13-"Sonsuza Kadar."

765 41 4
                                    

Günlerdir, başına oturamadığım da vicdan azabı çekmemi sağlayan okuyucumaa :'* @Rabia Cankul

“Tanrım, iyi misin sen!?” Rebecca büyüyen gözleriyle Colin’e döndü. Az önce gerçekten onu yanağından da olsa öpüp fotoğraflarını mı çekmişti? Elinin tersini alnına koydu. Muhakkak bir sorunu olmalıydı. Acaba üstü açık falan mı yatmıştı? Pencerenin açık olduğunu hatırlıyordu. Kafası uçuk olabilirdi ama Colin Ower’ın onu öpmesini yine de yadırgayabilirdi.

“Ah, kes şunu. Ateşim normal. Annemin ilaçları işe yaradı.” Güldü ve fotoğrafı kendisi fark etmeden ekranına koydu. Ekranı kilitleyip masasına koyarken hala ne yaptığının bilincinde değildi. Muhtemelen bir sonraki ekranı açışında ekran fotoğrafı için bir süre şok yaşayacaktı.

“Annenin ilaçları mı? Cidden hasta mıydın sen?” Ona doğru döndü ve bitmek üzere olan pilinin etkisiyle başını sandalyenin başlığına yasladı. Gözleri yarı açıktı.

Colin ona dönüp bir süre sessiz kaldı. Gerçekten çok güzel bir yüzü vardı. Meleğimsi bir yüz… Karanlık bir melek. “Hı hı. Evdeyim, değil mi? Mantıklı bir açıklaması olmalı, ha?”

“Şey, sanırım. Her neyse. Hadi sor bakalım.” Gözlerini yumdu.

“Imm eğer yorgunsan bunu sonra yapabili-”

“Hayır, bitirelim.”

“Pekala. Bakalım… Hastanın durumu sorusuna ‘bağımlılık’ cevabını veriyorum… 2.soru, maddeleri soruyor. Kullandığın maddeler?.. Alkol, sigara ve uyuşturucu. Ihh. Böyle sıralayınca çok daha kötü görünüyor.”

“Kendi kendine konuşmak da bir hastalık sayılmaz mı?”

“Ne? Evet, evet. Psikolojik olarak bu da bir sorundur. Ama hastalık sayılmaz.” diye dalgın dalgın cevapladı onu. Düzgün yazısıyla soruların altına bir eksik olmadan cevapları döşüyordu.

Sessizlik olunca kafasını kaldırdı. Becca’nın bakışlarındaki ifadeden bir pot kırdığını sezdi. Saniyeler sonra, geçen diyaloğun altındaki imayı kavradı. Kendi kendine konuşuyordu.

Boğazını temizleyerek kendini düşürdüğü durumu yok etmeye çalıştı. Gerçi hepsi onun suçuydu. Son zamanlarda çok stresliydi ve bu böyle dışarı vuruluyordu. Neredeyse bir haftadır onunla uğraşı- Tam bir haftadır onunla uğraşıyordu. Bugün tam bir hafta olmuştu. Gözleri kapalı olan yüze bir bakış attı. Dışarıdan bu kadar masun ve zararsız görünen biri nasıl bir insana migren ağrıları yaşatabiliyordu?

“Bu kadar mı?” diye homurdandı Rebecca.

“Hayır. Bekle.” Colin eli ayağına dolaşarak önüne döndü. Onu izlediğini hissetmişti. Rezilce bir durumdu. Bir kez daha boğazını temizleme gereğinde bulundu. “3-Kullanılma sıklığı?”

“Sigara, günde birkaç defa.” Colin’in yazmasını bekleyerek durakladı ve her bilgiden sonra onu bekleme işlemini devam ettirdi. “Alkol, bu gibi sinir bozucu durumlarda.” Onun bu cümleyi duruma uygun yazabileceğinden emindi. “Uyuşturucu, ot günde bir kez. Genelde.”

 “Tanrım…” diye iç geçirirken duyduğu her şeyi not alıyordu.

“Başka?”

“Sabırlı ol.” Gözlerini devirdi. “Kullandığın uyuşturucu türleri?”

“Ne bulursam.”

Colin gözlerini kısıp ona dik dik baktı. “Peki ya ne sıklıkla yaşarsın?”

“Imm. Aklım bende olmadığı anlarda.”

Colin neredeyse gülecekti. Bu soruya bile ukala bir cevabı vardı. “O zaman keyfine bak.” diye mırıldandı. Nasıl olsa aklın hiç sende değil.

Siyahta Gizlenen (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin