123 44 2
                                    

Bazen yaşadığım ıstırap ve çektiğim kahırları not alıyorum kara kaplı defterlere. Çünkü bazen insan öyle bir noktaya geliyor ki, neye ağladığını dahi unutabiliyor. Bu hayat sana orucunu açabilecek kadar bardak dolusu gözyaşı akıttırdıysa, coğrafya dersinde akarsu rejimlerini asla siklemez insanoğlu. Bazen geleceğim için kaygılanıyorum. Aslında kaygı değil bunun adı, daha çok korkuyorum diyelim. Basit bir hastalık yıkmamalı beni veya trafik kazası. Yüzyıllardır felaket yaşadım, ölümüm de felaket olmalı diye düşünüyorum. O kadar çok içiyorum ki bazen beynim uyuşuyor. Beynim uyuşsun diye içiyorum zaten. Sanki ben yok olursam her şey düzelecekmiş gibi saçma sapan bir his var içimde. Burnundan getirdim annemin. Bezdirdim bana değer veren insanları. Bıktırdım, bıraktım hiç sebebi yokken bana değer verenleri. Öldüğüm için şükreden insanlar olacak, bu nedense mutlu ediyor beni. En çokta kendimle olan bitmek bilmeyen savaşım sona ereceği için gülümseyeceğim boynuma dolanmış ipe. İpe sapa gelmez şeyler düşünüyorum. Beni kurta... Hayır hayır ben kurtulamam. Ben tedavisi olmayan bir tümörüm. Tüm ömrüm kendimi anlamakla geçti, bu beni kahrediyor. Neyse! Allah ekberdir...

-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin