32-"Mavideki Siyah"

108 10 10
                                    

İyi okumalarr :*

Pekala. Birinciliği almanın daha iyi hissettireceğini hayal etmem çok büyük yanılgıymış, sevgili günlük. İçimdeki bir şeyleri kırıp parçalama arzusunu yok edemedi işte başarı. Çünkü ben de kırılıp parçalandım. Hem de başarılı olduğum bir konuda. Sevmek. Evet, başarıyla sevdiğim halde kırıldım. Ve işte şimdi, başarılı bir ödev verdiğim halde yıkıp dökme dürtüm hala benimle. Başarı ne işe yarıyor o halde? Hala huzursuzluk içerisinde bulunacaksak niye başarı peşinde koşuyoruz, sevgili dostum? Lanet olsun, niye?

Siyah kalemi hoyratca masaya savurdu.

Kendini sandalyesine bıraktı. Sırtının arkasındaki sertlik, nedense güvenli hissettirmiyordu. Bu saatten sonra kime güvenebilirdi ki? "Hah." Sinirli bir ses firar etti dudaklarının aralığından. Nefes almak için burnu artık yererli gelmiyordu. Sabahtan beri burnundan soluduğunu, öfkeyle soluduğunu fark etti. Sıkılan dişleri ve sitemli solukları başarının b'sini bile barındırmıyordu yanlarında.

"Ödev umurumda değil. Hiç olmadı ki!"

Eve gelince yatağına fırlattığı telefonundan ısrarlı titreşimler duyulmaya başlayınca masanın üzerindeki elinin tersine alnını sertçe bıraktı. Her hareketi sert, yoğundu. Kendine engel olamıyordu ki. Saçlarını yolmak istiyordu. Onu öperken, ellerini doladığı telleri tek tek düelloya davet edebilmeyi hayal ediyordu.

"Herkes söylemişti." diye geveledi. Kelimeler ağzından çığlıklı hıçkırıklar gibi çıkmıştı. "Seni tüketecek demişlerdi." Masaya yumruklarını indirdiğinde siyah kalem yerinden sıçradı. "İyi de bunu biliyordum zaten! Niye? Neden şimdi bu yabancı duyguları kovamıyorum!?"

Uğuldayan kulaklarının arkasında hala bulunduğu ortamı titreten telefonunun varlığı ona ulaştı.

"Oliver, sensen, ileride özür dileyeceğim zilyon şey duyacaksın, özür dilerim."

Ekrana göz ucuyla baktı. Gizli numara?

Telefonu hemen yerinden kaptı. Aramayı ne ara cevapladığından emin bile değildi. "Alo?" Niye açmıştı ki?! Hem o olsa onu bu saf heyecanla mı karşılayacaktı?

"Selam, yakışıklı."

Colin yabancı sese kaşlarını çattı. "Kimsin?"

"Ah, seni çok ama çok arzulayan biri. Yatak-"

Colin o güne kadar kullanmadığına emin olduğu şiddetli bir küfürle karşılık verip telefonu kapattı ve duvara fırlattı.

"Çocuksu bi saçmalıkla uğraşıyorum. Hayır, hayır... Daha kötüsü çocuksu bir saçmalık için sinirlenip küfür ediyorum." Dudaklarına yasakladığı isme de içinden alaylı saygılarını iletti.

"En azından şu anki kırgınlığımda birinin başarısı. Hatta herkesin. Haklılıklarının zaferi umarım hoşlarına gidiyordur."

***

Top kafasına geldiğinde muhtemelen boğazına kadar gelen bağırtıyı Finch için değil, sahnenin zehirli tadı yüzünden yutmuştu.

"Ah, özür dilerim, Colin!"

"Önemli değil." diye savdı onu başından. Biraz ilerledikten sonra omzunun üzerinden, "Biraz dikkatli oynamayı denemelisin!" diye seslenmesine engel olamadı.

Bağıran sokaklar ruh halini yansıtırken migrenine hiç iyi gelmiyorlardı.

Koşmak istedi ve kararını verdiğini koşmaya başladığında idrat etti.

Siyahta Gizlenen (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin