Sevdiğim insanların hiç bir zaman değişmesini istemiyordum. Sevgi hala içimde var olsaydı hala küçük bir çocuk kadar masum olurdu. Mesela bir insanı kilolu sevdiysem, zayıflamasın isterim. Bir insanı tatlı halleriyle sevdiysem, güzelleşmesin, yakışıklı olmasın isterim. Ruh hali her zaman değişir. Karakteri değişmesin isterim. Onun kendi kokusunu seviyorsam, parfüm kullanmasını istemem. Ona almam da mesela. Böyle severdim ben sevgimi kirletmedim. Onu kaybettim.
İki gün geçti.. Bu hafta içinde iş bulmalıyım. Daha fazla Duru'ya yük olamam. Aslında iş var. Fakat ben cesaretimi yitirmiş olmalıyım ki yapamamıştım. Ayrıca daha çok kadınlarla çalışmayı istemiştim. Bir kuaför salonu bulmuştum aslında ama haftalık 50 lira hiçbir şeye yetmeyecekti.
Bende evdeki işleri halletmeye çalışıp, elimden geldiğince yokmuşum gibi hissettirmek istiyordum. Kızın düzenini bozdum.
Evi çok hoştu. Duvarları taş döşemeydi ve neredeyse her duvarda sevdiği çocukla fotoğrafı vardı. Kocaman salonda, lcd tv, rahat bir L koltuk,ortada deri bir sehpa vardı. Sadeliği seviyordu anlaşılan. Amerikan mutfaklı ve dört odalı bir ev. Bu kocaman evde tek başıma yaşamak istemezdim. Zaten kendimi de artık hiç çekemiyorum.Duru'nun odasının kapısı açıktı. İçeriye girmezdim. Ama gözüme yerdeki gelinlik çarptı. Ah.. Hayalleri... Çok üzülmüştüm. Onu mutlu etmek istiyordum. Bu yüzden bir şeyler yapmak istedim.
Hemen bana verdiği odaya gidip üzerime bir şeyler aldım. Sadece siyah salaş yarım kollu gömlek ve altına siyah pantolon. Saçlarımı aceleyle dağınık topuz yapıp evden çıktım.
Duru arabayı benim için evde bırakmıştı ve lazım olursa kullan demişti. Ehliyetimi, işlerini yaptığım o adam yüzünden almıştım. Umarım unutmamışımdır.
...
İşte burası.. Gece gözüyle bana normal gelmişti ama burası gerçekten kocaman bir yerdi. Dağ evi gibi bir havası var. Yanıma çakı almışım iyi ki.
Biraz tereddüt etsem de kapıyı çaldım. Bence evde illaki birileri vardı. En azından hizmetli.
Bir adam açtı kapıyı. Saat tam 12.30 bu bence doktor Bora.-Merhaba?
-Şey merhaba. Ben Arya, Duru'nun arkadaşı? Siz? Bora bey değil mi?
Adam etrafa bakınıp atıldı.
-İçeri gel.
Adam elimi tutup hemen içeri çekti.
-Ne oluyor?
-Arya,duru nasıl bana lütfen anlatır mısın?
-Nasıl olabilir Bora bey?Kızı aldatmışsınız. Bütün hayallerini yıktığınızı nasıl bilmezsiniz?
-Arya eğer onu seviyorsan, bana yardım et. Onu asla aldatmadım. O dünkü kadın, beni sürekli takip edip duruyordu. Eğer evime gelmez yada onunla buluşmazsam, Duru'nun gözü önünde kötü şeyler yapacağını söyledi. Ben onu seviyorum.
Adam önümde telaşla konuşuyordu. Ona göz devirdim.
-O zaman gidip konuşun.
-Onu biliyorum. Şu halde dinlemeyecek. Ama benim çok iyi bir fikrim var. Dinle...
....Duru gelmeden eve geldim. Herşey sanki normalmiş gibi sofrayı kurup oturdum.
Kapı çalıyor..
-HOŞGELDİN
-HOŞBULDUK da ne bu heyecan? Seni böyle görmek ne kadar güzel. Mutlu olmak sana çok yakışıyor Arya.
Kocaman sarıldım. Sanırım herşey normalmiş gibi yapamıyordum.
Duygularımı çok yaşardım eskiden. Artık bir hissim kaldığı söylenemez. Ama mutlu etmek mutluluk veriyormuş demek..
Aklımda bin türlü şey vardı. İlaçların etkisiyle bunları düşünürken daha sakindim. Zaten artık tepkilerim kaybolmuştu.
...
Yemeği yerken atıldım.
-Ben bugün dışarı çıkmak istiyorum. Denizime gitmek. Özledim. Olur mu?
-Arya beni çok mutlu ediyorsun. Hep böyle devam et. Tabiki olur canımın içi.
-Duru ama bugün biraz özel giyin. Yani ikimizde.
- sen nasıl istersen deli kız.
....
DURU! Bence bu tam senlik.Duruya bugün için çok güzel bir şey seçmiştim. Giyinmeyi iyi biliyordu bu kız. Gardırobu gayet şıktı
Beyaz, kolları dantelli ve bele kadar vücuduna oturmuş, alttan pileli dize kadar bir elbise.
-Arya bu deniz kenarında oturmak için biraz ağır değil mi sence?
Biraz çocuklaşmak iyi olacaktı.
-lütfen..
-Ne karıştırıyorsun bilmiyorum ama tamam hadi bari.
Sonunda giydi. Karşımda çok güzel bir kız duruyordu. Hemen ayna karşısına oturtup, saçlarına güzel bir topuz yaptım. Bu kıza herşey yakışıyordu. Makyajını da hallettikten sonra tamamdı.
-Ee Arya sen?
-Ne gerek var ben böyle gelicem.
-hadi şunu giy sende lütfen.
Pudra rengi dize kadar bir elbise, çok güzeldi. Duru ile herşey güzeldi. Onu mutlu ederken, kendimi unutuyordum. Bu bana iyi geliyordu. Ama yalnız kaldığımda o içimdeki kini besliyordum. Bunu kimseye söylemem. Gün be gün planlarım gelişiyordu.
...
Hazırlanıp arabaya bindik. Bora'nın söylediği yer, benim her zaman gittiğim yere çok yakındı. Aslında aynı sahil. Ben sadece kimsesiz tarafına geçiyordum.
Yolu gösterdiğim zaman şaşırdı. Anlam veremedi. Sanırım burayı biliyordu. Ama ses etmedi. Allahım.. Lütfen bir şey olmasın.
...
Bizi mumlardan bir yol karşıladı. Bora bey işini biliyor. Durunun elinden tutup, 'gel' dedim. Sadece bir parti. Bizim için.
Duru'yu mumların içinden geçirdim. Ve sonunda mekanın arka tarafına geçtik. Karanlıktı..Bir anda ışıklar açıldı. Burası.. Muhteşem olmuş. Her yerde anlamlı sözler ve özür dilerim yazılı kağıtlar, yerde iki kalpli oturma yastığı, alttan romantik bir fon müziği ve karşıda kocaman projeksiyon. Şahsen ben böyle bir şeyi kendim için istemezdim. Fazla sadelik seven bir insanım ve abartılı şeyler beni sıkardı ama Duru çok sevmiş olacak ki ağzı açık şekilde bakıyordu.
Duruyu bırakıp geriye çekildim. Gözlerim o kadar dolmuştu ki. Arkadaşımın mutluluğu için ağlayacaktım.
Projeksiyonda ikisinin bütün anıları, fotoğrafları çıkıyordu. Çok güzeldi. Ve hepsinin ardından Bora'nın videosu. Çok güzel bir konuşma yapmıştı ve olan biteni ona anlatmıştı.
Duru elleriyle yüzünü kapattı Bora arkasından yaklaşıp, belinden sarıldı. Duru da onun boynuna...
Ardından diz üstü çöküp, yüzüğü çıkarttı.
'Hayat boyu bu filmin başrolünde benimle oynar mısın Duru?'O kadar heyecanlı bir andı ki, ben bile titriyordum. Duru ağlaya ağlaya elini uzatmış, Evet diye bağırmıştı... Çok mutlu olmuştum.
Onlar sevgiyle sarılırken ben karanlık gökyüzüne dalmıştım. Yerdeki ışıklar beni çekmiyordu.
Güçlü ve iyi görünmem lazımdı. Bu sayede herkes beni unutacak. İyi olduğumu düşünecek ve serbest kalacaktım. Oysa aklımdan çıkmayan herşey için, an ve an takipteydim. Kimse merak etmesin. Ellerimle en iyi sonu yazacaktım onlara...Arkadan bir alkış sesi daha geldi. 'Tebrik ederim ikinizi de. Umarım çok mutlu olursunuz.'
-Teşekkür ederim abi.
Bakışlarım tedirginlikle gökten yere bu adama doğru dönmüştü.
Bir dakika ya.. Bu ses o. Bora'nın abisi bu adam mı?!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BEN ACI BİR DETAYIM
ChickLitDeli gibi hata yapıyor, bazen bela beni buluyordu. İnsanlardan olmanın utancını delirerek atlatıyordum. Acılarda dünya gibiydi demek. Nereye gidersen git acıya denk geliyordun. Evrende küçücük bir toz tanesinin bu denli acı çekip çıldırışıysa ayrı...