Yeni Çocuk-7

1.1K 53 6
                                    

Öğle arasındaydık ve ben oturacak insan bulamamıştım.

Herkes arkadaşıyla gülüp, konuşurken ben elimde tepsimle ortada dikiliyordum. Ada yoktu zaten. Özgür de yoktu. Başka bir arkadaşımın olmadığını hatırlarsak, yalnızdım. Evet, biliyorum, bir arkadaşım vardı. Ama yeni arkadaş olmuştuk ve tam olarak arkadaş mıydık emin değildim.

Baran. Sert, gıcık, tatlı. Tatlı değildi aslında. Erkeksi bir yakışıklılığı vardı.  Ya ne diyorsun Derin? Sapıtmadan duramıyorsun.

Dikilmekten iyidir deyip masaların arasında dolaşmaya başladım. Yok, yok! Herkes bana bakıyordu ve bana olmasa da gülmeleri sinirimi bozmuştu.  Daha fazla rezil ve sinir olmadan bahçeye gittim. Baran'ı da görmemiştim zaten. (çapkın gülüş)

Bahçede gördüğüm ilk banka oturdum.  Kimsenin oturmamasına özen gösterdim. Buz gibi olmuş yemeğimi dürtüklemedim. Çünkü nimete öyle davranılmaz, ayıp. Soğuk olması umrumda değilmiş gibi (halbuki hiiiç sevmem) yedim. Tepsimi yemekhaneye götürmek için ayaklandım ve sağa döndü- birinin burnunun dibindeydim! Tam da burnunun dibi, burunlarımız değiyordu neredeyse. Arkaya sıçradım ve bu salağın kim olduğuna baktım. Oha! Baran değildi tabii ki (Yeter ya her yerde o olmazdı yani). Baran'ın esmer versiyonu karşımda duruyordu. Baran daha yakışıklıydı ve daha iyi duruyordu. Bunun yüzünde pislik bir ifade vardı. Tamam, iki günde kaç tane tatlı çocuk başıma geliyor ve ben eleştirip duruyorum. Yapım buna alışık değil dostlar. Yapamıyorum.

Güldü. (Baran'dan güzel dişleri vardı sanırı- ben niye sürekli karşılaştırma yapıyorum ki?)

"Dibimde ne yapıyordun öyle?"

"Sana yakından bakmak istemiştim. Uzaktan olduğu kadar yakından da güzel misin diye."

Daha kıroca bir cevap beklemiyordum. Söylediklerinde ciddi olmadığı o kadar belliydi ki.

"Eh, sana başarılar."

Yanından geçip giderken gülüp kolumdan tuttu ve beni önüne çekti.

"Ben ciddiyim. Adın nedir?"

Ha? Sesli bir şekilde söyledim mi bilmiyorum ama beynimin içinde kocaman bir "Ha?" vardı.

"Pardon, kendimi tanıtmadım. Ben Doruk." dedi ve baş döndürücü bir gülümseyle bana baktı.

Tamam, etkilemişti beni. Adımı ona söyleyecek kadar mı peki? Hiç sanmıyorum. Ben kolay bir kız değilim. Çok merak ediyorsa adımı ve soyadımı bulması kolaydı zaten. Sanırım benden duymak istiyordu.

Kaşlarımı kaldırdım.

"Ben 11/B den, Doruk Gündüz. Senin için yeterli mi?"

Serseri görünümlü sempatik bir çocuk olduğu ortaya çıkmıştı.

"Bende Derin.11/C den." dedim ve gülümsedim.

"Tepsini bırakacak mısın yoksa yanına oturabilir miyim?"

"Tepsimi bıraksam iyi olur." dedim ve yenekhaneye doğru yürümeye başladım. Arkamdan geldiğini gördüm. Umursamamış gibi yapıp tepsimi bıraktım. Arkamı döndüğümde hala orada olduğunu gördüm.

"Şey, birlikte bahçeye çıkalım mı?"

Böyle rahat olabilen insanlara hayran kalıyordum. Ben hoşlandığım birine pat diye soramam. Sormak isterim ama rahatlık zerre yoktur bende.

"Peki." dedim ve yürümeye başladık. 

İster istemez onu Baran'la karşılaştırıyordum. Baran daha uzundu ve daha kaslıydı. Baran daha iyi gülümsüyordu ve daha yakışıklıydı. Sempatik değildi, gıcıktı biraz. Beni nasıl koruduğu aklıma gelince gülümsedim. Doruk bunu yanlış anlamış olabilirdi. Bir banka gelip oturduk. Bana döndü.

FarklıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin