Kenan hocanın yüzüne hala aval aval baktığımı fark edince hızla bana doğru uzattığı eli tuttum ve hafifçe sıktım.
"Bende Ekim. Tanıştığımıza memnun oldum. Neyse ben derse gireyim. Ilk günlerden geç kalmak istemem. " adamın elini hızla salarken kacarcasina arkama bakmadan öğretmenler odasından çıktım. Mete gözümü korkuttuğu için saçma sapan bir tepki vermiştim. Zaten açmış olduğum kağıda baktım. Dersim 12/A sınıfındaydı. Yine en üst kata çıktım. Çıkardıkları gürültüyü bir alt kattan bile rahatlıkla duyabiliyorum. Derin bir nefes aldım ve sınıfın kapısını açıp içeri girdim. Ancak gördüklerimle gözlerim büyüdü. Sınıfın erkekleri masaları geri çekmiş uzun eşşek oynuyorlardı. Eğilen çocuğun üzerine çıkmak için zıplayan Can beni görmesi ile gözleri büyüdü.
"Olum sıçtık lan. Ben demedim mi kapıya gözcü koyun diye." Canın homurdanmalarına gözlerimi devirdim. Masaları tekrardan öne çekerlerken bende öğretmen masasına oturup işlerini bitirmelerini bekledim. Bakışlarımı Miraça çevirdiğimde sert bakışlarla Canı izliyordu. Hayır bu kadar somurtkan biri nasıl olurda Can gibi enerji dolu biriyle arkadaş olurdu aklım almıyor.
"Hocam kusura bakmayın. Hep bu itler beni yoldan çıkardı. " Canın fısıldayarak kurduğu cümleye güldüm. Eminim onlar Canı yoldan çıkarmışlardır yoksa Can çok akıllı.
"Hadi Can zevzekliği bırakta yerine otur. " hemen kafasını salladı ve Çağların yanına oturdu. Bu çocuğun annesine acıyorum. "Çocuklar müdür beyin özel ricası üzerine geometri derslerinizede ben girecem. " dedim ve oturduğum sandalyeden kalktım. Sınıftaki uğultu her saniye artarken yavaşça masaya vurdum. "Açıkca sizi şimdiden uyarayım. Dersimde kağıtla konuşma, yanındaki ile fısıldaşma, birbirinize silgi atma , telefonla oynama yok. " sınıftan itiraz nidaları yükselince güldüm. "Ama uyumak serbest. " dememle sınıf sus pus oldu. Tabi uyuma işi hepsinin işine gelmişti. "Oldu ki sizin bunlardan birini yaptığınızı görürsem verdiğim cezaya ses çıkarmıyacaksınız. Ayrıca sınıf içi performans puanlarınızı ben veriyorum. Umarım açık konuşmuşumdur. " Canın hevesle el kaldırması üzerine gözlerimi devirmemek için kendimi zor tuttum. Kim bilir yine ne yumurtlayacaktı. Kafamla işaret verince hızla ayağa kalktı.
"O zaman yalakalık yapmak serbest değil mi hocam?" söylediğine bütün sınıf gülerken bende kendimi tutamayıp güldüm. Anlattıklarımdan bu sonucu nasıl çıkarmayı başarmıştı çok merak ediyorum. Bakışlarım Miraçla kesişince hızla gülümsemem yüzümden silindi ve tahtaya döndüm. Verdiğim tepkilerin çok salakça olduğunu bilsemde elimde olmadan yapıyordum. Tebeşir almayı unuttuğum aklıma gelince en önde oturan kıza döndüm.
" Öğretmenler odasından tebeşir getir. " kız hemen yerinden kalkmıştı ama sınıfta oluşan itiraz sesleri ile durdu.
"Hocam biz sizi daha detaylı tanımak istiyoruz. Bugün ders yapmayın. " Can söylediklerine dayanamayıp gözlerimi devirdim. Yine kızı oturtup bende öğretmen masasına dayanarak ayakta durdum. Kollarımı göğsümde çarpaz bağlarken bakışlarımı Cana çevirdim.
"Peki Can sor bakalım ne merak ediyorsun?" Can istediğini elde etmenin verdiği mutlulukla aptalca sırıtıyordu.
"Hocam siz anlatın ben dinlerim. " Candan soru gelmesede daha demin tebeşir almaya göndermek için kaldırdığım kız elini kaldırdı. Kafamla işaret verince yerinden kalktı.
"Hocam kaç kardeşsiniz?" naif sesi kulaklarıma dolarken sorduğu soruya acıyla gülümsedim.
"Bir tek ben varım. " kız şaşırsada sesini çıkarmadı.
"Hocam sizi gördükten sonra anne babanız zirvede bırakmaya karar verdi herhalde. " arkalardan gelen sesle gözlerim doldu. Hemen kafamı önüme eğdim. Bu kadar ağlak olmam sinirlerimi bozuyordu. Biraz durup kendime geldikten sonra başımı kaldırdım. Konuşanın kim olduğunu bilmediğim için sınıftakilere bakarak cevaplamıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
EKİM (Öğretmen)(Tamamlandı)
Ficción GeneralYürekleri titreten bir aşka sizde şahit olmak isterseniz doğru kitabı okuyorsunuz. Öğretmen öğrenci aşkı diyince ilk akla gelen sıradan şeylerden uzak sıradışı bir kurgu. Burda öğretmen olan bayanken öğretmenine aşık olan öğrencide erkek. Ikisinin a...