Engeller

9K 373 65
                                    

Çok kısa biliyorum ama ne yapayım paylaşmak istedim. Genel kurgu içinde 82. Sırada olduğumuz için sizlere teşekkür mayetinde yazdım. 🙈🙈

Saat nerdeyse on bire geliyordu ve ben daha yeni eve geliyorum. Inşallah annem uyumustur da benim geç geldiğimi fark etmez. Hem beni annemin gazabından kurtaracak bir Gülsümde yoktu. Hastanede Mertin yanında kalmıştı. Büyük ihtimalle geçmişi yad edeceklerdi. Kapıyı açıp içeri girdiğimde rahatladım Neyseki Lambalar sönüktü. Anahtari Vestiyere bırakıp montumu çıkarmıştım ki lamba açıldı. Korku ile yerimden sıçrayıp anneme döndüm. Kolları göğsünde burnundan solurken  beni izliyordu. Annemi ilk defa bu kadar kızgın gördüm. Bu kızgınlığının sebebi eve geç gelmem değil başka bir şey olmuştu. Annem hızla üstüme yürürken şaşkın bakışlarla izledim. Taki yanağımda patlayan tokada kadar. Kafam sola doğru düşerken salınık saçlarım yüzüme döküldü. Bu arada boynum açıkta kaldığı için annem boynumdaki morluğa acımadan parmağını bastırdı. Lanet olsun Miraçın öptüğü yeri görmüştü. Tamam ilk günkü gibi mor değildi ama hala morlük vardı. Acı ile inlerken annemden uzaklaştım.

"Senin gibi bir kız yetiştirdiğim için kendime acıyorum. Demekki sana tam anlamıyla terbiye verememisim. " yüzündeki aşşalar ifade yüzümü turlarken utanç içinde kafamı eğdim. "Öğrencinle kırıştıracak kadar gurursuz musun? " gözlerim büyürken hızla kafamı kaldırdım. Miraçtan nasıl olduda haberi olmuştu.

"Anne böyle bir şey yok. " Eger inkar etmezsem eminim sabaha kadar beni döverdi.

"Sus bide konuşuyor. Gözlerime mi inanayim yoksa sana mı? Daha bugün Canın telefonunda senle o oğlanın fotoğrafını gördüm. Senin üstünde hastane kıyafetleri vardı. O mevzuyuda sonra konusacaz. " Nefesim tıkanırken o fotoğrafın ne zaman çekildiğini hatırladım. Soygundan kaçan adamlar bizim okula gelip Miraçların sınıfını rehin almıştı sonrada ben yaralanip hastaneye düşmüştüm. Miraç benim ölmediğimi gördüğü zaman Anlını anlıma yaslayip durmuştu. O arada Can bizim Fotoğrafımızı çekmişti. Ben o fotoğrafı nasıl olduda unuttum. O günkü fotoğraf şimdi başıma bela olmuştu. "Sana sadece tek bir kelime diyecem. Eğer anneni çiğnemek istiyorsan suan şu dakika çık git bu evden. Eğer o çocukla bir daha görüşürsen sana sütümü helal etmem. " gözlerim dolarken anneme yalvarmamak için kendimi zor tuttum. Annem resmen bana diyordu ki nefes almadan yaşa. Ağzımdan tek kelime çıkmazken annem son kez yüzüme bakıp odaya gitti. Tabi bağırarak söylenmeyi ihmal etmiyordu. " Adımızı çıkaracaksın. Ben köye döndüğümde damadın kim dediklerinde nasıl kızımın öğrencisi diyeyim. Seni yetiştiren bana laf söylemek lazım. " ve daha bir çok laf sıraladı. Titreyen ellerimle montumu asıp odaya geçtim. Açelya korkak gözlerle bana bakıyordu. Akmayan göz yaşlarıma bakıyordu.

"Önceden olsa anneme hemen tamam derdim ama Miraç hayatıma girdikten sonra onsuz nasıl yaşarım bilmiyorum. " yere oturup ağlamaya başladım. Melek gibi olan annem gitmiş yerine dediğim dedik biri gelmişti. Haklıydı da. Elimi yüzüme kapatirken Açelyanın kollarını bana sarmasina izin verdim. "Benim tek yaptığım sevmek. " sesimdeki acıyı Açelyada hissetmiş olmalıki onunda gözleri doldu. Yüzümdeki yaşları silerek Açelyaya baktım. Eğer burda konuşulanları Miraça söylerse neler olur düşünemiyorum bile. "Bugün yaşananları abine söylemek yok tamam mı? " yüzüme kararsizca baktığını görünce bu defa yalvardim. " lütfen eğer abine söylersen neler yapabileceğini kestiremiyorum bile. " Açelyada bana hak vermiş gibi kafasını olumlu anlamda salladı.

"Peki o zaman ne yapmayı düşünüyorsun. Abime ayrılalım diyince hemen ayrılacağını mı sanıyorsun. Ee anneni de duydum eğer o çocukla görüşürsen sütümü helal etmem dedi. " elimle Anlımı ovalarken dolan gözlerimi oymak istedim.

"Annemi bir şekilde ikna etmeliyim. Ya da Miraçtan vazgeçmek zorundayım. " Açelya Üzgünce yüzüme baktı. Oda benim gibi biliyordu ki annemi ikna etmek imkansız. Sütünü bile ortaya attiysa. "Ne annemde vazgecebilirim ne de Miraçtan. " çalan telefonumda birlikte hızla cebimden çıkardım. Sanki hissetmiş gibi arayan Miraçtı. Telefonu açmak istesemde elim onaylama yerine gitmedi. En azından bu olayın üstüne Miraçla konusmamaliyim. Aramayı redderek telefonu sessize aldım. Üstümdekileri değiştirip yatağa girdim. Bu arada Açelyanın telefonu çaldı. Arayanın çoktan kim olduğunu biliyordum zaten. Sesimi çıkarmak yerine konuşmalarını dinledim.

"Evet abi yanımda. Ama şimdi konusmasaniz daha iyi olur. " bir süre ortam sessizlesti. Büyük ihtimalle hep Miraç konuştuğu için Açelya konusamamisti. "Evet Canın telefonundaki fotoğrafınızı gördü. Abi ben nasıl engel olabilirdim. " olanlardan Miraçında haberi olmuş anladığım kadarıyla. Kesin Can anlatmıştır. "Abi ben bu konuyla ilgili birsey söyleyemem senle Ekim abla konuşursunuz. " yatakta cenin pozisyonu alarak sözde kendimi korumaya almış oldum. Böylece gelen hiçbir darbe bana birsey yapamazdi. "Uf abi ne bileyim kötü halde benimlede konuşmuyor. " ardından telefonun dıt sesi kulaklarımı doldurdu. Açelya Miraçın yüzüne telefonu kapatmıştı.

............
Gülsümün ağzından.......

Miraça gelen telefon sonucu resmen delirdi çocuk. Konuşmalardan anladığım kadarıyla Canla konuşuyordu ve her ne olmuşsa Ekimle ilgiliydi. Defalarca Ekimi aramasina rağmen Ekim cevap vermemişti. Tabi bu yaptığı sadece Miraçı daha çok Çıldırtmıştı. Bu defada Açelyayı aradı. Kesin çok önemli bir şey olmuştu Miraç böyle derlirdigine göre. Cevap almış olmalıki hızlı adımlarla odadan çıktı. Ama bağırtı sesleri buraya kadar geliyordu. Acaba bide ben mi Ekimi arasam.

"Kocanla kavga etmissin. " duyduğum sesle kafamı Merte çevirdim. Sabahtandir ikimizde tıp oynadığımız için konuşmuyorduk. Mertin dediklerini beynim algilayinca kaşlarım havaya kalktı  anlamadığım nokta Mertin nerden haberi vardı Kocamla kavga ettigimden.

"Nerden çıkardın yok öyle birşey?" Mertin kaşları çatılirken bu hareketten canı acımış olmalıki hemen kaslarını eski haline getirdi.

"Bana yalan söyleme diye kaç kere uyaracam seni. Hemşireler arkandan baya dedikodunu ettiler. " yüzümü buruştururken bütün hastaneye rezil olduğumu anlamış oldum. Yinede Kocamla aramda olan şeyi Merte anlatacak değilim. Cevap vermek yerine Parmaklarım ile oynadım. "Sana birsey yaptı mı? " acı içinde tebessüm ederken kafamı iki yana salladim. Senin kadar acitmadi demek vardı ama dilim varmiyor söylemeye. "Birşey duydum ama. " kafamı kaldırıp gözlerinin içine baktım. Mert ve birşeyi Sormaktan cekinmek. Geçen zamanda bazı huylari da değişmiş anladığım kadarıyla. "Kocan kolidorda bas bas bağırıyormus benimle birlikte olmadın diye. " gözlerim dolarken kafamı tekrardan parmaklarımı indirdim. Oturup bu mevzuyu konusmayacagiz değil mi? Cevap vermediğimi fark edince başka bir yerden konuya girdi. "Neden Kocanla yatmadin?" Sesinin yüzünden diye bağırmamak için kendimi zor tutup. Beni enkaz halinde bırakıp gittiğin için. Ölen oğlumun acısı geçmedi diye. Demek yerine dolan gözlerimi görmesini umursamadan kafamı kaldırdım. Ben utanacak birsey yapmamıştım sonuçta.

"Seni ilgi eden bir mevzu olsaydı anlatırdım. " Mertin gözleri benimkileri delip geçerken bakışlarımı çekmemek için kendimi zor tuttum. Söylediğimde yanlış bir şey yoktu. "Aslında bu soruyu soracak kadar yüzsüzlesecegini bilmiyordum. " Mertin yüz kasaları gerilirken benden böyle bir tepki beklemediği açıktı. "Ölen oğlumla beni bir başıma bırakıp giden adamın hayatıma girip bir anda olaylara dahil olmaya çalışması bana yapmacık geliyor. " ilk başta Mertin gözleri şaşkınlıkla büyürken bir süre sonra gözleri doldu. Verdiği tepkileri sessizce izledim. Vücudundaki yaraları umursamadan canı acıya acıya yatakta dogruldu. Sanki benden duyduklarını inanamıyordu. Ben ne demiştim de mert böyle celallenmisti.

"Oğlum öldü mü? " kaşlarım çatılirken yüzündeki gerçek acıyı gördüm. Oğlunun öldüğünü daha yeni mi öğreniyordu? Ben yıllarca oğlumun acısını çekerken mert bey daha yeni mi bu acıyla karşılaşıyordu.

EKİM (Öğretmen)(Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin