerim. Gitmek her zaman kötü değilmiş Alim. Ben senin anın oldum. Sen benim her ãnım.. Tek başına bir hayat oldun bana. Seni ömrümün sonuna kadar sevdim. Sen sevme beni. Sevmek hep bir şeyleri engelliyor. Aklımı alıyordun az kalsın. Az tutulmadım sana...
Yaşayacak günlerin olsun. Yaşa. Çok güzel yaşa. Lütfen. Geçecek. Birini sev ne olur. Hayat kur onunla. Lütfen bunları unutma. Soğut kalbini..yüreğinden öpüyorum...
Kendinize iyi bakın. Bunu istediğimi unutmayın. Hoşcakalın...

Arya. 12.03.

Elimde Arya'nın son hatırası. Son sözleri.

Çöktüğüm mezarın dibinde eriyordu adamlığım. Her şey gözümün önünden geçerken, nasıl güler yüzünün,güçlü duruşunun altındaki her gün intihar eden kızı göremedim ben!? Yalnız bıraktım onu! Arada dayanamayan çırpınan Arya'yı nasıl hissetmedim?!

Kalk Arya kalk! Böyle veda edilir mi söyle!!? veda edilir mi bize Arya..

Mezarına başımı koymuş,toprağına vuruyordum. Elimdeki mektubu sallayarak konuşuyordum Aryamla.

Duy beni ne olursun...

Bitmiştim artık. Gitmek istemiyordum hiç yanından. Duru karşımda mahvoluyordu. Onu kaldırıp götürdüler. bilmem kaç sakinleştirici yapılmıştı dünden beri. Yine de durulmuyordu. Nasıl durulsun bu acı? kaybettik!..

Dün akşamdan beri olan her şey kafamda canlanıyor. Halüsinasyon gibi tekrar tekrar yaşıyorum. Düğünden ayrıldığında bir şey planladığını düşünüp takip etmiştim ama daha sonra eve girmişti bu beni biraz rahatlasa da beklemiştim. Beş dakika sonra hâlâ içeride kalınca kendimce çıkışta beni burda görür de yanlış düşünür, tekrar kızar diyerek ordan ayrıldım. Onu bulamayınca ortadan kaybolduğunu anlayıp, düğünü unutup üç kişi koşuşturuşumuz,gece 01.25 de gelen telefon. Arya'ydı. heyecanla açtığım telefon, polisin sözleri ve dünyamın yıkılması.. Oraya gitmeden önce yaptıklarını telefonla itiraf etmiş ve sonra kendini de o pisliklere, geçmişiyle birlikte yok etmiş! O lanet yerde yatan Aryamın yanmış, solmuş bedeni. Son kez morgda sarılmıştım aryama. Tanınmaz haldeyken meleğim. Daha ne kadar görmüşüm ki onu !? Ne kadar sarılmıştım daha?!

Ailesi olacak insanlar daha gelmemişlerdi. Arya'nın telefonundan aradığım zaman açmadılar bile.'Kızınız öldü.'dedim kısa bir mesajla.Dönmedi kimse.Nasıl bırakılır Arya ?nasıl sevilmez ?nasıl böyle terk edilir?

Ah.. Daha önceki gibi neden..NEDEN KURTARAMADIM ONU!? İntihar edeceği gün denizden çıkarmıştım. Şimdi yapamadım Arya. Asıl sen beni affet. Seni kurtardım ama hayatını güzelleştiremedim. Bir beklentin bile yoktu hayattan ve ben hiçbir şey yapmadım! Allah beni kahretsin! Nasıl görmedim! Ben seni nasıl sevdim!Bu hal beni yer Arya..!

Artık bir şey yapamıyordum. Tepkisizce başım Aryanın üzerinde,bomboş bakıyordum.

'Kalkalcaksın Alim.Mutlu olacaksın.'

Bu ses.. Arya.

Mezara başımı çevirdim.

-Arya sen misin?

-Arya?

Etrafta sadece ağaçların hışırtısı ve kuş cıvıltısı vardı. Hayali bir sesti anlaşılan ama Arya gibiydi bu. Beni mi hissettin Aryam? Kalkacaksın dedin bana. Mutlu olacaksın dedin.

Mektubunda da istediği buydu bizden. Hem de öyle çok istemiş ki canımın parçası. İçime ani bir huzur geldi. Ona sarıldığım zamanki huzur. Bu kez huzurdan ağladım.

Mezarını okşayıp gülümsedim göz yaşlarımı silerken. -Tamam ömrüm. Sen bu hayat oyununu bana devrettin. Seni dinleyecek, seni yaşayacağım...

Harap halde çöktüğüm yerden dimdik kalkmıştım. 6 saattir burdaydık. Hala gitmek istemiyordum. Çağırıyorlardı.

-Görüşmek üzere Aryam. Seni asla bırakmayacağım...

***********

Arabada giderken hala içimde o huzur vardı ve bu yüzümü açmıştı.Duru bunu fark edip şaşkınca baktı.

-Onu mutlu etmeliyiz Duru. Arya bunu istiyor. Sadece.

Başını önüne eğip göz yaşlarını sildiğini gördüm. Bana durgun bir ifadeyle baktı. Anlaşmıştık.

BEN ACI BİR DETAYIM Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin