EKİM (Öğretmen)(Tamamlandı)

Karşı komşu

Evet arkadaşlar hikayemize yeni karakter eklendi. Ne için Bu karakteri kitaba eklediğimi tahmin eden varsa söylesin bakalım bilecek mi? Bu arada bundan sonra Ekim ve Miraça EKMİR diye hitap edecem. Yorumlarda felan. Umarım yeni bölümü beğenirsiniz. Bu arada tekrardan baslamamda yardimci olan @DenizBilge770  ablama çok teşekkür ediyorum. Dediği bir laf çok hoşuma gitti. Ekim ayında olduğumuz için ekime bölüm yaz dedi. Bende gaza gelerek başladım. 😄😉

Bu defa Miraçın söylediklerini kafama takmayacam. Zaten başkasına karşı birseyler hissettiğini Otel odasında açıkça söylemişti. Hala umut edip hayal kurmak benim aptallığım. Kaan Miraçı Metenin üstünden çekti. Mete gazını alamamış olacakki Miraça hak edeceği son kelimleri söyledi.

"Madem öyle birşey yok öyle davran. O çiçeği parçalamak sana düşmedi. Belki Ekim hoca onu sağlayacaktı. Belki Ekim hoca da Nadir hocaya karşı birsey hissediyor. Miraç kendine gel. Ekim hocanın senin korumana ihtiyacı yok. Ayakları üstünde durabilecek biri. Herşeyden önce öğretmenimiz. Diğer öğrencilerin yanında yaptığın her hareketi beş defa düşüneceksin. " Metenin beni bu denli savunması gözlerimi yaşarttı. Bu kadar sevildiğimi bilmiyordum. Can omzumdaki kolunu sıklaştırarak yanımda olduğunu hissettirdi. Kafamı eğerek göğsüne yasladim. Ben Metenin dediği gibi ayakları üstünde durabilen biri değilim. Eğer o kadar güçlü olsaydım. Miraçın beni ordan oraya savunmasına izin vermezdim. Yinede bunu bilmelerine gerek yoktu. Tekrardan zil çalinca Açelya atıldı açmak için.  Dış kapıdan Gülsümün sesini duyunca zorda olsa gülümsedim. Canın kolununun altından çıktığım gibi dış kapının önüne geldim. Gülsüm tamda tahmin ettiğim gibi temizlik malzemelerini getirmişti.

"Hoş geldin hadi gel içeri. " merdivenlerden gelen adım sesleriyle kafamı çevirdim. Nadir elindeki kovalarla birlikte zorla merdivenlerden çıkmaya çalışıyordu. Bu hali komiğime gitsede gülme isteği yoktu içimde.

"Acıkmışsınızdır diye size lahmacun aldık. " derken elindeki poşeti de salladı. Bu hareketine karşın Gülsüme en icten gülümsememi gönderdim.

"Kurt gibi acım. " karnımı ovaladim. Gelen gurultu sesi de bana eşlik edince kıkırdadım. Nadir de içeri girip kovaları hemen kapının yanına bıraktı.

"Benden bu kadar öldüm. " bir yandanda belini geriyordu. Çocukta haklı kovalarla yetmezmiş gibi Gülsüm bide deterjanlari taşıtmış çocuğa. Gülsüm gille birlikte odaya girdim. Bu arada elime gazete almayi unutmamıştım malum lahmacunu pis yerde yiyecek değiliz.

"Ooo hocam kaynanam beni seviyor. Lahmacun kokusu değil mi?" Can elindeki poşeti tabiri caizse saldirinca Gülsüm kokuyla elini çekti. Tabi kadıncağız alışık değil Canın bu tavırlarına.

"Evet Can lahmacun. " Tabi Can bu arada Gülsümü dinlemek yerine çoktan rulo yaptığı lahmacunu yiyordu. Hemen Açelyaya birlikte yere gazeteleri dizdim. Oturacak kadar yer olunca geri kalan gazeteleri boşa harcamak yerine köşeye koydum. Sonuçta onlar bana başka işlerde lazım olacaktı.

"Hocam size afiyet olsun biz gidip şu eşya islerini halledelim. " Çağların  lafı üzerine Kaanda ayaklandı ve Miraç da dahil ucu birden çıkıp gittiler. Miraçın söylediği laflardan sonra dönüp bir kere bile yüzüne bakmadım. Nadir geldiğinde verdiği tepkiyi bile merak ettiğim halde bakmadım. Madem onun için gruptakilerden biriyim. O zaman benim kimle nerde nasıl takıldığım onu ilgi etmez.