9-''Bir psikologun günlüğü, ha?''

901 46 4
                                    

Aman Allah'ıımmmm!! İnanamıyoruumm. Tam 1.000 kez tıklanmış. Bu inanılmaz. Mükemmelsiniz. Umarım her şey istediğiniz gibi gidiyorduuur :) Çok teşekkür ederiimmm. İyi okumalaar :**

Colin sözsüz ama gürültülü bakışmadan kurtulmak için yemeğine geri döndü ve boğazını temizledi. “Telefonumu nereden bulduğundan bahsedecek misin?”

Rebecca kaşlarını daha fazla çattı. Sırf zıtlaşmak için ona istediğini kolay yoldan verme taraftarı değildi. Madem bu denli kararlıydı, o zaman Rebecca Blackweel’le uğraşmak nedir öğrenmesi gerekecekti. “Sıra sende miydi ki?”

“Ne? Ah, hatırlamıyorum.” Kısa bir bakış attı. “Bu şu an önemli değil. Devam edelim işte.”

“Hayır. Bu olmaz. Ben soracağım.”

“Sıranın sende olduğunu nereden çıkardın?”

Omuz silkti. “Çıkarmadım. Sadece ben öyle olmasını istiyorum.”

“Tanrım…”

“Söyle bakalım, Ower. Ken, şu dayın. Neden hastanedeydi?”

“Beklenmedik soru.” Kaşlarını oynatarak hınzır bir ifade takındı. Ciddileşmesi çok uzun sürmemişti. “Sigara bağımlısı.” dedi manidar bir sesle. “Ve kayıtlara geçsin diye söylüyorum bizimle yaşıt.”

Kaşları çatıldı. “Basit bir sigarayla mı hastanelik oldu?”

Colin basitçe, “Astım hastası,” diye belitti.

Rebecca’nın çatılan kaşları şokla yukarı fırlarken Colin onun üzerinde tesiri olabilecek birkaç cümleciğin dilinin ucuna gelmesi için dua ediyordu. “Cidden çok zekiymiş.”

“Bana, bir nefes açıcı aletle yaşamak zorunda olsa Rebecca Blackwell’in sigara içmeyeceğini söyleyebilir miydin?”

“Zeki olduğumu iddia ettiğimi hatırlamıyorum, Ower.” Bunun aksini düşünen dudakları bükülmüştü.

En iyisinin göz ardı etmek olacağını düşündü. “Telefonumu nereden bulmuştun?”diye üsteledi bir kez daha. Rebecca’nın çevresinden birinden numara istediğini hayal edemiyordu.

“Telefonunu kurcalamış olabilirim.”diye mırıldandı Rebecca. Sanki biraz sonraki tepkileri görebiliyormuş gibi sırıtmaya başlamıştı.

“Ne!? Buna hakkın yok! Evimde kalman –ve kitaplarımı karıştırman- telefonumu da karıştırabileceğin anlamına gelmez.”

Gözlerini devirdi. “Sevgilinle konuşmaların falan umurumda değil tamam mı? Sadece numarana baktım ve çıktım.” Yemeğini didiklemeyi kesti ve gözleri parlayarak kafasını kaldırdı. “Belki sana birkaç hatırada bırakmış olabilirim. Gece çekimi harika.”

İrileşen gözleriyle nefesini düzene sokmaya çalıştı. Parmaklarını, tüm suçlu onlarmış gibi saçlarının arasından hırsla geçirdi. “Beni öldürüyorsun.” Ayrıca şu anda dışarından gözlem yapabilecek konumdaki insanlar tarafından iki kızla birlikte olduğunu savunan kafaların olduğunu da göz ardı etti. Onun da deyimiyle, o neyin ne olduğunu ibliyordu ve ona açıklama yapmasına gerek yoktu.

“Demek başarıyorum.”

Colin ağzını açıp geri kapattı. Bu normal kafayla çıkmayı başarabileceği bir tartışma değildi. Dişlerini sıkarak, “Sıra sende.” dedi.

“Imm. Birkaç tane siyah boxer almayı düşünüyor musun?”

“Ne? Hayır!”

Omuz silkti. “Mavi kusacaksın.”

Siyahta Gizlenen (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin