Ekimin multimedyadaki yüz ifadesi Nadirin arkasından bakarkenki ifade olarak hayal edin.
Miraç ve Canla birlikte okula doğru giderken aklımda olan tek şey okuldakilere nasıl davranacagim. Daha doğrusu okuldayken Miraça nasıl davranacağım. Ona bakarken bile gözlerim Işıldarken insanlar nasıl fark etmesin ki. Elimle Anlımı ovalarken bu düşünceleri aklımdan uzaklaştırdım. Kimse bir şey anlamiyacak en azından kendimi böyle kandırabilirim. Ayrılacağımız yere yaklaşınca bizimkilere döndüm.
"Ben önden gideyim. " gitmek için hareketlenince Miraçın parmakları Kolumu sarıp engelledi. Bakışlarımı yüzüne çevirdiğimde öfkeli gözlerle yüzüme bakıyordu.
"Söylememe gerek olmasa bile hatirlatma yapayım. Erkeklerden uzak duruyorsun. Özelliklede Nadir picinden. " gözlerimi devirirken kafamı olumlu anlamda salladim. Parmaklarını geri çekerken bende Kolumu kendime çektim. Her ne kadar onun yüzüne karşı gözlerimi devirsemde aslında beni kiskanmasi hoşuma gitmişti. Bende onu kızlardan uzak durması için uyarmali mıyım? Bunu aklımın bir köşesine kaydettim. Okul bahçesine girmemle benden az ötede yürüyen Gülsümü fark ettim.
"Gülsüm abla. " seslenmeme rağmen dönüp bakmamıştı. Bu durum biraz garibime gitsede umursamayip hızlı adımlarla ona yetiştim. "Seslendim ama duymadin. " dalgın bakışları bana dönerken ilk dikkatimi çeken şişmiş gözleri oldu. "Ne oldu?" Kafasını iki yana sallayıp bakışlarını okula doğru çevirdi. Her ne olmuşsa Gülsümü çok etkilemişti.
"Canerle dün akşam biraz kavga ettik. Kalbimi kıracak kadar kötü lafları oldu. " Neden diye atılmak istesemde bekledim. Zaten anlatıyordu bide kadını sık boğaz etmeye gerek yoktu. "Mertin geri döndüğünü öğrenmiş. Beni neylerle itham ettiğini bir duysaydin kendimden soğudum resmen. " dudakları arasından hıçkırık kaçınca eliyle yüzünü kapattı. Hızla kollarımı ona dolarken kendime kızdım. Keşke sormasaydim diye. Gelen geçen öğrenciler bize garip garip bakarken kendi aralarında fısıldaşmaya başladılar. Gülsümden ayrılırken kafamdaki beyaz şapkayıda düzelttim. "Neyse daha fazla bu konuyla ilgili konuşmak istemiyorum. Senden bir şey isteyecektim. " kafamı hemen olumlu anlamda sallayinca ağlamasına rağmen tebessüm etti. "Bir kaç günlüğüne sende kalabilir miyim beni evden kovduda. " benimde gözlerim dolarken caner abiye içimden küfür ettim. Dışarı attığı kadın kendi karısıydı be.
"Tabiki kalabilirsin sorman bile ayıp. " tekrardan sarildiktan sonra tuvalete girmek için ayrıldı bende öğretmenler odasına girdim. Birkaç öğretmene başımla selam verip hemen kendimi dolabımın önüne attım. Örnüğümü üstüme taktiktan sonra kafamdaki şapkayı çıkardım. Saçlarımı Örnüğün altından çıkarıp cebindeki kağıdı açtım. Bugün günlerden salı olduğu için ilk dersim geometri ve A sınıfınaydi. Daha dakika bir gol bir hemen Miraçın sınıfında derse girecem. Kağıdı tekrar cebime attıktan sonra tebeşiri de alarak odadan çıktım. Çalan zille birlikte öğrencilerin sesleri kolidorlari doldurdu. Sınıflara girmek üzere yukarı çıkıyorlardı. Nadir öğrencilerin arasından çıkıp gelirken genişce gülümsedi.
"Günaydın. Nasılsın bakalım. " kendimi tebessüm etmeye zorlarken gözümün önüne Miraçın kızgın gözleri geldi. Daha ilk günlerden bile beni böyle etkisi altında bırakıyor ya helal.
"Sanada Günaydın iyiyim sen nasılsın. " bu arada ikimizde merdivenlerden çıkmaya başlamıştık.
"Bende iyiyim. Miraçla aynı evde kaldığını bilmiyordum. " terslememek için kendimi zor tutarken zorla yüzüne gülümsedim.
"Halbuki hersey gözünün önünde oldu. Nasıl fark etmedin. " diyip mevzuyu kapattım zaten sınıfın önüne geldiğimiz için kapanmista oldu. Her zamanki gibi gürültü dışarı kadar taşıyordu. Korkarakta olsa kapıyı açıp içeri girdim. Gördüğüm manzaraya şaşırmazken gözlerimi devirdim. Okulun ilk zamanları yine böyle bir oyun oynuyorlardı. Neydi bunun adı hıh uzun eşşek. Içeri girdiğimiz zaman atlayan Can olduğu için onu havadayken bastık. Tabi o hala bizim farkimizda değildi. Bir kerede şu çocuğu normal bir şey yaparken yakalasam Adak adarim herhalde. Can çocuğun sırtına iniş yaparken sınıfı yırtılan kumaş sesi doldurdu. Gördüğüm kırmızı renkle gözlerim büyürken elimle ağzımı kapattım. Canın pantolonu yırtıldığı için kırmızı donunu herkes görmüş oldu. Can kız gibi çığlık atıp çocuğun sırtından inerken eliyle arkasını kapatılıyordu. Arkasını dönmesiyle benle göz göze gelmesi bir oldu. Utançtan kızarırken koşarak yanımdan geçip sınıftan çıktı. Canın çıkmasıyla sınıfta kahkahalar ucusmaya başladı. Elimde olmadan bende kıkırdarken bakışlarım Miraçla kesişti. Bakışlarını hiç çekmeden direk beni izliyordu. Gülüşüm yüzümde donarken istemsiz gerildim. Erkekler hızla yerlerine dağılırken Candan dolayı sınıfta hala uğultu vardı. Bu cocuk bide hafta sonu evlenecekti. Nadir Can gittığı için onun yerine otururken bende konuyu anlatmaya başladım. Elimi kaldırıp yazdığım için yaram arada sızlıyordu ama rahatsız edecek kadar değil. Ders boyunca bakışlarımı Miraç hariç her yere çevirdim. O kadar çok kendimi sıkmıştım ki bıçak batirsalar kan çıkmayacak tabiri şuanda bende gecerliydi. Konu bitince soruyu yazıp sandalyeye oturdum. Onlar yazana kadar biraz dinlensem iyi olur.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
EKİM (Öğretmen)(Tamamlandı)
Ficção GeralYürekleri titreten bir aşka sizde şahit olmak isterseniz doğru kitabı okuyorsunuz. Öğretmen öğrenci aşkı diyince ilk akla gelen sıradan şeylerden uzak sıradışı bir kurgu. Burda öğretmen olan bayanken öğretmenine aşık olan öğrencide erkek. Ikisinin a...