EKİM (Öğretmen)(Tamamlandı)

Kıskançlık kıvılcımları

Kusura bakmayın bu bölüm biraz gec geldi. Biliyorsunuz ki okul başladı ve cok yoğunum. O yüzden bölüm yazmakta zorlanıyorum. Yinede bu bölümü yazdım pek istediğim gibi olmasada şimdilik elimden bu geldi.

Bide bundan sonraki bölümlerde Ekim,Gülsüm,Açelya ve Aylanın ağzından bölümler yazacam. Sonuçta tek umutsuzca aşık olan Ekim değil. 😄

"12/B sınıfında Dersimiz var. Bugünlük sana fazla yük vermiyecem. Ancak diğer günlerde dersi anlatman için bile sana bırakabilirim. " dedim ve gülümsedim.

"Hala adını söylemedin. " tek kaşını kaldırarak bana baktı.

"Ekim. "Soyadımi söyleme gereği bile duymamıştim. Çocuğun bendeki ilk izlenimi kötü. Sonuçta onun yüzünden Miraçın gözünde farklı konuma düşmüştüm. Yinede teşekkür etmem gerektiğinin farkındayım. Sonuçta beni Emre'nin elinden kurtarmış.

"Teşekkür ederim. " önemli değil dermiş gibi elini savurdu.

"Bende ne zaman teşekkür edeceksin diye gözünün içine bakıyorum. " otomatikman gülümsedim. Lafı nasıl carpacağını iyi biliyor.

..........
Yorgunluktan artık ayaklarım kara sular bağlandı. Tam 5 derse girip çıkmıştım tabi yanımda Nadirde vardı ve şuanda yorgunluktan uyumak üzereyim. Üç ders B sınıfına iki derste C sınıfa derse girmiştim. Çocuklara gelirsek hiçbirini tenefüs boyunca görmemiştim. Pazartesi en son katta nöbetçi olduğum için defalarca bakmıştım ancak besinden de iz yoktu. Ya hiç sınıftan çıkmamışlardı ya da benden kaçıyorlardı. Ah size tüm gün okulda dönen dedikoduyu anlatmadım. Bütün okulun önünde beni Emre'nin elinden kurtardığı için Nadirle beni çift olarak görüyorlardı. Tabi Nadirde etkilenen kızlar haricinde onlar için ben erkekleri ayartan öğretmen durumundayım. Nadir daha ilk günden iki tane çıkma teklifi almıştı. Bu durum komik gelsede kızların gruru kırılmasın diye belli etmedim. Çalan zille birlikte oturduğum sandalyeden ayaklandim. Malum şimdiki dersim 12/A sınıfındaydı. Nadirde benimle birlikte kalkınca durdurdum.

"Rehberlik dersine girecem. O yüzden sen gelme. " bir süre tereddütle yüzüme baksada tekrardan yerine oturdu. Kızların ilgisi hoşuna gitti diye bütün derslere girmek istiyordu tabi.

"Iyi dersler tatlım. " Gülsümün seslenmesi ile dönüp gülümsedim. Öğretmenler odasından çıktığım gibi koşarak merdivenleri çıktım. Üç gündür Miraçın yüzünü adam akıllı görmemiştim ve sandığımdan da çok özlemiştim. Sınıfın önüne gelince elim kapının kulpuna gitmedi bir türlü. Miraçı görmeye cesaretim yoktu işte. Yinede derin bir nefes aldım ve kulpu bir kerede aşsağı indirip kendime dogru çektim. Erkekler ortaya toplanmış kibritle yerdeki kağıtları yakmaya çalışıyorlardı. Kapının sesini duyunca kibrit yok etmeye çalışmışlardı ancak çok geç çünkü çoktan görmüştüm. Adının Aykut olduğunu hatırladığım çocuğun elindeki kibriti hızla aldım. Çocuk kaşları çatık baksada sesini çıkarmadan yerine oturdu. Tıpkı sınıfın geri kalanının yaptığı gibi.

"Hocam sigara icmiyorduk ki. " gözlerim kendiliğinden devrilirken sandalyeme oturdum.

"Okula kibrit getirmek yasak. Ne yaptığın benim için önemli değil. " bakışlarım sanki özlemini gidermek istermiş gibi Miraça döndü. Sınıfla bağını koparmış, pencereden dışarıyı izliyordu. Oturduğu sandalyede iyice yayılmış ve rahat bir pozisyon almıştı. Özlediğim gözlerin bana bakmadığını görmek canımı yakmıştı. Günler sonra bir araya geliyorduk ve Miraçın tek yaptığı beni yok saymak.