Kalbi kırık insanlar nadiren birilerini kırar çünkü. Tabağındaki hüznü dibine kadar tatmış insanlar kaşık tutmaya korkarlar. Ve işin kötüsü ne, biliyor musun? Sen hariç herkesi iyileştirme gibi bir derdin olduğunu anlamışsındır. Teselli edersin, bazen de ortak olmaya çalışırsın seninkinin binde biri olan acılara. Beş sezonluk dram dizisi olur senin hayatından ama kamu spotu gibi derdi olan insanlar vardır çevrende. Hâlâ gelip sana saçma sapan sorunlarını anlatırlar. Çantanın içinde duran tırnak törpüsünü alıp karşında duran kişinin boğazını kesip soluk borusunu çıkartmakla olur öyle şeyler, demek arasında kalırsın ve ne yazık ki ikinci tercihi seçersin. Dedim ya, kırılan bir kalp en çok kırmamayı öğrenir çünkü. Geceleri dişini sıka sıka düşündüğün tüm küfürleri gözlerine bakıp da söyleyemezsin sevdiğinin. Açık konuşacağım dersin ama genelde kapalı olur cümlelerin. Karşındaki kırılmasın diye tek sebebi. Çünkü sana seni seviyorum, demiştir tam da senin sevgisizlikten boğulduğun zamanlarda. Oysa bilmezsin her seni seviyorumun ardında gizlenen hayatını sikicem, cümlesini...