Öpücük

14.4K 493 149
                                    

Bölüm için biraz beklettim biliyorum ama sınavlarım vardı diye yazamadım. Hem size Miraçın ağzından bölüm yazdım. 😄

"Açelya sabahtandir arıyor. Artık telefona cevap vermen gerekiyor. " Miraç avuç içine gömdüğü kafasını kaldırıp kararsız gözlerle bana baktı. Oda Açelyanın bu durumu kaldiramiyacağından korkuyor. "Annesini son kez görme şansı varken bunu elinden alma. " bana hak vermiş olacakki sabahtandir öten telefonu sonunda açtı. Bir süre karşı tarafı dinledikten sonra derince iç çekti. Kesin Açelya yine taramalı tüfeğe bağlamış söyleniyordu.

"Hastanedeyim. " oturduğu koltukta hafif öne kayarak kafasını duvara yasladi. "Telefonu Meteye ver. " kardeşine annesinin durumunu söyleyememisti. "Alo Mete kardeşim beni iyi dinle. Annemin durumu çok kritik belki onu son görüşümüz olabilir o yüzden Açelyayı buraya getir. Bide son bir isteğim var. Annemin durumunun kötü olduğunu sen söyle. " bir süre karşı tarafı dinledikten sonra telefonu kapatıp cebine attı. Miraçın annesiyle son zamanlarda arası kötü olduğu için annesinin başına gelenlerden eminim kendini sorumlu tutuyordu. Yanında olup koruyamadığı için. Miraçı izlemek yerine bende koltukta düz oturarak karşı duvarı izledim. Miraçın bu şekilde acı çekmesi benimde canımı yakıyor. Omzuma koyulan kafayla birlikte bedenim donup kaldı. Kafasını omzuma iyice yerleştirmek için birkaç defa kıpırdandı bu arada saçları boynumu gıdıklayınca kıkırdadım. Ne yapayım boynumdan tikim var. Bir süre Miraçın derin derin nefes alışverişini dinledim. Şuandaki duruma rağmen bile kendimi tuhaf bir şekilde mutlu hissediyorum.

.........
Burdan sonrası Miraçın ağzından.

Siktir bu kızın bana bu denli iyi gelmesi hiç iyi değil. Kendimi uyuşturucuya bağımlı olmuş ergenler gibi hissediyorum. Hele boynundan yayinlan karpuz kokusu. Karpuz kokmasinin sebebi  banyoda bulunan duş jeli. Annem içerde ölümle cebellesirken bile bu kokuda kaybolacak kadar bağımlıyım işte. Kollarımı beline sarıp sahiplenmek vardı ama ne yeri ne zamanı. Şimdilik bu kadar yakınlık ikimiz içinde en iyisi. Hem öğretmenim hemde benden büyük olan birine bu denli büyük hisler beslemem zaten yeterince deli işi.

"Anneeee annnem nerde?" Açelyanın kolidora bağırarak girmesi üstüne girdiğim transtan çıktım. Acı gerçek tokat gibi yüzüme çarparken kafamı Ekimin omzundan kaldırdım. Açelya direk bana doğru kosunca ayağa kalkıp yanıma ulaşmasını bekledim. "Abi annem ne oldu ona iyi mi?" Ağlamaktan dolayı kelimeler ağzından tam anlamıyla çıkmamıştı. Cevap vermeden yüzüne bakınca hıçkırarak kollarını belime sarıp kafasını göğsüme gömdü. Bedenim yıkılmak üzere. Ne kadar sağlam durmaya çalışsamda içim parcalaniyordu. Destek almak için bakışlarımı Ekime çevirdim. Gözleri dolmuş şekilde Açelyaya bakıyordu. Onunda gözlerinde çaresizlik vardı. Bakışları bana dönünce gözünde biriken yaş kendini saldı. Her ne kadar hızlı davranıp düşen göz yaşını silmeye calissada çoktan görmüştüm. Daha falza dayanamayıp kollarımı Açelyaya doladım. Nasıl ben Ekimden destek aliyorsam oda şuanda benden alıyordu. Açelya benden ayrılarak benim Kalktığım yere oturdu. Bizim çocuklardan sadece Mete gelmişti. Büyük ihtimalle diğerlerinin haberleri yoktur yoksa kesin gelirlerdi.

"Abicim bu durumda ne diyeceğimi bilmiyorum ama Nazan abla güçlü kadındır hemen pes etmez. " Açelya hıçkırarak ağlamaya başlayınca Mete konuşmayı kesti. "Gel abicim biz bi hava alalım. " kafamı salladım. Her ne kadar kızları burda yanlız bırakmak istemesemde çok acil sigara yakmam gerekiyordu. Sinirlerim fazlasıyla gerilmiş durumda. Dönüp birkez daha Ekimin yüzüne bakmadan hastaneden çıktım. Meteyi beklemeden kendimi en yakın bankin üstüne saldım. Kendimi fazlasıyla bitki hissediyorum. Ceketimin iç cebinden sigara ve cakmağı çıkarıp yaktım. Sigaranın dumanı gecenin karanlığında süzülürken sessizce izledim.

EKİM (Öğretmen)(Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin