31-"Kazandığım Melek."

125 12 9
                                    

İyi okumalar...


"Aman Tanrım!"

Colin Rebecca'nın boğuk sesine karşın yüzünü buruşturup gözlerini aralamaya çalıştı. "Neler oluyor Tanrı aşkına." Yastıkla olan samimi temasına son vermeden saçlarını karıştırdı. Gözlerini açamayacağını fark edince zorlamadan uykusuna geri dönebilmeyi umdu. Banyodan gelen sesleri algılamaya başlayana kadar. Kusan Rebecca. "Aman Tanrım!" diye onunkiyle eş bir telaşla yerinden kalktı. "Rebecca sen iyi-"

"Git burdan, lütfen." diye çıkışırken hala çıkarıyordu.

"Sorun ne?" Endişeyle yanına çöktü. "Fark ettiysen gitmedim ve açıklama da yapmadım."

Rebecca gözlerini devirirken Colin saçlarını ensesinde toplamıştı. Rebecca sonunda durduğunda acıyla inledi. "İğrenç. İğrenç. İğrenç." Kalkıp sifonu çekti ve ağzını çalkaladı. Kendisini kısık gözler ve endişeyle gerilen bir suratla izleyen genç adamla aynada göz göze geldi. "Bu çok tanıdık bir sahne, lanet olsun." deyip başını aşağı eğerek şiddetle suratına su çarpmaya devam etti.

"Yine Love Me Do diye sana yaklaşmamı ister misin?" diye sırıttı.

Dirseklerini lavaboya yaslayıp, "Tanrım, hayır." diye yakındı.

"Her neyse. Kötü görünüyorsun?" Yaklaşıp yüzüne dokundu. "Solmuşsun sen. Bir şey mi oldu?"

"Şu ilaçlar. Lanet olası şeyler. Hepsinden nefret ediyorum!" diye bağırınca Colin ağzını örttü.

"Annem muhtemelen benimle olduğunu biliyor zaten. Daha fazla yerin dibine girmemem için sesini kısık tutar mısın?"

Rebecca onun sevimli bir ruh halinde olduğunu fark edince ister istemez gülümsedi. "Özür dilerim." Omuz silkti. "Doktor yan etkilerinin olacağını söylemişti." Gözlerini devirip bitkince omuz silkti yeniden.

"Pekala. Sorun değil. Sakin ol. Geçecek." Onu doğrultup kollarını onun etrafına sardı. "İyi olacaksın."

"Evet, evet, biliyorum. Daha iyiyim. Teşekkürler."

"Gel, bakalım." Belinde yerini alan koluyla onu yönlendirdi. "Şok etkisiyle tamamen uyanmış olsak da vücudum yatağımı şimdiden özledi. Derslerimize daha var."

"Bu güzel bir fikir, Ower."

***

"Pekala. Sonra görüşürüz, Ower." Rebecca eğilip onu öptü ve ellerini şortunun cebine sokup Mayısın ılık havasında uzaklaştı.

"Sanki geçen zaman boyunca daha bir derinleşti gibi. Yani mutlu. Çok iyi. Benimle hala eskisi gibi eğlenebiliyor. Ama ne bileyim..."

"Büyümüş gibi?"

Gözlerini devirdi. "Hayır, bir sırrı varmış gibi."

Oliver patatesini ağzına attı. "Tanrım kızlar bize her şeyi zaten söylemez adamım. Çok konuşurlar ama ağızlarına almadıkları bir şey muhakkak vardır. Yani demem o ki; bir sorun olduğunu sanmıyorum. Her zamanki Rebecca işte." El hareketiyle onu geçiştirdi. "Bence onu gereksiz yere fazla fazla düşüneceğine şu patateslerini ye. Yoksa Oliver Evan saldırıya geçecek." Göz kırptı.

"Yakında gidecek."

Oliver abartıyla gözlerini yuvarlarken abartıyla da derin bir nefes alıp verdi. "Şiştim. Ama kola yüzünden değil. Nedenini tahmin edebiliyor musun?" Kaşlarını çattı. "O kadar da zor değil!"

Colin başını ovdu. "Pekala. Özür dilerim, tamam mı?"

"Adamım. Sorun beni şu cadı yüzünden şişirmen değil. Tamam onun favori kızım olmadığı belli ama benim endişelendiğim sensin."

Siyahta Gizlenen (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin