-Ali sakin ol! Geliyoruz oraya bir şey yapma sakın!
-gelmeyin hayır!
-Sus Ali.!
Ahh!
-Duru? Duru iyi misin? Alo!
Telefonu bora aldı.
-Abi hastaneye gidiyoruz doğum vakti geldi galiba.
Olduğum yerde kaldım bi süre duvara bakakaldım ama bir şey yapmalıydım.Hemen arabaya atlayıp ben de oldukları hastaneye gittim. Odalarını sorup yanlarına çıktım. Duru sedyeye uzatılmış acı içinde kıvranıyordu. Onu böyle gördükçe beynim daha da sıkıştı.
Borayı sakinleştirmeye çalışırken onu içeri aldılar. Ortam iyice gerilmişti.
....
15.30
Bir bebek sesiyle yerimizden kalktık. Doktor yanımıza gelip haberi verdi. İkisinin de durumu iyiymiş.Boranın kızı artık doğmuştu. Kardeşime sımsıkı sarıldım. Çok mutluydu.Biraz sonra içeriye girdik. Duru ve bebeği yan yanaydı. En güzel manzara olabilirdi bu. Boranın gözleri dolmuştu. Sırtını sıvazladım. İkisini de tebrik ettim. Bebekleri o kadar güzeldi ki. Gülümsüyordu etrafa. İkisi de ağlayacak gibiyken sessizliği bozdum.
-Adını ne koyacaksınız bu prensesin?
Duru 'Mira' dedi.
Sevdiğim ne derse o olsun dedi Bora.Mira.. Kuyruklu yıldız demekmiş. Umarım Mira sayesinde dilekleri gerçekleşir ve parlak bir hayatları olur...
-Öyleyse bu genç anne babayı yalnız bırakmak gerek ha? Zaten şimdi sizinkiler de gelir.
-Şimdi bir şey demiyorum ama sonra konuşacağız Ali.
Güldüm
- sen şimdi bunları düşünme yeni anne.
....
Hastaneden çıktım. Arabada kendi kendime oturup düşündüm. Doğrusu düşünemiyordum. Düşünmeyecektim. Unutmayacaktım da. İçimde kor ateşler yanıyordu. Nerdesin Arya? Ne hale düştüm ben gel gör halimi!Aklıma Aryam yaşasaydı bizim de böyle bir gün yaşama ihtimalimiz geldi. Gözümden kendi kendine akan yaş sakalıma kadar inince fark ettim. Aynada solgun ama bir o kadar da güçlü ve dinç görünen bi adam görüyordum. Kendi içime o kadar sıkıştım ki gömleğin kollarını sıyırıp boynumdan aşağıya biraz düğme açma ihtiyacı duydum.
Evet.. Aryama gideceğim. Ona hangi yüzle gideceğim peki? Yine de gitmem gerek..
..
Ağır adımlarla mezara ilerledim.
Arya..
Gözlerim doldu. Başımı havaya kaldırdım,kendimi sıkıyor dudaklarımı ısırıyordum..
Baş ucuna geldim. Diz çöktüm.
'Özür dilerim. '
Artık göz yaşlarımı tutamayıp ağlayarak haykırıyordum. Aryamın gittiği ilk zamanlar gibi. Mahvolmuştum.
Bak bu adama Arya! Sen öldün bu adam her gün öldü! Her an azdı bu yara! Sızladı durdu arya! Seni aradı sen yoktun Arya! Yıllar sonra ilk defa gülünce olur sandı! Senin dediğin olur sandı bu adam aptallık etti! Nasıl olurdu bu? sanki bilmiyordu bu aptal! Özür dilerim Arya! Affet beni ne olur! Kavuşacağız demiştin kavuşalım artık!
Toprağına sarıldım. Ellerimle sıkıyordum, ağlıyordum içim çıkıyordu sanki...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BEN ACI BİR DETAYIM
ChickLitDeli gibi hata yapıyor, bazen bela beni buluyordu. İnsanlardan olmanın utancını delirerek atlatıyordum. Acılarda dünya gibiydi demek. Nereye gidersen git acıya denk geliyordun. Evrende küçücük bir toz tanesinin bu denli acı çekip çıldırışıysa ayrı...