11-"Bırakmıyorum İşte."

766 40 5
                                    

Son bölümler biraz geç gelmeye başladı sanki ama son sınavları geçirdik! :) Umarım herkes istediği notları almıştır. ^^ Kendinize iyi bakın :'*

Colin üzerindeki yoğunluğu atamadan, “Nerede kalacaksın?” diye fısıldadı. Hala Rebecca’nın kollarının arasındaydı ve herhangi bir hamlede bulunamıyordu. Öylece kendini bırakmıştı ona.

Genç kız hafifçe omuz silkti. Omzunun üzerindeki çene hareketi engellemişti. “Bilmem.”

“Bana gel.”

“Alışkanlıklar iyi değildir.”

“Bağımlılıklar da öyle.”

“Konuyu o kısma çekmekten vazgeç.”

“Ben bir şey anlatmaya çalışırken beni susturmaktan vazgeç.”

“Ah, demek yine sorun seni öpmem.” Rebecca sesine yansıyan tınıyı gözlerine de yansıttı. Suratında bilmiş bir ifade hakimdi. “Yoksa bunu seni susturacak şekilde yapmam mı rahatsız ediyor?”

“Neden burada olduğumu biliyor musun?” diye sordu Colin. Onunla öpüşmek konusunda daha fazla cümle duymak istemiyordu. Zaten bedeni alevler içerisindeyken ve ruh hali tepe taklak olmuşken elinden bir kaza çıkabilirdi. Gözlerinin önündeki, Rebecca’yı duvarla arasına aldığı sahneyi silmeye çalıştı.

Rebecca bunu beklemiyordu. Kaşları bir kademe aşağı çarpıldı. “Hayır.”

“Bu kötü. Çünkü ben de bilmiyorum. Ve bilen birine ihtiyacım var.”

Rebecca güldü. “Bu kötüymüş gerçekten. Şu ana kadar kontrolün dışında bir şey hissettin mi?”

Evet. Bana dokunduğunda genelde olan bu. “Bilmem.” Omuz silkti ve düşüncelerini gözlerinden ve mimiklerinden uzak bir yerde tuttu.

“Bir amaç seçiyorum. Kontrolün dışında bir şeyler hissetmeni sağlayacağım. Robot olmamana yetecek bir şey.” Düşünüyormuş gibi parmağını çenesine vururken gövdesini Colin’e yaslamıştı.

Göğüslerini göğsünde hissederken bu işittiği cümle çok anlamsızdı. Düşüncesini farkında olmadan yumurtladı. “Gerek olduğunu sanmam. Bana dokunduğunda zaten kontrolüm pek yanımda olmuyor.” Dudaklarını birbirine bastırmakta biraz geciktiğini fark ederek kafasını farklı bir yöne çevirdi. Adam hala hareket etmeden öylece yatıyordu.

“Yaa,” diye mırıldandı. Kollarını belinden çekip Colin’in göğsünde topladı. Parmakları geniş omuzlarına değiyordu. “Bir ilki mi başardım?” diye fısıldadı. yüzüne doğru.

Ateşin her kısmına yayıldığını hissedebiliyordu. Ellerinden uzaklaşmak istiyordu ama aynı zamanda daha fazlasını da istiyordu. Sabırsızca tek bacağını titreterek, “Hı hı,” diye mırıldandı. Sadece susup sarılamaz mıydı? Colin’in kolları iki yanında sallanıyordu. Bir ilk olarak ilk adımları atmaktan sakınıyor değildi. Onunla olmasını istemiyordu. Bunları hissetmek istemiyordu. Dudaklarını hayal etmeyi kesmek istiyordu. Onu arzulamayı… Kafasını da sallamaya başladı. Neyi inkar ettiğinden emin değildi. Sadece… Ah, hiçbir fikri yoktu.

“Ne o?” diye melodik olarak fısıldarken ona daha fazla sokulmuştu. “Korkuyor musun?”

“Neyden?” Hızlı tepkiler veriyordu ve ona bakmıyordu. Yerdeki adamın daha ne kadar aciz olabileceğini düşünmek daha rahatlatıcıydı.

“Hissettiklerinden?.. Bunlar erkeksi arzular. Eminim sorun yoktur.” derken eli yavaşça aşağı indi. Parmakları kemere takılınca durdu.

Colin ona dönmemekte kararlıydı. Donmuştu. Ne istediğini bilmiyordu.

Siyahta Gizlenen (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin