Final=1=

13.6K 378 71
                                    

"Miraç annemleri çağırsana" bu arada kaynayan çayı sofraya alıyordum. Gerçi dün akşam yasananlardan sonra nasıl utanmadan yüzlerine bakacağımı bilmiyorum. Zaten Miraç yüzünden hareket edip oturup kalkmada sorun yaşıyordum.

"Tamam. " odadan bağırtı sesini duydum. Dün akşam odayı biraz dağıttığımız için o odayı toplarken bende kahvaltı hazırlıyorum. Dış kapının açılma sesi kulağıma ilişince çağırmak için gittiğini anladım. Miraç boynumu yine morartığı için fondoteni boynuma direk dökmüştü. Başka morluk var mı diye aynada kendime uzun süre baktım. Neyseki diğer morluklar görünmeyen yerlerdeydi de kimse fark etmeyecek sekildeydi.

"Olum sana ne olmuş lan pişmiş kelle gibi sırıtıyorsun. " mutfağa dolusurlarken Canın zev zek sesi kulağımı doldurdu.

"Seni çağırdığıma pişman etme. Şu köşede akıllı bir şekilde otur. " Canın bakışları bana dönerken gözlerini kıstı. Onu terslemem hoşuna gitmemişti. Seri adımlarla yanıma gelip kolunu omzuma attı.

"Demek kardeşini o köşeye göndermeye Vicdanın izin verecek. " gülümseyerek kafamı aşsağı yukarı salladim.

"Gel kocacim bunlar karı koca bir tuhaf olmuşlar. " gözlerimi belertip Bahara döndüm. Sende mi dememek için kendimi çok zor tuttum. Canın yanında kala kala huylu suyunu almıştı.

"Biz mi tuhafiz? Sen hiç kocana bakmadın herhalde. " Bahar Cana laf söylediğim için bozulsada sesini çıkarmadı. Haklı olduğumu oda biliyordu. "Hadi zev zek geç bakalım yerine. " diyip sakaciktan ittim. Miraçın Cana karşı olan bakışları hiçte tekin değildi zaten. Bakışlarim Mertle kesişirken sasirmadim değil Miraç nasıl olduda abisine izin verip masamiza oturttu. Ortamın büyüsüne bozmamak için masaya kuruldum.

"Kızım ben bu aksam köye dönüyorum artık. Hatice gel inegine bak diyor. " kafamı olumlu anlamda salladim. Annemin bu evdeki varlığına alışmışken bırakıp gitmesi zor olacaktı.

"Tamam anne. Tatil olsun biz geliriz. " Annem bu lafıma gülümseyip kafasını salladı. Bakışlarim bu arada Gülsümle kesişirken aklıma gelen düşünceyi geri itemedim. Daha ona çocuğunun ölmediğini söyleyecektik. Millet curcuna ile kendi aralarında konuşup kahvaltısını yapmaya devam ederken benim bakışlarım Miraça döndü. Oda sanki benim düşündüğümü düşünüyormuş gibi morali bozuktu. Halbuki bizim en mutlu olmamız gerekiyordu.

"Daha fazla uzatmadan söylemeliyiz. Kendimi çok huzursuz hissediyorum. " Miraçta benimle aynı fikirde olmalıki kafasını aşsağı yukarı salladı.

"Hatta söylemek yerine kahvaltıdan sonra hep birlikte yegenimin kaldığı yere gidelim. " sıkıntı ile iç çektim. Peki yarın bir gün benim çocuğum olursa ona ne olacaktı. Mert kardeşine güvenip ona emanet etmişti peki ben. Bu arada bakışlarım hemen yanımda gülerek birseyler anlatan Cana kaydı. Bu masada gerçekten kardeşim diyebilecegim bir tek o vardı.

"Can. "  seslenmem ile bakışları bana döndü. Bu defa sesimi baya bir kisarak konuştum. Kimsenin duymasını istemiyordum. "Eger benle Miraça birsey olursa ve çocuğumuz ortada kalırsa sana emanet. " Canın kaşları çatılirken niye böyle bir konuşma yaptığımı anlamamış gibi duruyordu.

"O zaman benle Bahara birsey olursa bizim çocuklarda size emanet. " kafamı olumlu anlamda sallayıp boynuna sarıldım. Halbuki Canla ilk tanıştığımız zaman çokta güzel şeyler olmamıştı. Bana sınıfın içinde laflar sokup durmuştu. Şimdi ise çocuğumu ona emanet edecek kadar sevip güveniyordum.

............
"Nereye gidiyoruz artık biriniz açıklama yapsın. " dördümüz birden taksiye dolusmustuk. Miraç öndeki koltukta otururken mert ben ve Gülsümde arkada oturmuştuk.

EKİM (Öğretmen)(Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin