Stajyer öğretmen

14.3K 567 93
                                    

Arkadaşlar diğer karakterler için fotoğraf paylasmıyacam çünkü herkes karakteri kendi kafasına göre oluşturmuş durumda. O yüzden kafanızda belirlediğiniz yüzler daha önemli. Sadece Ekim ve Miraçı paylaştım çünkü onlar benim hayalimdeki karakterlere tam uyuyordu. Şimdiden okuduğunuz için teşekkürler.

"Hayır evden kovmadi ben çıktım. " kaslarını soru sararmış gibi kaldırınca elimdeki kaşığı bıraktım. Anladığım kadarıyla bu konuşma gerçekleşmeden bu yemeği yiyemiyecektim. "Miraçın abisi geldi diy..... " daha cümlemi bitirmeden Gülsüm abla yüzünden durmak zorunda kaldım.

"Mert mi geldi?" Sesi o kadar yüksek çıkmıştı ki yerimden sıçradım. Neden böyle tepki vermişti ki.

"Adını bilmiyorum. Ama en büyükleri oymuş. " Gülsüm ablanın gözleri dolunca söylediğime pişman oldum. Dur biraz Gülsüm abla Merti tanıyordu yoksa Mert anlattığı çocuk muydu? "Senin aşık olduğun çocuk Mert miydi? " Kafasını olumlu anlamda sallayinca sol yanıma öküz oturdu. Hayatın bana oynadığı oyun hiç adil değil. Her ne kadar ne olduğunu merak etsemde sormadım. Daha doğrusu soramadim. Dilim varmadi. İştahim kaçsada sırf ayıp olmasın diye önüme indirdiği yemekleri yemeye başladım. Çenemin titremesinden Heran aglayacagimın sinyalini aldım.

"O kızda gelmiş miydi? " yemekten kafamı kaldırdım. Gülsüm ablanın yüzü kıpkırmızı olmuştu. Aglamamak için kendini sıkmaktan kızarmıştı eminim.

"Zaten evde fazla kalmadım. Ordaysa bile görmedim. " Aklıma Mertin Gülsümü sorduğu gelince gülümsedim. "Ama Lekent lisesinde çalıştığımi öğrenince seni sordu. " gözleri anında parlamıştı. Evli bir kadının vereceği tepkileri vermiyordu. Evli olduğunu hatirlatmak için kocasını sordum.

"Eşin ne zaman gelecek? " tek kaşımı kaldırarak yüzüne baktım. Gülsüm bozulunca yaptığım imanın yerine ulaştığını anladım.

"Gelir birazdan. " daha fazla yiyemiyeceğimi anlayınca tabakları kaldırıp tezgahın üstüne bıraktım. Telefonuma gelen mesajla elimi ceketin cebine attım. Inşallah telefon faturası değildir. Mesajı açtığımda dudaklarima tebessüm yayılmıştı. Mesaj Candan gelmişti.

'Kusura bakma amacım seni kırmak değildi. Sadece Miraç yüzünden üzülmeni istemiyorum. " yüzümdeki gülümseme yerlerde sürünürken telefonu cebime attım. En azından bu iki gün boyunca kimseyle görüşmesem iyi olur. Kafa dinlemek iyi gelecekti bana. Hem belki uzak durdurusam Miraça karşı olan hislerimde geçerdi.

..........(2 gün sonra)

"Abla hadi geç kalacaz. " Gülsüm odadan koşarak çıktı ve vestiyerdeki çantasını alarak evden zor bela kendini dışarı attı.

"Tamam kız acele ettirme araba var altımızda. " Caner abi yani Gülsümün kocası bugün okula rahat gidelim diye işe giderken arabayi bize bırakmıştı. Ayakkabılarını giydikten sonra aşsağı indik. Beyaz Ford focusun ışıkları yanınca binecegim arabanın hangisi olduğunu gördüm. Öne oturup kemerimi bağladım. Evet iki gün boyunca Candan gelen mesajlara cevap vermedim. Bir tek annemle konuşmuştum. O kadar. Miraç evin adresini bilmesine rağmen gelip ne yaptığımı sormadı bile. Bu durum canımı yaksada hak etmiştim. Ne sanmıştım ki sırf iki gün benden haber almayınca beni merak edeceğini mi? Okula yaklaşınca bedenim anında gerildi. Çocukları görünce ne tepki vereceğimi ya da neden telefonları acmadin dediklerinde ne diyeceğimi bilmiyorum. Arabayi park edince ikimizde indik.

EKİM (Öğretmen)(Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin