‘‘Aman Tanrım! Dalga mı geçiyorsun!?’’ Cırlayan Belinda’nın sesi Colin’i hareketlendirdi.
Sorun neydi?
‘‘Kör olacağım! Ciddi olamazsın!’’ Kahkaha atmaya başlamıştı. Colin yüzünü buruşturdu.
‘‘Derdin ne sabahın köründe!? Kapa çeneni!’’ Kafasının arkasındaki yastığı alıp yüzüne bastırmayı düşündü. Böylece Belinda’nın tiz sesi ona bu kadar yalın ulaşamazdı.
Ve o an fark etti.
Yatakta yalnız değildi.
Rebecca Blackwell yanında yatıyordu. Hala kolları ona sarılmıştı. Geceden farkı; Rebecca’nın uzuvları bedeninin büyük bir bölümünü sömürüyordu.
Karşısında da Belinda Ower kahkaha atıyordu.
Parçalar birleşince irkilerek yataktan fırladı. Teknik manada… Yakalanmıştı. Hem de küçük kardeşe. Evet, harika. Bunu ölene kadar ağzından bırakmayacaktı.
Becca ağzında bir küfür geveledi. Onunda kafası havalanmıştı. ‘‘Neler oluyor!?’’ Saçları karışmış, başının üzerinde ve yanında birbirlerine girmişlerdi.
‘‘Neden kıyafetleriniz var ki?’’diye fısıldadı Belinda.
‘‘Kapa çeneni. Hemen.’’ Colin gözlerini kardeşine dikmişti ama ne yaparsa yapsın onu susturamayacaktı.
‘‘Tanrım. Şu geçen ki elbise onun vücuduna çok yakışmaz mı ama Colin?’’
‘‘Bu bücür neyden bahsediyor?’’diye atladı Rebecca. Sesi uykunun içinden çıkamadığını belirtir derecede kısık ve uyuşuktu.
Colin gözlerini kısarak kardeşine baktı. ‘‘Sandığı-’’
‘‘Elbette sandığım gibi değil, Colin. Ben de o sandığım şeyi gerçekleştirirken kıyafetlerle takılırım.’’ Colin’in bakışlarını fark etmeden ekledi. ‘‘Tabii kolları ve bacakları etrafına sarmayı unutmayalım.’’ Gözleri irileşen bakışları bulduğunda önce olayı kavrayamadı. Hemen sonra ağzından çıkanları kulağı duydu ve dudaklarını birbirine geçirdi. Toparlanarak kocaman bir sırıtmayla, ‘‘Bilirsin, ımm. Okul. Gitmem gerek.’’diye geveledi ve geldiği yerden –banyo kapısından- geri kaçtı.
Aslında bu verdiği örnek sadece bir kinayeydi. Yaşıtlarına komik gelebilirdi ama özel birini bekliyordu ve bu yaşta olmayacaktı. Alex’e fena kapılmıştı ama onunla o kadar özel bir şeyi paylaşmak..? Bilemiyordu. Daha onu tanımıyordu bile.
‘‘Bana dolaylı yoldan sürtük falan demedi değil mi? Bu ailenin dilinden anlayamıyorum.’’
Colin irileşen gözlerini Belinda’nın kaçtığı kapıdan çekti. ‘‘Tabii ki hayır. Tanrım…’’ Hala şoktaydı. Elbette dalga geçmişti… Değil mi? Tabii ki onunda bir hayatı vardı ama o onun küçük kız kardeşiydi ve… Ihh. Bunu düşünmeyecekti.
‘‘Ne? Hala transta gibisin. Kızın bir hayatı var. Hatırladın mı?’’ Gerindi ve saçlarını düzüne sokmaya çalışarak geriye itekledi.
Şimdi aklının kaydığı düşünceler tamamen Belinda’dan bağımsızdı.
Becca’nın bacakları onun üzerindeydi. Yani sadece dizinden aşağısı falan değildi bu sefer. Gördüğü en uzun –ve hoş- bacaklar üzerindeyken uyanmıştı. Kollarını da sıkıca ona sarmıştı. Onu gülümsetebilecek olan bu sahneyi hemen gözlerinin önünden çekti. Şimdi karşısında onun anlam veremediği bir şekilde onu izleyen bir çift ela top vardı. İri gözleri. Gözleri gerçekten çok iriydi. Altları kapatıcının dağıldığını belirtmek istercesine yer yer morlukla boyanmıştı. Gözlerinin beyazlarının içindeki kan oranı artış göstermişti. Bağımlı gözleri.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Siyahta Gizlenen (TAMAMLANDI)
Teen FictionRomantizmi işaret ve orta parmağı arasına sıkıştırdığı izmaritte bulan bir genç kız... En hassas duygularını bile kağıda döken bir delikanlı... Arada nasıl bir çekim olabilir? Gözler çakıştıkça çakan şimşekler, belki de hayatları çakışmaya devam edi...